Okyanusya Mitolojleri

Ana Sayfa Mitoloji Okyanusya Mitolojleri Hawaii Mitolojisi'nde Güneş'in Terbiye Edilmesi

Hawaii Mitolojisi'nde Güneş'in Terbiye Edilmesi

Hawaii Mitolojisi'nde Güneş'in Terbiye Edilmesi
Yazan : @Dünya Dinleri Tarih : Kategori : Okyanusya Mitolojleri Yorumlar : 0 Okunma : 3814 Beğen : 0

Havai adalarindaki Polinezya toplumu, tepede şefler ve soylular, sonra rahipler, sonra halk ve en son tabanda kölelerin bulundugu toplumsal siniflara bölünmüstü. Her şef, ülkeyi miras aldiği kutsal bir atadan geldiğini iddia ediyordu. Polineyalılar efsanevi tarihlerinde önemli bir yer tutan doga tanrılarina tapmaktaydilar. Polinezya söylencelerinde tanrılar, uzak ülkelerde veya göklerde yaşayan şefler olarak betimlenir. Kutsal atalardan geldiklerini idda eden Havai şefleri gibi, Havai söylenlenlerindeki kahramanlar da, ya dogumla ya da evlatlik edinilme yoluyla tanrılarla iliski içindedirler.

Sonuç olarak Hawai mitolojisinde kutsal güç, tanrılardan insan akrabalarina geçmektedir. Ingiliz denizci ve kasif Kaptan James Cook, Havai adalarini 1778'de kesfetti. Dokuz yıl sonra Yeni Zelenda'ya ulasti. Ilk misyonerler 1820'de geldiler ve yerli Havaililer ve mitolojileri üzerinde büyük etkileri oldu. Onlarin yönlendirmeleri ile şefler yerli dinlerini birakip Hiristiyanligi benimsediler. Polinezya yaratilis söyleni yok oldu ve yerini Kitab-i Mukaddes'in içerigine uygun olani aldi. Bu dönemde yerli diller yaziya kavustular ve 1860'larda Havai gazateleri Batı edebiyatina da yer vermeye basladilar. Havai mitolojisinde iki mitoloji göze çarpar:

Havai Kralı majeste David,Kalakaua'nin New York'da 1888'de yayinladiği The Legends and Myths of Hawaii, Havai ulusculugu ve kültürel gururunu gelistirecek efsane ve foklor örneklerinden yapılmis seçmeleri içerir. Yazar, yurttaşlarinin öykülerini çocuk masallari olmaktan çikarip, Kitab-i Mukaddes, Ilyada ve Orta Çağ Avrupasi'nin kahramanlık söylen ve efsaneleri ile karsilastirabilecek gösterişli bir biçem kullanmaya çalisir. Ikinci derleme William Drake Westervelt 1899'da Havai'ye atanmis bir misyonerdi ve adalarin efsane ve gelenekleri konusunda uzman olmustu. Ilk kitabi Legends of Maui (1910) Maui'nin güneşi ele geçirmesini anlatir ve ayni zamanda masalin Samo ve Yeni Zelanda gibi adalardaki Polinezyali kökenleri üstünde durur.

Önemi ve Ayrıntılar

Güneşin Terbiye Edilmesi yari-tanrı Mauli'nin başardiği büyük işlerden biridir ve kurnaz hilekarin iş başındaki tam bir betimlemesini sunar. Havai şefleri gibi, Maui de kutsal ve insan akrabalara sahiptir; kapadövücülerin (kabuktan elbise yapımi) ve öteki kadın islerinin köruyucu tanruçasi olan annesi araciligiyla tanrılarla akrabadir. Maui'nin macerelari mitolojideki Hermes ve Loki gibi kurnaz kahramanlarin öyküleriyle benzesir.

Güneşin terbiye edilmesi:

Maui gökyüzünü yukarı kaldirip yerine yerlestirdikten sonra dünyada yasayanlar için yaşam kolaylasmisti. Fakat yaşam hala zordu çünkü şimdi de güneş tanrısi gökyüzünde çok hizli yolculuk yapıyordu ve gündüzler çok kisaydi. Gerçekten de ağaçlar ve bitkiler için insan ailesine yetecek kadar yiyecek üretmek, büyümeleri çok zaman aliyordu. Erkek ve kadınlarin da isigi kullanabildikleri bir kaç saat içinde islerini bitirmekleri olanaksizdi. Çiftçilerin ekim veya hasat için zamani yetmiyordu. Avcilar tuzak kurmak veya bosaltmak için yeterli zamani bulamiyordu. Balıkcilar avlanma yerlerine gidip evlerine dönmek için yetecek zamana sahip degildi. Ve kadınlar ne o günün yemegini hazirlayip pişirmeye ne de kabuk elbiseleri yapmaya yetecek zaman bulamiyorlardı. tanrılara yapılan dualar bile güneş evine döndükten sonra tamamlayabiliyordu. Günün çogu zamaninda dünya karanlik,los ve kasvetliydi.

Animsayabildiği zamandan beri Maui, annesi Ateş Hinasi'nin kapa adi verilen kabuk elbişeyi güneşin gökyüzünde bulundugu kisa süre içinde yapmak için nasil ugrastigini şeyrediyordu.

Bu iş uzun ve karmaşıktı. Ateş Hinasi önce dut ağaçinin dallarini alir,kabuklari yumusamayana kadar suya batirirdi. Kabuklari çikardiktan sonra,iç tabakasini dis tabakadan ayirmak zorundaydi. Çünkü kapa yapmak için yalnızca iç tabakayi kullanabilirdi. Iç tabaka parçalarini demetler halinde yigar ve kapa tokacini alarak,dört köseli tokaçla kabuk yumusayana kadar bir ucundan baslayip öteki ucuna kadar bunlari ezerdi. Kabuklar ince tabakalar halinde gelirdi. Sonra bu ince tabakalar haline gelirdi. Sonra bu ince tabakalari birbirine yapıstirip kumas haline getirir ve bunlardan giyılecek güzel elbiseler,üstünde uyumak için örtüler yapardi. Güneş gökyüzünde çok hizli yolculuk ettigi için,kabuk toplama isi bir ay aliyordu. Islatma isi de ikinci ayda oluyordu. Ayirma isi üçüncü ayda oluyor ve ince tabakalar haline getirme isi bir alti ay daha aliyordu. işlemin ilk asamalarinda kabuklari islak saklamak zordu. Tabakalar birbirine yapıstirildiktan sonra onlari kuru saklamak zor oluyordu.

Bütün işlem bir yıl kadar zaman aliyordu ve kapa atmak kadınlarin günlük islerinden yalnızca biriydi! Maui annesinin her gün nasil canla basla çalistigini şeyretti; bir is için malzemeyi hazirlamaya çalisiyor, öteki için daha hizli hareket ediyor, hiç bir şeyi tamamlayamadan güneş evine döndügü için agliyordu. Ve onun durumu Maui'nin kalbini sikistiriyordu. Ve Maui annesine üzüldükçe, güneşe daha çok kiziyordu. Böylece Maui, annesini şeyretmeyi birakip dikkatini güneşe vermeye basladi. Güneşi daha iyi gözlemleyebilmek için adanin kuzey-bati ucundaki sönmüs yanardaga tirmandi. Orada, güneşin kuzey-bati ucundaki sönmüs yanardaga tirmandi. Orada, güneşin her sabah yolculuguna baslamadan önce Haleakala(Güneşin Evi) adli büyük dagin dogu tarafinda dolastigi gördü.

Maui bir gün annesine "güneş niçin o kadar hizli yolculuk etmek zorunda?" diye sordu. "Dünyada yasayanlara niçin aldirmiyor ? Bu kadar bencil davranmasini önlemenin bir yolu yok mu ? Onu terbiye edecegim! Bacaklarini kessem ne olur? Bu onun böyle hizli kosmasini engeller!"

Annesi,"güneş her zaman ne yaptiysa onu yapıyor ve onu yapacak" diye yanitladi. "Normal bir insan onun karsisina çikamaz ve onunla konusacak kadar yasayamaz. Onun davranisini degistirmeye çalisacaksan, basina büyük bir is aliyorsun, kendini buna hazirlaman gerekir. Güneş çok iri ve güçlüdür. Isinlari çok sicaktir. Onunla karsilastin mi, cesaretin kuru bitki gibi isinlari karsisinda erir."

"Büyük annesini ziyaret edip,ondan yardim istesen iyi edersin" diye ögüt verdi. Ateşin Hinasi ,"O sana ögüt verebilir mi ve sana basari getirecek silaha da o sahip." "Büyük annen Haleaka daginin,güneşin sabah yolculuguna basladiği yerinden fazla uzak olmayan tarafinda yasiyor. Koca bir vilvili ağaçina geldin mi,onun yasadiği yeri buldugunu anlarsin. Büyük annen her sabah güneşe kahvalti hazirlar ve o da yolculuguna baslamadan önce oraya ugrar."

Ateşin Hinasi açiklamalarina devam etti:"Büyük annen güneşe muz pişirir. Güneş gökyüzünü isinlariyla gül kirmizisi yaptiginda vilivili ağaçinda olmalisin. ağaçin yaninda bir horoz vardir ve üç kez öterek güneşin geldiğini haber verir. Büyük annen o zaman bir muz havengi ile gelip onlari pişirecegi Ateşi hazirlamak için muzlari yere koyar. Muzlari almalisin." "O zaman büyük annen ikinci bir muz hevengi ile gelecek ve pişirecegi Ateşi yakmak için onlari yere koyacaktir. Bu muzlarida almalisin."

Maui'nin annesi sözlerini söyle tamamladi: "Büyük annen üçüncü bir hevenkle gelip Ateşi yakmak için onlari da yere koyacaktir. O zaman kendini ona tanit.Maui oldugunu ve Ateş Hinasini'nin oğlu oldugunu söyle. " Böylece güneş daha uykudayken,Maui Haleaka dagina tirmanmaya basladi. Güneş ilk isinlariyla gökyüzünü gül kirmizi yaptiginda, Maui soluk yüzlü gökyüzünde siyaha boyanmis vilvili ağaçini gördü. Sonrasi annesinin anlattigi gibi oldu. Horoz üç kez öttü. Büyük annesi olan yasli kadın muz hevenkleriyle geldi ve Maui onlari aldi.

Iki hevengin alindiğini anladiğinda kadın bağırdi: "Güneşin muzlari nerede?" ve hirsizi aramaya basladi. Maui'nin büyük annesi o kadar yasliydi ki neredeyse kördü.Hirsizi ararken Maui'ye çok yaklasti ve kokusun aldi. O zaman yanina geldi, bulutlu gözleriyle yüzüne bakacak kadar yaklasti ve sordu:

"Sen kimsin ? Güneşin muzlarından ne istiyorsun?" Maui, "Ben Maui'yim, Ateş Hinasi'nin oğluyum" diye yanitladi, senden yardim istemeye geldim. Güneşi terbiye etmek istiyorum. Bu kadar bencil davranmasini engellemek istiyorum. Çok hizli yolculuk ediyor ! Gündüzleri o kadar kisa oluyor ki annem isini hiç bitiremiyor. Kapa yapmak için bir yılini aliyor. tanrı olmayanlarin isi çok daha zor olmali!"

Maui'nin büyük annesi onun sözlerini dikkatle dinledi. O dinlerken gökyüzü ve yeryüzündekiler Maui'yi övmeye basladilar.

Onun onuruna gökler gürledi ve gökkusagi köprü kurdu. Onun onuruna çakil taslari sallandi ve karincalar sarki söyledi. Onun onuruna tüysüz köpekler ortalikta dolasti. Gerçekten de Maui insanlarin kahramani olmak için dogmustu! Böylece Maui'nin büyük annesi ona yardim etmeye karar verdi.

"Torunum, sözlerimi dikkatle dinle" dedi. "Sana güneşi terbiye etmen için yardim diyecegim. Önce, en kuvvetli hindistan cevizi liflerinden on alti ip yapmalisin. Sonra kiz kardesin Denizin Hinasi'ndan, bunlarin ucuna ilmik yapmak için yeteri kadar saç istemelisin." "Bunlar hazir olunca" dedi büyük anne, "bana gel, güneşi yakalamak için ipleri nasil kullacagini sana anlatacagim. Ayrica sana güneşe karsi kullanman için büyülü bir tas balta verecegim."

Günler kisa oldugu için, Maui'nin ipleri ve ilmikleri hazirlamasi aylar aldi. Ama sonunda hazirlanip büyük annesinin evine geldi. Büyük anne, güneş uyurken, ipleri ve ilmikleri nasil büyük vilvili ağaçina baglayacagini Maui'ye anlatti. Sonra Maui büyük ağaçin köklerinin dibine kendisi için bir çukur açti ve güneş sabah yolculuguna baslarken onu görmesin diye çukura gizlendi. Güneş ilk isinlariyla gökyüzünü gül kirmizi yaptiginda, Maui de hazirdi. Çok geçmeden güneşin ilk isini Haleaka daginin tepesinden göründü ve Maui'nin ilmiklerinden birine yakalandi.

Sonra ikinci isin göründü ve oda bir ilmege yakalandi. Sirayla on dört isin Haleaka daginin tepesinden göründüler ve ilmiklere yakalandilar. Sonunda, parlak kirmizi elbisesi içinde güneş göründü ve Halakala daginin tepesine dikildi. Sabah yolculuguna baslamak için hazirdi ama isinlarindan birini bile hareket ettiremiyordu. Güneş önce kuvvetle çirpindi. Umutsuzca isinlarini ilmiklerden kurtarmaya ve Halakala Dagi'nindan, denizdeki evine geri dönmeye çalisti. Ama ipleri vilivili ağaçindan sökemedi ve ağaçin kökleri de çok saglamdi.

"Kime ben tuzaga düsürdü ve bundan ne elde etmek için istiyor.?" diye gürledi güneş… "Ben Maui'yim" dedi Maui .
"Ateş Hinasi'nin oğlu. Senden yardim istemeye geldim. Çok bencil davaraniyorsun. Çok hizli yolculuk ediyorsun. Gündüzleri o kadar kisa tutuyorsun ki annem hiç bir isini bitiremiyor. Bir kapa yapmak bütün bir yılini aliyor.tanrı olmayanlarin isi çok daha zor."
Güneş, "Annede de,kapasina aldirmiyorum." diye bagirdi. "tanrı olmayanlara da aldirdiğim yok! Gündüzleri ne kadar hizli yolculuk yaparsam, geceleri o kadar çok uyurum. Hep böyle yaptim ve böyle yapacagim. Sana gelince, beni hemen bu tuzaklardan kurtarmazsan, bir daha anneni göremeyeceksin!"

Maui hemen yere egildi ama güneşi serbest birakmaya niyeti yoktu. Bunun yerine büyük annesinin büyülü baltasini alip sallayarak güneşi tehdit etti. Güneş yakici yüzünü Maui'ye çevirerek karsilik verdi. Maui'yi kizgin solugu ile dagladi, onu kül etmek istiyordu. Maui'de güneşe saldirdi. Güneşin çok sicak olmasina ragmen büyülü baltayla güneşe acimadan vurmaya basladi. Sonunda güneş bagirdi:

"Yeter ! Aciya daha fazla dayanamayiyorum. Böyle vurmaya devam edersen beni öldüreceksin. Ve ben ölürsem, sen de, bütün canlilar da ölür. Eve kadar topallayacagim ! " "Duruyorum" dedi Maui ,"ama her gün daha yavas yolculuk edecegine bana söz ver." Bundan sonra hep mi yavas yolculuk edecegim?" diye sordu güneş. "Hayir" dedi

Maui yumusayarak, "yılin yarisinda yavas gitsen yeter. Isigin ve isin,bitkilerin hizli büyümesini ve daha fazla meyve vermesini ve erkeklerin ve kadınlarin islerini daha hizli ve kolay yapmalari için yeterli olacaktir. yılin öteki yarisinda hizli gidebilirsin."

Güneş bu uzlasmayi hemen kabul etti. Böylece Maui güneşin on alti isinini serbest birakti. Ancak antlasmalari her gün görüp animsasin diye,ipleri ve ilmikleri Halakala daginin syanindaki vilvili ağaçinda birakti.Güneş dagin tepesine tirmanirken onlari da görecekti. Böylece Maui'nin çabasiyla yaşam insanlar için kolaylasti.

Yaz olarak bilinen mevsimde gündüzler daha uzun oldu, güneş o kadar yavas yolculuk yapti ki günler yavas yavas uzadi. şimdi ağaçlar ve bitkiler için insanlara yetecek kadar yiyecek üretmek mümkün olmustu çünkü hizli ve iyi büyüyebiliyorlardi. Ve erkekler ve kadınlarin uzun aydinlik saatlerde islerini bitirmeleri artik mümkündü. Artik çiftçilerin ekmeye ve hasat yapmaya zamanlari vardi. Avcilarin tuzak kurup bosaltmaya zamanlari vardi.

Balıkçilar av yerlerine gidip evlerine dönebiliyorlardi. Ve kadınlar yemek hazirlayabiliyorlar, pişirebiliyor ve kullandiklari kabuk kumaslari yapabiliyorlardi. Maui'nin güneşi terbiye etmesinin onuruna insanlar kutlama yapti ve sarkilar söyledi.

"Güneşin yolculugunun uzun sürmesi ne güzel, artik bize günlük islerimizi yapmaya yetecek kadar isik veriyor.!"



Yazar Hakkında

  • @Dünya Dinleri

    @Dünya Dinleri

    Bırakın Fikirleriniz Özgür Kalsın ! https://www.alternatifforum.org

    Dunyadinleri.Com Yöneticisi

Mitoloji