İslami Haberler

Ana Sayfa Haberler Dini Haberler İslami Haberler Dini Yüksek İhtisas kurslarında mezuniyet sevinci…

Dini Yüksek İhtisas kurslarında mezuniyet sevinci…

Dini Yüksek İhtisas kurslarında mezuniyet sevinci…
Yazan : @Dünya Dinleri Tarih : Kategori : İslami Haberler Yorumlar : 0 Okunma : 2708 Beğen : 0
Diyanet İşleri Başkanlığı, Dini Yüksek İhtisas kursiyerleri için bir mezuniyet programı düzenledi.
Eğitim Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen mezuniyet törenine katılan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, bugünün Diyanet İşleri Başkanlığı için bir iftihar ve sevinç günü olduğunu belirterek, mezun olan kursiyerlere sonraki hayatlarında başarı dileklerinde bulundu.
Dini Yüksek İhtisas kurslarının Diyanet İşleri Başkanlığının en önemli müessesesi olduğunu kaydeden Diyanet İşleri Başkanı Görmez, bu kursların icra ettiği fonksiyon ve yaptığı hizmet bakımından son derece önemli olduğunu vurguladı.
İslam medeniyetinin bir ilim medeniyeti olduğunu ifade eden Başkan Görmez, şöyle konuştu;
“İslam medeniyeti bir ilim medeniyetidir…”
İslam kadar ilime değer veren başka bir din, başka bir medeniyet tarif etmek mümkün olmaz. İslam medeniyeti bir ilim medeniyetidir. Bizim bilgi medeniyetimizi üç kavram ifade ediyor. İlim hikmet ve marifet kavramları anlatıyor. Bizden istenen bu üçün de birleştirmektir. İlim, hikmet ve marifet… İlmin sahibine ‘Alim’ diyoruz, hikmetin sahibine ‘Hakim’ diyoruz, marifetin sahibine de ‘Arif’ diyoruz. Bir insanda birleşmezse ona âlim demek mümkün değil. İlmin maverasında hikmet, hikmetin maverasında marifet, onun da maverasında hakikat var.
“Diyanet İşleri Başkanlığı adeta açık bir üniversite…”
Diyanet İşleri Başkanlığı adeta açık bir üniversitedir. İlim olmadan bizim topluma İslam’ı anlatmamız mümkün değildir. Yeryüzünde hiçbir meslek yok ki, bizim mesleğimiz kadar ilimle iç içe olsun. İlme dayanmadan bizim vazifemizi deruhte etmemiz mümkün değildir. Tevhidin yeryüzünde üç şahidi vardır. Biri, Allah, diğeri melekler ve bir diğeri de adaleti ayakta tutan ilim ehlidir.
“Bugün İslam dünyasında yaşadığımız en büyük sorunlardan bir tanesi, din ile hayat arasında irtibat kuramamamızdır...”
Bugün İslam dünyasında yaşadığımız en büyük sorunlardan bir tanesi, malumat çok ama bu malumatı hayatla irtibatlı kılmakta, din ile hayat arasındaki irtibatı doğru kurmakta yaşadığımız sıkıntılardır. Belki ilim, hikmet ve marifet, üçü birden cem edilirse belki bu sorunları ortadan kaldırmakta başarılı olabiliriz. İlim denildiği zaman birlikte amel-i salih gelir akla. Bilgi ahlakı, ilmin bir ahlak ve sorumluluğa dönüşmesi Kuran’ın ve Hz. Peygamberin üzerinde en çok durduğu husustur. Biz ilmi hayatımıza aksettiremiyoruz. Onu örnek bir hayata dönüştüremiyoruz.
“Belli bir tarihe kadar gelindiğinde, eline kitap alan herkes kendisinin âlim olduğunu iddia etmeye başladı…”
İslam tarihinde ‘alim’ kavramı iki defa daralma yaşamıştır bir defa da parçalanma yaşamıştır. Dini endişelerle ‘alim’ kavramının içeriği daraltıldı. Belli bir tarihe kadar gelindiğinde, eline kitap alan herkes âlim olduğunu iddia etmeye başladı. Âlim ile müçtehit tanımı zaman zaman birbirinin yerine ikame edilerek âlimin tanımı daraltıldı. İlk asırlara baktığımız zaman ilmin tarifine göre âlimin tanımının da değiştiğine şahit oluyoruz. İlmi hadisten ibaret kabul eden muhaddisler rivayet bilgisine sahip olanları âlim kabul ettiler. İlmi fıkıhtan ibaret kabul edenler fakihleri âlim kabul ettiler. İkinci daralma ahlaki endişelerle oldu. Büyük ilim sahibi olduğu halde ilmi hayatına yansıtmayan kişiye âlim denilir mi? denilmez mi? Belli bir tarihten sonra tasavvuf ehli böyle olan âlimleri özü olmayan güzel kabuklu bir meyveye benzetti. Âlim dediğimiz zaman ilmi hayatında görmemiz gerekiyor.
“Sadece metin okumak ilim değildir. O metinlerle hayat arasında, ilişki kuracak bir metoda sahip değilse o zata âlim demek mümkün olmaz…”
İslam dünyasında âlim veya ilim kavramının tamamen yanlış bir temele dayanarak tasnif edildiğine şahit oluyoruz. ‘Ulumu diniyye’ ve ‘ulumu dünyeviyye’ tasnifi. Bu tasnif İslami bir tasnif değildir. Kuran ayetlerine vakıf olmak ne kadar önemliyse kâinatın ayetlerine vakıf olmak ta o kadar önemlidir. Sadece metin okumak ilim değildir. Bir insan dünyanın bütün metinlerine vakıf olabilir. Ama o metinlerle hayat arasında, o metinlerle bugünkü insanların yaşadığı sorunlar arasında ilişki kuracak bir metoda sahip değilse o zata âlim demek mümkün olmaz.
“Türkiye’deki ilahiyat fakültelerinin ürettiği bütün ilimler, Müslümanların sorunlarını çözmeye yetmiyor…”
İslam dünyasının büyük sorunları var. Türkiye’ye bir terazi kuralım. Terazinin bir kefesine Müslümanların bütün sorunlarını koyalım. Diğer kefesine de Türkiye’deki ilahiyat fakültelerinin ürettiği bütün ilimleri, yazdıkları bütün kitapları, Diyanet İşleri Başkanlığının tüm personelinin sahip olduğu ilmi, Haseki Eğitim merkezlerimizde tahsil edilen bütün ilimleri koyalım. Bu ilim bu sorunlarımızı çözmüyor.
İlkinin 1976 yılında İstanbul Haseki Eğitim Merkezi’nde düzenlendiği ihtisas kurslarından bugüne kadar toplam 2 bin 333 kişi mezun oldu. Bu yıl İstanbul, Konya, Erzurum, Kayseri, Trabzon ve Rize eğitim merkezlerinden mezun olan 193 kursiyere çeşitli hediyeler verildi.
Mezun olan kursiyerlere diplomalarını Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez verdi. Mezuniyet törenine Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, Eğitim Hizmetleri Genel Müdürü Prof. Dr. Ali Erbaş, Diyanet İşleri Başkanlığının üst düzey yöneticileri ve çok sayıda davetli katıldı


Yazar Hakkında

  • @Dünya Dinleri

    @Dünya Dinleri

    Bırakın Fikirleriniz Özgür Kalsın ! https://www.alternatifforum.org

    Dunyadinleri.Com Yöneticisi

Yorum Yaz


Yazdığınız yorumların genel ahlak kurallarına uygun olmasına özen gösteriniz. Ayrıca yazdığınız yorumlarda isminiz e postanız eksik yanlış olmamalıdır aski halde yorumlarınız onaylanmaz dikkate alınmaz cevap verilmez.

Haberler