“Türk – Alman Bilim Yılı” kapsamında düzenlenen panel, “Din Özgürlüğü” başlığıyla gündeme damgasını vurmayı başardı. Panel, Eugen-Biser-Stiftung Vakfı tarafından Allianz Sigorta’nın desteğiyle gerçekleşti.

TÜBİTAK tarafından bu yıl için ilan edilen “Türk – Alman Bilim Yılı” kapsamında İstanbul, yine farklı bir panele ev sahipliği yaptı. 2002 yılından bu yana Almanya’da dinler arası diyaloğu geliştirmek amacıyla çalışmalar yürüten Eugen-Biser-Stiftung Vakfı tarafından Allianz Sigorta’nın destekleriyle gerçekleşen panel, “Din Özgürlüğü” başlığıyla gündeme damgasını vurmayı başardı.

"Science Bridging Nations" sloganıyla düzenlenen panele, bilim dünyası, siyaset ve iş dünyasından yerli ve yabancı önemli isimler katıldı. “Din Özgürlüğü”nün her iki milletin anayasal ve toplumsal bakış açısıyla tartışıldığı panelde, bu olgunun insanların refahı için taşıdığı önem de masaya yatırıldı.

Panelde Eugen Biser Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Richard Heinzmann, “Din Özgürlüğü ve Dinlerin Gerçeklik İddiaları” başlıklı bir konuşma yaparken, Danıştay Eski Başkanı Hüseyin Karakullukçu ise “Din Özgürlüğünün Türk Mahkeme Kararlarındaki Gelişimi” konusunda görüşlerini aktardı. Bu konunun sadece bölgesel bazda değil global perspektifte de önem taşıdığını vurgulayan konuşmacılar, dinler arası eşitliğin toplumsal açıdan da son derece büyük anlam taşıdığını paylaştı.

Etkinlikte gerçekleşen “Almanya’da din özgürlüğü ve din anayasası” paneline katılan Dr. Mehmet Köksal ise din ve vicdan özgürlüğünün, 1982 tarihli Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’yla teminat altına alındığını hatırlattı. Türkiye’de din ve vicdan özgürlüğünün en çok tartışmaya yol açtığı üç konu başlığını “nüfus cüzdanı din hanesi, milli eğitimde zorunlu din dersleri ve kamusal alanda dini simge içeren kıyafet, aksesuar ve benzerlerinin kullanılması” olarak özetleyen Köksal, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Bu başlıklarda son yıllarda önemli ilerlemeler kaydedilmiş olsa da, Türkiye’nin atması gereken adımlar bulunuyor. Bu özgürlüklerin anayasal olarak teminat altına alınması için toplumun her kesimine önemli roller düşüyor.”