Evet, böyle dedi. Önce 78 aşındaki Dalai Lama’nın iyice kısılmış sesi ve yuttuğu harflerden dolayı yanlış anladığımı zannettim. Ancak ikinci defa da tekrarlayınca Cambridge’te Global Scholars İnsiyatifi[1] vesilesiyle geldiği İngiltere’deki iki saatlik konuşmasının en dikkat çekici kısmının bu olduğuna kanaat getirdim: “Tibet’in devlet başkanı ve ruhani lideri” Dalai Lama hayatı boyunca komünist kalpak takmamış olsa da sosyo-ekonomik politikalar bakımından “halen” bir Marksist olduğunu söylüyordu.
İyi de o zaman mealen şu söylediklerini nasıl değerlendirmeliydim : “Önemli olan paylaşmaktır. Zenginden alıp yoksula dağıtılan bir sisteme inanmıyorum. Bu bana komünist Çin sistemini hatırlatıyor. Zengini daha az zengin yaparak bir sosyal adalet sağlayamayız. Önemli olan karı doğru paylaştırmaktır... Pazar ekonomisine dayalı adil bir sistem en doğrusudur.”
Ya da şu: “11 Eylül’de çok kötü şeyler yaşandı. Irak savaşı sürerken George Bush ile yaptığım bir görüşmede ona da söyledim: Niyetiniz iyidir mutlaka ama metodunuz yanlış. Saldırgan metotlarla barış gelmez. Araçlarınızı gözden geçirmelisiniz. Bu bakımdan dış politikanıza katılmıyorum”
Ya da Amerika’nın bu günlerde tansiyonu giderek yükselttiği Kuzey Kore hakkında söyledikleri: “Kuzey Kore rejimi ifade özgürlüğü konusunda şu an Çin’den bile daha kötü durumdadır. Dünyanın en totaliter ülkelerinden biridir. Nükleer silahlarla ilgili programına derhal son vermelidir. Dünya insanlığının barışı için en büyük tehditlerden biri nükleer silahlardır.”
Ve son olarak her takdiminde “His Holiness” (kutsal) olarak anons edinilmekten gocunmayıp şunları söylemek: ” Ben sadece basit bir Budist rahibim. Bir lider değilim. Kutsal bir kişi değilim. Sizler gibi bir insanım.”
Açıkçası konferans salonuna girdiği kapıdan çıkıncaya kadar adeta bir Hollywood yıldızı edasıyla herkesi selamlayan, o bildik Anglo-Sakson şakacılığına çok sık başvuran, ne etliye ne sütlüye karışmaması bir yana söyledikleri de kendi içinde çelişen, siyasal olarak çokça araççı ve pragmatik bir Dalai Lama gördüm ben… Diğerlerini bilmem ama ben “keşke biraz daha ruhani kalabilseymiş!” demekten kendimi alamadım.
Bir not: Belirtmeden geçemeyeceğim, şu tespiti enteresan geldi: “Diyalog önemlidir; çünkü argümanlarınızın ne kadar zayıf veya güçlü olduğunu ancak diyaloga girerek anlarsınız”
[1] Konuşmanın İngilizce kısmi özeti için: https://www.dalailama.com/news/post/936-speaking-about-non-violence-and-the-path-to-peace-and-happiness-in-cambridge
Bırakın Fikirleriniz Özgür Kalsın ! https://www.alternatifforum.org
Dunyadinleri.Com Yöneticisi
Yorumlar : 0
Papa'dan randevu alamayan Dalay Lama Açıklama YaptıYorumlar : 0
200 Yıldır Meditasyon'a Devam Eden Budist RahipYorumlar : 0
Mezarından Çıkarıldığında Gülümseyen Ölü Budist RahipYorumlar : 0
Tayland'da Budist rahibe 130 yıl ceza!Yorumlar : 0
Yoga ritüeli yasaklarına tepkiYorumlar : 0
Başbakan'dan tartışmalı tapınağa bağışYorumlar : 0
Orta Asya'daki tek Budist tapınağı için yıkım kararıYorumlar : 0
Myanmar'da, Arakanlı Müslümanlara vatandaşlık protestosu