Nusayri Mezhebi İnanç Esasları

Nusayri Mezhebi İnanç Esasları
Yazan : @Dünya Dinleri Tarih : Kategori : Nusayrilik Yorumlar : 0 Okunma : 11635 Beğen : 0

Nusayrilik diğer batıni gruplar gibi İslam’la birlikte, başta Sabiilik olmak üzere doğup geliştiği bölgelerdeki eski inanç ve anlayışların iç içe geçtiği bağdaştırmacı bir inanç yapısına sahiptir. Ayrıntıları çok iyi bilinmeyen bu inançlar III. (IX.) yüzyılda İbnü’n-Nusayr tarafından iptidai biçimde ortaya konulmuş, aynı asırda İbn Cündeb tarafından sürdürülmüş, Cünbülani tarafından tasavvufi karakter katılarak zenginleştirilmiş, Hasibi ise devraldığı mirası gözden geçirerek inanç, ibadet ve uygulamaları tesbit etmiş ve yazılı hale getirmiştir. Cilli muhtemelen sınırlı katkı sağlamış, nihayet V. (XI.) yüzyılda Meymun et-Taberani’nin tasarrufuyla inanç esasları son şeklini almıştır. Kutsal saydıkları kitaplarında, “Allah katında din İslam’dır” ayetine yer veren (Kitabü’l-Mecmu, s. 407) ve kendilerini müslüman olarak tanımlayan Nusayriler, Kur’an’a saygı göstermekle birlikte inanç ve ibadet anlayışlarını geleneğe göre biçimlendirmiş, ayetleri bilinen dil ve yorum kurallarıyla bağdaşmayan biçimde te’vil etmiştir.

a) Allah İnancı

Fırkanın ana kitabı Hasibi tarafından kaleme alındığı bilinen ve on altı “sure”den meydana gelen Kitabü’l-Mecmudur. Eserin “Şehadet” adını taşıyan on birinci suresinde yer alan şu ifade fırkaya ait din anlayışının mahiyetini ve temel özelliğini göstermektedir: “Ben Nusayri dininden, Cündübi görüşünden, Cünbülani tarikatından, Hasibi mezhebinden, Cilli görüşünden, Meymuni fıkhından olduğuma şehadet ederim” (s. 408). Aynı surede geçen (s. 407) “Ben şehadet ederim ki Ali b. Ebu Talib’den başka ilah, Muhammed Mahmud’dan başka hicab, Selman-ı Farisi’den başka bab yoktur” biçimindeki şehadet de fırkanın temel inancını özetlemektedir. Burada Ali “ayn”, Muhammed “mim”, Selman “sin” ile simgelenmektedir. Beşinci sure olan “el-Aynü’l-Aleviyye” bu üç sırra tahsis edilmiştir (s. 407). Hz. Ali’nin ilah kabul edilmesi beşerin ilah yerine konulmasından çok, aşkın bir ilahın beşere hulul etmesi anlamına gelir. Nusayriliğe göre Tanrı daha önce altı defa beşer olarak tezahür etmiş, yedincisi Hz. Muhammed döneminde Hz. Ali’de gerçekleşmiştir. “Yedi devir” olarak tanımlanan bu devirler adem, Nuh, Ya‘kūb, Musa, Süleyman, isa ve Hz. Muhammed dönemleri olup bu devirlerde sırasıyla Habil, Şit, Yusuf, Yuşa‘, asaf, Batıra (Petrus) ve Ali isimleriyle hulul vuku bulmuştur (Tealimü’n-Nuśayriyye, s. 475-476). Kitabü’l-Mecmu, baştan sona kadar Allah’ın kendisinde hulul ettiği bir şahsiyet olarak Ali’nin ilahlığını dile getiren ifadelerle doludur. Ali’nin şehid edilip nasuti kalıptan çıkmasından sonra yerleştiği mekanla ilgili farklı görüşler ortaya çıkmıştır. Haydariyye’ye göre Ali göktedir, gök bir sembol olup “mana”nın bulunduğu yerdir; o Muhammed’i temsil eden güneşte oturmaktadır. Kilaziler’e göre ise ay Ali’nin makamı olup güneş Muhammed, gök Selman’dır (Fığlalı, s. 183-184). Nusayrilik, batıni ve bağdaştırmacı karakteri sebebiyle sistemleştirilmiş bir inanç listesi ortaya koyamamış olmakla birlikte gerek Kitabü’l-Mecmuda gerekse diğer otantik eserlerde yer alan ifadeler göz önünde bulundurularak yapılan araştırmalarda fırkanın melek, vahiy, peygamberlik, tenasüh ve ahiret gibi alanlardaki inanç ve kabulleri tesbit edilebilmiştir.

b) Melek İnancı

Nusayriliğe göre Allah’ın sayısı bilinemeyecek kadar meleği vardır. Arşın üstü alemlerin rabbine aittir, arşı taşıyanlar da sekiz kutsal melektir. Melekler parlak, halis ipekten yapılmış yeşil elbiseler giyen nurani varlıklardır. Ayrıca vaktiyle melek olan ve her biri bir gök mertebesini temsil eden “beş yetim” vardır. Mesela Zuhal yıldızı melek olarak Mikail’dir, bunun yeryüzündeki karşılığı beş yetimin ilki olan Mikdad b. Esved’dir. Hz. Ali’nin çocukları Hasan ve Hüseyin gerçekte birer melekten başka bir şey değildir.

c) Vahiy

Tanrı peygamberlere seslenerek onlara yazılı mesajlarını bildirmiştir. Bu bağlamda Nusayriler Davud’a Zebur’un, Musa’ya Tevrat’ın, isa’ya İncil’in ve Hz. Muhammed’e Kur’an’ın verildiğini kabul ederler (krş. İA, IX, 366-367). Kur’an-ı Kerim’e büyük saygı gösteren, Kitabü’l-Mecmuda bazı sure ve ayetlerden iktibasta bulunan, ibadetlerinde bazı sureleri okuyan Nusayriler Kur’an’ın batıni manalarının bulunduğunu, kendilerinin bu manalara vakıf olduğunu ifade ederler.

d) Peygamber

Nusayrilik’te peygamberler Tanrı’nın nasuti kalıba girdiği bedenler yahut bu bedenleri haber veren kimselerdir. Bunlar esas itibariyle nurdan olup semadan cesetsiz olarak iner, daha sonra bir bedene bürünürler. Gerçeklikleri açısından yemez, içmez, eşleriyle fiziki beraberlik kurmazlar. Hz. adem’den Hz. Muhammed’e kadar 100.000 peygamber gelmiş olup Hz. Muhammed bunların hepsinin temsilcisidir.

e) Reenkarnasyon (Tenasüh) ve Ahiret

Nusayri sisteminde belirleyici inançlardan biri tenasühtür. Fırkaya göre ruh ölümle birlikte bedenden ayrılınca başka bir bedene girerek yeniden dünyaya gelir. Bu yeni beden ölen kişinin önceki inanç ve yaşayışına göre değişir. Nusayri bir mümin, sırları bilerek ve onların gerektirdiği biçimde hayat sürdüğü takdirde yedi değişim geçirip yıldızlar arasında yerini alır. İnkarı ve kötülüğü seçenler fıtratlarına göre köpek, deve, katır, koyun şeklinde doğarlar; çok çirkin davranış sergileyenler ise necis hayvanların yahut birtakım haşerelerin bedenlerine girerler. Kafirler için hayvan olarak dünyaya gelme devirler boyu devam eder, sonunda Mehdi el-Muntazar ortaya çıkınca bunları insan şekline döndürüp öldürür (krş. Sehir M. Ali el-Fil, s. 76-84; Öz, s. 190). Bu inançları sebebiyle Nusayri çevrelerinde çok sayıda yeniden doğuş öyküsüyle karşılaşılmakta, birçok insan önceki hayatından söz etmektedir. ahiret tasavvurları oldukça müphem bir nitelik taşıyan Nusayriler dualarında cennet ve cehennem inancına yer verirler. Ancak bu, yaygın İslami anlayışta ortaya konulan tablodan büyük ölçüde uzak bir nitelik taşır.



Yazar Hakkında

  • @Dünya Dinleri

    @Dünya Dinleri

    Bırakın Fikirleriniz Özgür Kalsın ! https://www.alternatifforum.org

    Dunyadinleri.Com Yöneticisi

İlgili Sayfalar

Dünya Dinleri