Mitoloji

Ana Sayfa Mitoloji Mitoloji kavramı, tarifi ve mitlerin özellikleri

Mitoloji kavramı, tarifi ve mitlerin özellikleri

Mitoloji kavramı, tarifi ve mitlerin özellikleri
Yazan : Zeynep TAŞDEVİREN Tarih : Kategori : Mitoloji Yorumlar : 0 Okunma : 25888 Beğen : 1

Kaynaklarda yer alan mitoloji tanımlarının ortak noktası; mitlerin, tarih öncesinde yaşayan insanların evren karşısında, kainatı kavrama ve açıklama gereksiniminden doğan ilkel bir bilinçle zengin bir bilinçaltının ürünü olmasıdır.

Kültür tarihinin önemli kavramlardan Mitolojiye duyulan ilgi her geçen gün artmaktadır çünkü kökleri tarih öncesine uzanan mitolojik öğeler, her alanda karşımıza çıkmaktadır.

Günümüzde gerek arkeoloji ve tarih bilimindeki gelişmelerin katkısıyla, gerek sinema ile edebiyat imgelerinin uyandırdığı merak ve gerekse UNESCO’nun Somut Olmayan Kültür Mirasları çerçevesinde yaptığı çalışmalar dolayısıyla mitolojiye ilgi artmış ve bu alanda yapılan bilimsel çalışmaların sayısı da artmıştır.

Sanatın hemen her dalında öne çıkan başlıca konulardan olmasına rağmen mitoloji alanında yapılan bilimsel çalışmalar her şeye rağmen henüz yeterli değildir.

Mitoloji hayatımızın bu kadar içine girmişken ve hemen her yerde karşımıza çıkarken hatta Truva Şavaşı gibi tarihi olaylar bile onunla açıklabilirken bilgi yetersizliği üzücüdür.

MİTOLOJİ KAVRAMI VE MİTOLOJİNİN TARİFLERİ

Mitoloji; Yunanca’da “söylenen ya da duyulan söz” anlamına gelen mithos ve “konuşmak” anlamına gelen logos kelimelerinin birleşiminden oluşmuştur. Eski Yunanlılarca “geçmişte söylenenlerin tekrar edilmesi” anlamına gelmektedir. Ancak zamanla Batı Kültüründe “efsane” anlamında kullanılır olmuştur. Ünlü Oxford Sözlüğünde (Concise Oxford English Dictionary)

Mitoloji; “Mitlerin özellikle de belirli bir dini ya da kültürel geleneğe ait olanların bütünü; yaygın anlamda benimsenmiş fakat abartılmış veya kurgusal hikâyeler veya inançlar kümesi; mitleri inceleyen bilim” olarak tanımlanmıştır.

Doğu Medeniyetinde mit ve mitolojinin karşılığı Arapça “ustûre” ve kelimenin çoğulu “esâtir ” terimleridir. Farsça “efsane ” ve “fesâne” kelimeleri de mit ve mitolojiyi tanımlamak için olarak kullanılmıştır.

Kavram günümüz Türkçesinde Söylencebilimine denk düşmektedir ama bu kavram yerine mitoloji kelimesi yaygın olarak kullanılmaktadır.

Günümüzdedeki yaygın kullanımda, mitoloji ya belirli bir din veya kültürdeki mitlerin bütününü tanımlar (Hint mitolojisi, Türk Mitolojisi, Kelt mitolojisi vs...) ya da mitlerin incelenmesi, yorumlanması, mit sözcüğü gerçekte doğru olmayan bir hikâye veya anlatı için tercih edilir ve çoğunlukla bir yanlışlık, doğru olmayan unsur vurgusu barındırır. Bununla birlikte bu tip bir mit kullanımı veya anlamı mitolojide kabul edilmez ve kullanılmaz.

TDK’nın, Budunbilim Terimleri Sözlüğünde Mitoloji; “Tanrıların, insanların, kahramanların ve evrenin yaratılışının yanı sıra ilk günahı, ilk ölümü, tufanı, tanrıların insanları nasıl cezalandırdıklarını; ikinci planda ise avcılığın ve hayvancılığın başlangıcını, bitkilerden nasıl yararlanıldığını, ateşin ilk kez elde edilişini, cinsel hayatın başlangıcını, ilk ailelerin, törenlerin ve toplumsal kurumların ortaya çıkışını konu edinen, bunları destansı ve şiirli bir dille anlatan, çoğu zaman kutsal sayılan öyküler” şeklinde tanımlanmaktadır.

Edith Hamilton’ın Mitologya adlı eserini Türkçeye çeviren Ülkü Tamer mitoloji konusunda şunları söylemektedir: “En ilkel çağlardan bu yana, kendini bildi bileli insanın hayal gücü
durmadan işlemiş ve yeryüzü ile gökyüzünü çeşitli düşsel yaratıklar ve tanrılarla süslemiştir. Bu insanın yapısı, tanrıların ve yarı tanrıların kişilikleri ve serüvenleri, bir takım efsaneler içinde kuşaktan kuşağa ta çağımıza kadar gelmiştir. Tüm bu bilgilere eskiler “esâtir ” derdi, bugün biz ise mitologya (mitoloji) diyoruz.”

Dünya Mitolojisi yazarlarından Donna Rosenberg ise mitolojiyi yine ayrıntılı şekilde tanımlayan isimler arasında yer almaktadır: “Söylenceler, bir toplumun manevi değerlerini yansıtan ciddi öykülerdir. Bu öyküler bir toplumun dünya görüşünü ve önemli inançlarını temsil ettikleri için, o toplumun kültürü tarafından değer verilen ve korunan insani deneyimlerin birer simgesidir. Söylenceler, kökenleri, doğal olayları ve ölümü konu edinebilir; ilahların özellik ve işlevlerini betimleyebilir ya da kahramanlık öyküleri anlatarak,
kahramanca ve erdemli davranışlara birer model oluşturabilirler.”

Mitosu oldukça keskin bir çizgiyle yerel söylencelerden ayıran Yunan ve Roma Mitolojisi araştırmacısı Pierre Grimal ise bir söylencenin mitos değeri taşıması için mutlak surette kozmik bir taraf bulunması gerektiğini savunmaktadır: “Mitos nedir? Dünyanın mevcut düzeninden önceki bir düzenini konu alan ve yerel ya da sınırlı bir özelliği değil de,eşyanın doğasına ait organik bir yasayı açıklamayı amaçlayan anlatılara eğilimo olarak dar anlamda Mitos diyoruz. Buna göre; herhangi bir maceradan sonra, belli bir yere bir ad veren (örneğin, Cebelitarık Boğazı dediğimiz yere “Herkül Sütunları ” adını veren) Herakles öyküsü, bir mitos değildir. Çünkü topyekûn dünya düzenini ilgilendiren bir husus yoktur… Maceralarının dünyanın düzeniyle ilgili bir yanı olmadığı için Herakles, hiçbir şekilde bir mitos sayılamaz.

Sanat Kavram ve Terimleri sözlüğünde mitoloji; “Çok tanrılı dinlerde tanrı ve yarı tanrıların eylemleri ile onların insanlarla ve diğer yaratıklarla ilişkileri konusundaki efsaneler, öyküler, inançlar bütünüdür ” şeklinde özetlenmektedir.

Bütün bunların ışığında bakılacak olursa, mitoji nedir sorusuna geniş anlamda; “Belirli bir uygarlığa ya da dinsel geleneğe özgü inançları, ritüelleri, kurumları ya da doğa olaylarını açıklamak amacıyla görünüşte gerçekten yaşanmış olayları aktaran ama özellikle ayin ve törenlerle bağlantılı, çoğunlukla kökeni bilinmeyen ve en azından kısmen geleneğe dayanan söylenceler toplamı olarak cevap verilebilir.

Dilbilimcileri ya da etnologlara göre de mitoloji; eski çağların ve ilkel toplumların, doğa olayları, insan yaşantısı, evrenin oluşumu ve yazgısıyla ilgili felsefi ya da bilimsel merak ve sorunlarını açıklamaya yönelik efsaneler olarak tanımlanmaktadır.

Yerli ve yabancı kaynaklarda yer alan mitoloji tanımlarının ortak noktası; mitlerin, tarih öncesinde yaşayan insanların evren karşısında, kainatı kavrama ve açıklama gereksiniminden doğan ilkel bir bilinçle zengin bir bilinçaltının ürünü olmasıdır.

MİTOSLARIN ÖZELLİKLERİ

Mitlerin Özellikleri adlı eserindeki bilgiler ışığında Mircea Eliade’ye göre mitosların özelliklerini şunlardır:

1. Mitos, doğaüstü varlıkların eylemlerinin öyküsünü oluşturur.

2. Bu öykü, kesinlikle gerçek (çünkü gerçeklerle ilgilidir)ve kutsal (çünkü doğaüstü varlıklar tarafından yaratılmıştır) olarak kabul edilir.

3. Mit, her zaman için “yaratılış” ile ilgilidir; bir şeyin yaşama nasıl geçtiğini ya da bir davranışın, bir kurumun, bir çalışma biçiminin nasıl yaratılmış olduğunu anlatır. İşte bu nedenle de mitler, insana özgü her anlamlı eylemin örnek tiplerini oluştururlar.

4. İnsan, miti bilmekle nesnelerin “köken”ini de bilir, bu nedenle de nesnelere egemen olmayı ve onları istediği gibi yönlendirip kullanmayı başarabilir.
5. Şu ya da bu biçimde, insan, miti yeniden anımsatılan ve yeniden gerçekleşme aşamasına getirilen olayların kutsal, coşku verici gücünün etkisine girmek anlamında “yaşar”.

Eskiçağ insanları; gerçeküstü kişiler, tanrılar, yarı tanrılar ve insanüstü kahramanların serüvenlerini öğrenmekle, geçmişin ve günlük olayların gizini ve anlamlandıramadıklarını çözdüklerine inanmışlardır. İsimler,kişiler, olaylarınyaşanışı ve kökenler farklılık göstermekle birlikte hemen hemen her toplumda ve coğrafyada, insan hayatını etkilediği için tanrılaştırılan bazı ortak nesneler, doğal olay ve kavramlar hatta olağanüstü kişiler oluşmuştur

Örneğin bereket arzusu; kutsal hayvan, ana tanrıça, hasat ve bereket figürlerini;

Ölmek, yok olmak korkusu; yeniden dirilişi, öbür dünya ve öbür dünya tanrıları inancını ya da cinsel arzu; soyu devam ettirme isteği, aşk tanrılarını ortaya çıkarmıştır. Örneklerin sayısı
hayli fazla ancak özetle bu efsaneler betimlenmeye ve sanatın pek çok dalını oluşturmaya başlamıştır.

Tanrılar bazen insan bazen da ilkel hayvan toteminin gelişmiş biçimiyle betimlenmişlerdir. Yeni tanrılarsa genellikle kentlerin efsanevi kurucu ya da koruyucuları olarak ortaya çıkmıştır.

Efsanevi kahramanların bazıları belki gerçekten ilk çağlarda yaşamış kişiler, yerli hükümdar sülalelerin ataları, bazıları da insanoğlunun doğaya hükmedip onu ehlileştirmesini simgeleyen kişiler olabilir.

Tufan, insan, evrenin yaratılışı ve tanrılar arası mücadeleleri konu edinen efsaneler neredeyse tüm toplumlarda ortaktır. Batı uygarlığının temelini teşkil eden Greko -Latin hümanizmanın dinsel kaynağı; Yunan mitolojisi ile onun uzantısı olan Roma mitolojisinde yer almaktadır.

Arkeoloji biliminin katkılarıyla ortaya çıkan yeni bulgular ve belgelerle birlikte, tarih öncesi kalıntıların gün yüzüne çıkarılması, söz konusu buluntuların yorumlanması ve incelenmesi neticesinde Mısır, Mezopotamya ve eski Anadolu medeniyetlerine ait mitolojilerin önemi ve onların Yunan mitolojisinin şekillenmesine katkıları ispatlanmıştır.

Bugün artık ayan beyan ortadadır ki Eski Yunan mitolojisi; Mısır, Anadolu ve Sami uygarlıklarının mitoslarıyla, Hint - Avrupa mitoslarının senteziyle oluşmuştur.

Kuzey Avrupa ülkelerinin Roma öncesi ya da çağdaşı, Hristiyanlık öncesi mitolojilerinin günümüz Batı ülkelerinin uygarlıklarını derinden etkilediği inkâr edilemez.

Kültürler arası etkileşimin beslediği mitoloji, her uygarlığın edebiyat, müzik, tiyatro, sinema gibi sahne sanatlarıyla birlikte heykel, resim, mimari ve mimari süslemeler gibi güzel sanatlarının tüm alanlarında kendini göstermektedir.

Cemil Meriç’in de dikkat çektiği gibi aradan hayli zaman geçmesine rağmen ülkemizde; özellikle Hint mitolojisi neredeyse hiç bilinmemekte ama Yunan mitolojisinin etkileri açıkça hissedilmekte ve Yunan mitoloji öykülerinin çoğu ezbere bilinmektedir.

BÖLGELERE GÖRE MİTOLOJİLERi SINIFLANDIRMA DENEMESİ

Uzak Doğu ve Asya Mitolojisi

Sotho mitolojisi - Tonga mitolojisi - Tumbuka mitolojisi - Xhosa mitolojisi - Yoruba mitolojisi - Zulu mitolojisi - Çerkes Mitolojisi - Ayyavazhi mitolojisi - Budist mitoloji - Bon mitolojisi (Budizm öncesi Tibet mitolojisi) - Çin mitolojisi - Hint mitolojisi - Hmong mitolojisi - Japon mitolojisi - Kore mitolojisi- Pers mitolojisi - Filipin mitolojisi - Türk mitolojisi- Vietnam mitolojisi

Avustralya ve Okyanusya Mitolojisi

Avustralya Aborijin mitolojisi - Hawaii mitolojisi - Maori mitolojisi - Melanezya mitolojisi - Mikronezya mitolojisi - Papua mitolojisi - Polinezya mitolojisi - Rapa Nui mitolojisi

Avrupa Mitolojisi

Anglo-Sakson mitolojisi - Bask mitolojisi - Katalan mitolojisi – Kelt mitolojisi - Korsika mitolojisi - Çuvaş mitolojisi - Girit mitolojisi - Hollanda mitolojisi - İngiliz mitolojisi - Etrüsk mitolojisi - Estonya mitolojisi - Fransız mitolojisi - Cermen mitolojisi - Macar mitolojisi - Fin mitolojisi - İrlanda mitolojisi - Leton mitolojisi - Litvanya mitolojisi - Lusitanya mitolojisi - Nors mitolojisi - Roma mitolojisi – Romanya mitolojisi - Sardinya mitolojisi - İskoç mitolojisi - Slav mitolojisi - İspanyol mitolojisi - İsviçre mitolojisi – Tatar mitolojisi - Yunan mitolojisi

Orta Doğu Mitolojisi

Arap mitolojisi (İslam ve İslam öncesi) – İbrahimi mitoloji (Yahudilik ve Yahudilik öncesi) -Pers mitolojisi – Mezopotamya mitolojisi (Sümer, Asur ve Babil) – Yezidi mitoloji – Kürt mitoloji

Kuzey Amerika Yerlileri Mitolojisi

Abenaki mitolojisi - Algonkin mitolojisi - Karaayak mitolojisi - Çipevaa mitolojisi - Çiksav mitolojisi - Çoktav mitolojisi - Krik mitolojisi - Apsaloke mitolojisi - Haida mitolojisi - Ho-Chunk mitolojisi - Hopi mitolojisi - Eskimo mitolojisi - İrokua mitolojisi - Huron mitolojisi - Kwakiutl mitolojisi - Lakota mitolojisi - Leni Lenape mitolojisi - Miwok mitolojisi - Navaho mitolojisi - Nootka mitolojisi - Ohlone mitolojisi - Pavni mitolojisi - Pomo mitolojisi - Saliş mitolojisi - Seneca mitolojisi - Tsimshian mitolojisi - Ute mitolojisi - Zuni mitolojisi

Güney Amerika ve Mezoamerika Yerlileri Mitolojisi

Aztek mitolojisi - Chilota mitolojisi - İnka mitolojisi - Guaraní mitolojisi - Haiti mitolojisi - Maya mitolojisi - Mapuçe mitolojisi - Olmec mitolojisi - Toltec mitolojisi

Mitograf Kime denir?

Mitograf ya da mitolog, mitleri derleyen kişiye denir. 21'inci yüzyılda mitograflar, bazen yeni bir çalışma alanı açan, genellikle de kültürel antropoloji ve din bilimi gibi alanlarda çalışan uzman yorumcular olarak ortaya çıkar.



Yazar Hakkında

  • Zeynep TAŞDEVİREN

    Zeynep TAŞDEVİREN

    Yaşamak Düğünse Ben Orda Gelinim :)

Yorum Yaz


Yazdığınız yorumların genel ahlak kurallarına uygun olmasına özen gösteriniz. Ayrıca yazdığınız yorumlarda isminiz e postanız eksik yanlış olmamalıdır aski halde yorumlarınız onaylanmaz dikkate alınmaz cevap verilmez.

Mitoloji