Mekke’de devam eden Kâbe’nin genişletilmesi çalışmaları kapsamında Peygamber Efendimizin doğduğu ve bugün kütüphane olarak kullanılan evin yıkılarak yönetim binasına dâhil edilmesi gündemde. Çalışmaları yürüten inşaat şirketi, Suudi Bin Ladin Grubu, bölgeye bir rezidans ve Kraliyet Sarayı yapılması için öneri sundu. Harem’in kuzey meydanlarını geliştirme projesi gözetmeni Abbas Kattan da bölgede yapılan kentsel geliştirme çalışmalarının kendine özgü ve Mescid-i Haram’ın özellikleriyle uyumlu olduğunu savundu. Suudi Kraliyet ailesinin kutsal bölgede yapmayı planladığı değişiklikler ise dünyadaki Müslümanların tepkisine neden oldu.
Bu haber ise Osmanlı’nın kutsal topraklara ve mekanlara olan hürmetini bir kere daha akıllara getirdi. Yüzyıllar boyunca Osmanlı padişahlarının bölgeye yönelik siyaseti “hizmet götürme” anlayışı üzerine kurulmuş ve kendilerini “Hadimü’l Harameyn-i Şerifeyn” Mekke ve Medine’nin, iki haremin hizmetkarı olarak görmüşlerdi. Surre Alayları, Hacc yollarının güvenliği, su ihtiyacının giderilmesi gibi hizmetler yanında Kutsal beldelerin barındırdığı hatıralara, Ehl-i Beyt’ten gelen insanlara hürmette kusur etmemeye gayret göstermişlerdi. Osmanlı döneminde yapılan imar ve inşa faaliyetleri sırasında Mescid-i Haram’ın ve Kâbe’nin görünümünü bozacak bir mimariden özenle kaçınmışlardı. Başta Mescid-i Haram ve Kâbe olmak üzere, Mescid-i Nebevi, Ravza-i Mutahhara gibi mescid, türbe ve mekânların tamir ve restorasyonunda da titiz davranmışlardı.
Bununla ilgili Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nde yer alan BOA. Y. PRK. UM, 15/50 fon koduyla kayıtlı Miladi 27 Ağustos 1889 tarihli bir belgede Kâbe duvarından düşen taşların Hicaz Valisi tarafından kurbanlar kesilerek dualarla yerine yerleştirildiğine dair Sultan II. Abdülhamid’e bilgi verildiği görülmekte. Osmanlı’nın kutsal mekanlara, Kabe’ye gösterdiği hürmeti yansıtan ve “Hicaz Valisi Nafiz” imzasıyla gönderilen telgraf suretinde; Kabe-i Muzzama duvarından düşen taşların, ziyaretçilerin, alimlerin ve şeyhlerin hazır bulundukları bir törenle bizzat kendisi tarafından hürmetle eski yerine konulduğu ve sonra kurbanlar kestirildiği bu vesileyle de Sultan II. Abdülhamid’e hayır dua edildiği belirtilmekte.
Yıldız Sarayı Hümayunu
Başkitabet Dairesi
Hicaz Vilayeti’nden gelen şifre telgrafnamenin suretidir
Kabe-i Muazzama cidar-ı alisi dâhilinde bi-hikmetihi sukut eden ahcar teşrif-i icab eden züvvar-ı izam ve ulema ve meşayih-i kiram hazır oldukları halde ve bizzat yed-i bendeganemle ba-kemal-i tazimat mahal-i alilerine vaz gibi şeref ile saye-i cenab-ı hilafet-penahide teşerrüf olunub kadim-i vechile tesviye edildikden sonra kurbanlar kesdirilmiş ve bu yüzden de davat-ı hayriyye-i tacdarinin cümle tarafından isticlabına muvaffak olunmuşdur. Masarıfat-ı vakıa-i hazine de başkaca bildirileceği arz olunur ferman Fi 15 Ağustos Sene 305 Vali Nafiz
Bırakın Fikirleriniz Özgür Kalsın ! https://www.alternatifforum.org
Dunyadinleri.Com Yöneticisi
Yorumlar : 0
Sarrazin kitabını tanıtamadıYorumlar : 0
Ezher şeyhlerinin iktidar ilişkileriYorumlar : 0
Yeni suç: ÇYDD'ye bağışta bulunmak!Yorumlar : 0
Müslümanlar OAC'den zorla çıkartılıyorYorumlar : 0
Orta Afrika'da yine Müslümanlar linç edildiYorumlar : 2
Alevi dedeleri ve Bektaşi babaları Medine'deYorumlar : 0
Vatikan'da yeni kardinaller için törenYorumlar : 0
Halveti Tarikatı Şeyhi son yolculuğuna uğurlandı