Yargıtay Ceza Genel Kurulu, "çocuğu olmayanları muska ile çocuk sahibi yapıyoruz" diyerek dolandırıcılık yapan sanıkların eylemini, dini duyguların istismarı kabul ederek nitelikli dolandırıcılık sayan karara yapılan itirazı reddetti.

Konya'ya bu amaçla gelen 4 sanık otomobille sokakları dolaşmaya başladı. Bir evi gözüne kestiren sanıklardan Cuma B. ve Orhan E, otomobil içerisinde beklerken, Bahriye E. ve Fatma Y, kapısını çaldıkları kadına "çocuğu olmayanlar için şeker topladıklarını" söyledi.

Kadının bir yakınının çocuğunun olmadığını belirtmesi üzerine, adresini öğrenerek buraya giden sanıklar, Emine K. isimli kadına "biz tarikat mensubuyuz, yedi kapı dolaşıyoruz, şeker topluyoruz, çocuğu olmayanlara, çocuk olması için yardımcı oluyoruz" dedi. Emine K'dan fal bakmak için avucunu açmasını isteyen sanıklar, 18 parça altını olduğunu söyleyerek getirmesini istedi.

-"Bizi melekler çağırıyor"

Emine K'nın bu kadar altını olmadığını söylemesi üzerine sanıklar, kadından yumurta isteyerek bunu kırdı ve içinden muska çıktığını iddia etti. Emine K'nın, muskayı ceplerinden çıkardıklarını görmesi üzerine sanıklar, "bizi melekler çağırıyor" diyerek evden ayrıldı. Dışarıda otomobilde bekleyen Cuma B. ve Orhan E. ise olay yerinde polis görünce, diğer sanıklar Bahriye E. ve Fatma Y'yi almadan kaçtı.

Yakalanan sanıklar hakkında Konya 3. Ağır Ceza Mahkemesinde dava açıldı.

Mahkeme, sanıkların eylemini dini inanç ve duyguları istismar etmek suretiyle gerçekleştirdiklerine hükmederek, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) nitelikli dolandırıcılık suçunu düzenleyen 158. maddesi uyarınca 2 yıl hapis ve adli para cezasına çarptırdı. Eylem teşebbüs aşamasında kaldığından cezaları 4'te 3 oranında indirilerek 6 ay ve adli para cezası olarak belirlendi.

Kararın temyiz edilmesi üzerine dosyayı görüşen Yargıtay 15. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin kararını onadı.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise eylemin din istismarı sayılabilmesi için dini inanç ve duyguların aldatma aracı olarak kullanılması gerektiği, muskayla çocuk vaadinin din ile alakası olmayan hurafe içerikli basit yalan olduğu gerekçeleriyle onama kararına itiraz etti.

Daire, itirazı yerinde bulmayarak dosyayı Yargıtay Ceza Genel Kurulu'na gönderdi. Kurul, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazını reddederek, eylemi dini duyguların istismarı kabul etti.