Merhaba,
Bir konuda aklima takilan birkac soru var, konuyla ilgili degisik fikirleri duymak isterim.
Kur`an`da der ki:
Casiye:13- O, göklerde ve yerde bulunan herşeyi kendinden bir lütuf olarak sizin hizmetinize vermiştir. Şüphesiz bunda düşünen topluluklar için ibret ve deliller vardır.
Lokman:20: Görmediniz mi ki, Allah göklerde ve yerde ne varsa hepsini sizin hizmetinize vermiş, gizli ve açık olarak nimetlerini üzerinize yaymıştır. "
Evren her açıdan o kadar büyük ki, o kadar komplike ki bu muazzam büyüklüğü hakkıyla idrak edebilmek için hayal gücümüz bile yetmiyor, sadece samanyolu galaksimizin bile baştan sona büyüklüğü 110 bin ışık yılı. Yani ışık hızında bile gidebilsek kendi galaksimizin başından sonuna ancak 110 bin yılda ulaşırız ki bizim galaksimizden yüzbinlerce kat daha büyük milyarlarca galaksi daha var! Üstüne üstük bütün bu söylediklerimiz sadece potansiyel olarak gözlemleyebildiğimiz evren için! Dolayısıyla evrendeki durumumuzu anlatabilmek için, okyanustaki bir damla kadar olduğumuz örneğini versek bile boyut açısından ve karşılaştırma açısından “saçmalık” kalır.
Kur’an’a ve hadislere göre gökler ve yer, bütün kainat 8 günde önce yer sonra gök veya tam tersi olarak insan için yaratılmış, yukarıda ikisini yazdığım pek çok ayetin de belirttiği gibi kainat “insanın hizmetine” sunulmuş.
Dünyadaki ve güneş sistemimizdeki her şey de insan için yaratılmış örneğin:
Nahl 12- Geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı sizin hizmetinize O verdi
Dünyadan “nokta” kadar görülen yıldızlar da “süs” için ve “şeytanlara taşlama” olsun diye yaratılmış:
Mülk:5- Andolsun biz, en yakın göğü kandillerle donattık ve onları, şeytanlar için taşlamalar yaptık. Ve onlar için alevli ateş azabını hazırladık.
Dolayısıyla insan merak ediyor, evrende güneş sistemimizin okyanusta bir damla kadar bile yer işgal etmediğini düşünürsek, güneş ısınmamız için yıldızlar taşlanması için yaratıldıysa ayrıca bütün kainat ve gökler insanın emrine verildiyse:
1) Butun evrenin yaratilmasina ne gerek olabilir? Sadece dünyanin güneşin ve ayın yaratilmasi yetmez miydi? Yani koca bir okyanus (evren)yaratmaktansa sadece küçük bir su damlası(güneş sistemimiz) yaratması yeterli değil miydi mantiken?
2) Allah Kur’an’da güneşe ve aya çok vurgu yapıyor bunların bize nimet olarak verildiği üzerinde çok duruluyor peki madem hem bunlar hem de bütün kainat insanın hizmetine verildi, dünyamızdan milyonlarca ışık yılı uzaklıklarda bulunan , yanlarında güneşin lafı bile edilmeyecek güneşten yüzbinlerce hatta milyonlarca kat daha büyük ve parlak trilyonlarca güçlü yıldızın ve en güçlü teleskoplarla bile gözlemleyemediğimiz daha fazlasının yaratılış amacı ne olabilir? Bunların insana ne faydası ve hizmeti vardır?
3) Madem dünya insanlar için “barınak” olarak yapılmış ve bütün kainat insanın emrine verilmiş dünyadan milyonlarca ışık yılı uzaklıkta bulunan desilyonlarca farklı gezegenin yaratılış amacı ne olabilir? Bunların insana ne faydası olabilir?
Bu konularda dusuncelerinizi bilmek isterim arkadaslar.
Sevgilerimle,
http://mistikfelsefe.blogspot.com.tr/ Işığın ancak üzerinde yansıyacak bir şey olduğunda aydınlatma niteliğine sahip olması gibi,sonsuz gizem ışığı Tanrı da sonsuz evren şeklinde tezahür ederek sonsuz sayıda canlı bilincinin üzerinde yansıyıp aydınlanan ışık oldu.
gün gelir dünyaya sığmazsak ki insanoğluna dünyayı versen doymaz yaşamı diğer gezegenlere taşırız. ki bunu herkes hayal ediyordur teknoloji ve zaman meselesi gün gelir olur neden olmasın
Nedenlerden biri şu olabilir;
İnsanlar kendilerinin, varlığı kuşatma konusunda aciz olduklarını bilsinler ve kibirlenmesinler diye...
Alıntı Bahattin Ergezen Demişki :
Nedenlerden biri şu olabilir İnsanlar kendilerinin varlığı kuşatma konusunda aciz olduklarını bilsinler ve kibirlenmesinler diye
Cevap :
İnsanın "kibir"i de ne kadar azametli imiş ?
Bu kibiri kırmak için akla hafsalaya sığmayacak bir evren var edilmiş.
***
Şöyle bir müşkil daha var.
Sad sûresi;
71- Hani Rabbin meleklere demişti ki: "Ben çamurdan bir insan yaratmaktayım."
72- "Onu tesviye edip, düzeltip de ruhumdan ona üfledim mi derhal ona secdeye kapanın."
Bilindiği üzere, secde sâdece Tanrıya yapılır.
Fakat, Allah insanı o kadar mükemmel yaratmış ki, Meleklerin önünde eğilmelerini istemiş.
Yarattığı insanı bu şekilde niteleyip yücelten Allah; Nâziat: 27/28 de ise başka konuşur.
"Sizi yaratmak mı daha zordur, yoksa göğü yaratmak mı? Ki onu Allah bina edip yükseltmiş ve ona şekil vermiştir."
SAD SURESİ
71- Hani, rabbin meleklere şöyle demişti: “ben çamurdan bir insan yaratacağım.
72- Onu kıvama erdirip içine ruhumdan üflediğimde, önünde secde ederek eğilin.”
İnsanın varlık yapısında
1-Bilgi ile donatılmış akıl
2-Nefs (beden)
3-Ruh
---Ayette de belirtildiği üzere Ruh üflendikten sonra meleklere ve İblis’e secde edin emri veriliyor…
---Secde, insanın varlık yapısındaki akıl ve nefse değil;
---Allah’ın emrinden olan Ruha yapılıyor…
---Ve insan henüz iyi yada kötü bir kazanım elde etmemiş; yaratılış itibariyle insanın bir üstünlüğü söz konusu; sonuç itibariyle değil…
İSRA SURESİ 85- Ve sana ruhtan sorarlar. De ki: Ruh, rabbimin emrindendir. Ve size, ilimden az bir şey verilmiştir.
---Ruh konusunda Tevrat’ta daha detaylı bilgi verilmiştir…
---Ruh Tevrat’ta kendisini şöyle anlatmakta:
TEVRAT / SÜLEYMAN MESELLERİ BAB-8
22- Rab, yolunun başlangıcında, kadim işlerinden evvel beni teşkil etti.
23- Dünya var olmadan evvel, başlangıçta, ezelden ben dikildim.
24- Enginler yokken, suları bol pınarlar yokken ben doğmuştum.
25- O, dünyayı ve kırları ve dünya toprağının başlangıcını daha yapmadan,
26- Dağlar daha yerleştirilmeden; tepelerden önce ben doğmuştum.
27- Gökleri hazırladığı zaman ben orada idim; engini yüzü üzerine kubbeyi koyduğu zaman,
28- Yukarıdan asümanı kuvvetlendirdiği zaman, engini pınarlarına kuvvet verdiği zaman,
29- Sular O’nun emrinden öte geçmesinler diye; denize sınır koyduğu zaman, dünyanın temellerini pekiştirdiği zaman,
30- Yapıcı olarak O’nun yanında idim ve her gün O’nun sevinci idim. Her vakit O’nun önünde sevinirdim,
31- Meskûn olan dünyasında sevinirdim ve sevincim Âdemoğulları ile idi.
32- Ve şimdi ey oğullar, beni dinleyin; çünkü yollarımı tutanlar mutludur.
33- Öğretişi dinleyin ve hikmetli olun ve onu reddetmeyin.
34- Her gün kapılarımda uyanık duran, kapılarımın süvelerini bekleyin; beni dinleyen adama ne mutlu!
35- Çünkü beni bulan hayat bulur ve Rab tarafından rızaya nazil olur.
36- Fakat bana karşı günah eden kendi canına gadreder; bütün benden nefret edenler ölümü severler…
---Ruh; Şuurlu varlıklar olan melekler, cinler ve insanlar da mevcuttur.
---Ruh en üst düzeyde insanda bulunur; çünkü "nefs" insanın Allah’a yönelmesinde çok daha zorlu bir engeldir…
Alıntı Bahattin Ergezen Demişki :
---Ayette de belirtildiği üzere Ruh üflendikten sonra meleklere ve İblis’e secde edin emri veriliyor…
---Secde, insanın varlık yapısındaki akıl ve nefse değil;
---Allah’ın emrinden olan Ruha yapılıyor…
---Ve insan henüz iyi yada kötü bir kazanım elde etmemiş; yaratılış itibariyle insanın bir üstünlüğü söz konusu; sonuç itibariyle değil…
Cevap :
Güzel.
Geleneksel islâmın klâsik/bildik cevâbı.
Mâdem secdeye müstehak olan beden değil, ruh'tur.
Nâziat 27-28 deki mukâyese göklerle kimler arasında yapılmıştır ?
Bu mukâyesede, âdem'in istisnâ edildiği kanâatine mi vardınız ?
***
Diyorsunuz ki; âdem henüz günah işlememişti.
Peki bu çocuğun günâhı ne idi ?
Kehf suresi:
74- Yine gittiler. Nihayet bir erkek çocuğa rastladıklarında Hızır hemen onu öldürdü. Musa: "Kısas olmadan masum bir cana nasıl kıyarsın? Doğrusu sen çok fena bir şey yaptın" dedi.
80- "Oğlana gelince, onun ana-babası mümin kimselerdi. Çocuğun onları azgınlık ve inkâra sürüklemesinden korktuk."
81- "İstedik ki Rabbleri onun yerine kendilerine ondan temizlikçe daha hayırlı ve daha çok merhamet eden birini versin."
İleride azgınlık edip ana-babasına kötülük etmesinden korkulan çocuk ölürülürse; yasak meyveden yeyip tüm zürriyetinin imtihana çekilmesine sebep olacak Âdem'e secde neden ?
_________________________
Konuyu dağıtmama adına, mesajın başlangıç kısmını değiştirdim.
Bu soruyu kendine sormamış insan yoktur herhalde.ama bazı soruların cevabı o kadar derin bir hakikattir ki,kelimelere dökünce yavan gelirteşbihte hata olmasın:hiç sevmemiş birine seni seviyorum derseniz ne demek istedğinizi anlar ama idrak edemez.
.herkes kendisi deneyimleyerek bu sorunun cevabını bulmalı.sevdiğim bir söz var:başkasının bilgisiyle bilgili olunur,ama başkasının aklıyla akıllı olunmaz.
ben cevabı kendimce -nacizane-buldum.ama söylediğim nedenden ötürü cevabımı kendime saklıyorum.
TEVBE SURESİ
115- Allah bir topluluğa kılavuzluk ettikten sonra, sakınacakları şeyleri kendilerine ayan-beyan bildirinceye kadar, onların sapıklığına hükmetmez.
---Çocuğun sapıklığına hüküm verilmiş; çünkü o çocuk daha önce reenkarnasyon sistemi gereği insan olarak ortalama 400 yıl yaşamış iman etmediği için kalbi mühürlenerek kabre konmuş ve kabirden çıkarılarak diğer insanlar için imtihan aracı olarak kullanılmıştır…
ABESE SURESİ
21- Sonra öldürdü onu, kabre koydurdu onu.
22- Sonra dilediği zaman diriltip ortaya çıkardı onu.
23- Hayır, hayır! O, O’nun kendisine emrettiğini hiç yerine getirmedi.
TEVRAT / 1. SAMUEL – 2
6. Rab öldürür ve diriltir; ölüler diyarına indirir ve çıkarır.
---Reenkarnasyon sisteminde insan ömrü ortalama 1000 yıldır…
O çocuk 1000 yıllık ömrünü tamamlamadıysa öldürüldükten sonra tekrar tekrar yeryüzüne gönderilecek ve 50 yada 70 yıl yaşasa bile kalbi mühürlü olduğu için iman etme ihtimali olmayacaktır…
BAKARA SURESİ
6- Şu bir gerçek ki, o küfre batmış olanları sen uyarsan da uyarmasan daonlar için aynıdır; iman etmezler.
7- Allah onların kalpleri, kulakları üzerine mühür basmıştır. Onları kafa gözleri üstünde de bir perde vardır. Onlar için korkunç bir azap öngörülmüştür.
---İlk 400 yılın sonunda iman etmeyenler kalan 600 yıllık ömürlerini şu sebeple yaşarlar…
ALİ İMRAN SURESİ
178- Küfre sapanlar, onlara süre tanımamızın kendileri için hayırlı olduğunu asla düşünmesinler. Onlara, biraz daha günah işlesinler diye süre veriyoruz. Yere geçirecek bir azap var onlar için.
Sorduğum sorularla konuyu sn. fırat'ın açtığı başlıktan başka noktalara yönlendirdiğim için kendisinden özür dilerim. Aslında maksadım da bu değildi. Tevrat Yaratılış kısmında sanki dünyanın var edişlişi anlatılmakta. Kâinâtın yaratılışı ile alâkalı bir bilgi yok gibi. Kanâatimce, insan her şeyin merkezine kendisini koyunca, yine kendisine endeksli "yaratılış" hikâyeleri ortaya çıkıyor. Rab Tanrı'nın sonsuzluğunu, sonsuz kudret ve ilmini düşünmüyoruz. Bu kudret ve ilim; biz olsak da var, olmasak da...
yaratılış nedeni değil ama yaratılış şeklinin tasavvufi yorumu:
Allah alemi 3 şekilde yaratmıştır:
1)Alemin çoğunu sadece 'ol' diyerek yarattı.
2)bir kısmını hem 'ol' hem de cemal sıfatıyla yarattı.(mesela adn cenneti,ilk akıl vs.)
3)diğer kısmını da hem ol emriyle hem de 2 sıfatıyla (celal ve cemal) yarattı.mesela insan böyle yaratıldığı için 'insan Allah suretinde yaratıldı denir.çünkü Allah'ta da hem celal hem cemal vardır.
(ibn-i arabi-Allah kimleri sever)