Bugün Kuranın öğrettiği,Muhammed'in yaşadığı İslam anlayışı üzeremiyiz?Yoksa atalar öğretisinin egemen olduğu,yozlaşmış,muharref bir İslam anlayışı üzeremiyiz?
Naziler komünistleri götürdüklerinde sustum. Çünkü ben komünist değildim... Sendikacıları götürdüklerinde sustum. Ben sendikacı değildim... Sosyalistleri içeri aldıklarında sustum. Ben sosyalist değildim... Yahudileri tutukladıklarında sustum. ...Çünkü ben yahudi değildim... Sonra benim için geldiler. Ve artık ses çıkaracak kimse kalmamıştı." - Martin Niemöller.
Ben de size şunu sorayım.
İslam peygamberinin bizzat tebliğ edip fiilen yaşadığını iddia ettiğiniz "İslâm" tarihin hangi döneminde ve hangi coğrafyada yaşanmıştır ? Bu gün bu "İslâm"ı yaşayan müslüman bir ülke var mıdır ?
Türkiye'deki islam diğer ülkelerdekinden çok farklı bunu görmek zor değil.
Misal hala memleketimizde din adamları Arabistan gibi bir coğrafyada Ayşe'nin evlilik yaşının 19 olduğunu iddia ediyorlar,
bu dini hümanist bir çizgiye getirme çabalarından başka birşey değil.
Türkiye'li müslümanların herzaman eleştirdiği Arabistan islamın en doğru uygulandığı yerlerden biri.
Ayet-hadis ortada, adamların yaptığı herşeyin dayanağı bunlar ancak Türkiye'de bunlar barbarlık gibi görülüyor.
İnsanlık henüz gelişmedi, ve biz henüz işçilerin,tarım emekçilerinin,köylülerin,asker temsilcilerinin sovyetlerinden daha üstün ve daha iyi bir hükümet şekli bilmiyoruz.
Alıntı Ârif Cemil Demişki :
Ben de size şunu sorayım İslam peygamberinin bizzat tebliğ edip fiilen yaşadığını iddia ettiğiniz İslâm tarihin hangi döneminde ve hangi coğrafyada yaşanmıştır Bu gün bu İslâmı yaşayan müslüman bir ülke var mıdır
Cevap ize Filistiinli Alim Raci el Faruki'den alıntı yaparak cevap vereyim:
"İslam, ne bugünkü Müslümanların tavır ve yaşayışları, ne İslam tarihinin şu veya bu dönemi, ne de İslam adına kaleme alınan şu veya bu kitabın anlattıklarıdır. İslam Kur’an'dır."
Naziler komünistleri götürdüklerinde sustum. Çünkü ben komünist değildim... Sendikacıları götürdüklerinde sustum. Ben sendikacı değildim... Sosyalistleri içeri aldıklarında sustum. Ben sosyalist değildim... Yahudileri tutukladıklarında sustum. ...Çünkü ben yahudi değildim... Sonra benim için geldiler. Ve artık ses çıkaracak kimse kalmamıştı." - Martin Niemöller.
Alıntı Burak Kaya Demişki :
Size Filistiinli Alim Raci el Farukiden alıntı yaparak cevap vereyim İslam ne bugünkü Müslümanların tavır ve yaşayışları ne İslam tarihinin şu veya bu dönemi ne de İslam adına kaleme alınan şu veya bu kitabın anlattıklarıdır İslam Kurandır
Cevap :
Bana "nasihat" vermeyin muhterem.
Konu başlığı; "İslâm nedir, ne değildir." değil...
Siz dediniz ki;
"Bugün Kuranın öğrettiği,Muhammed'in yaşadığı İslam anlayışı üzeremiyiz ?"
Ben de şunu sordum.
Şimdiye kadar hangi ulus, toplum ya da kültür bu söylediğiniz İslâmı yaşayabildi ?
Daha nasıl açık ve net yazayım bilemiyorum ki ?
***
İsterseniz; o çok medhettiğiniz Kur'anı da bâzı çelişikili ayetleri üzerinden tartışabiliriz.
Mekki ayetlerdeki sabrı/iyiliği/güzelliği ve barışı öğütleyen emirler ile, Medeni ayetlerdeki "Vurun/öldürün" türü emirler arasındaki çelişkiyi. Kur'an, Tanrısal prensiplerden mürekkep bir kitap değildir. 23 yıllık süreçte İslâm peygamberinin değişen şartalara göre izlediği strateji/taktik ve siyasetler bütünüdür. Bu nedenle bir ayet
"Haydi öğüt ver; sen şimdi sırf bir öğütçüsün. Onların üzerinde bir zorba değilsin. Gaşiye::21-22
derken, bir diğeri;
"O haram olan aylar çıktımı artık o bir müşrikleri nerede bulursanız öldürün..." der.
Hemen her durum için söylenmiş bir cümle vardır. Lâkin; bu cümleler biribiyle çelişince müfessirler, Hicret'in 9. senesinde nâzil olan Tevbe:5'e açıklık getirmek için, Hicret'in birinci yılında ve tamaman farklı şartlarda 'nâzil' olup, harb esnâsında yapılması gerekenlerden bahseden, Muhammed:4'ü ileri sürereler.
Bu güne kadar, kendi düşünceleriniz ve iddialarınız dışında somut herhangi bir veri ortaya koyamadınız. "İslâm o değildir, şudur" vs. şeklinde pek iddialı konuşuyorsunuz da, 'bu söylediğinizi yaşamış yaşayan bir toplum var mı' diye sorduğumda, mevzûyu başka yönlere çekiyorsunuz.
Cımbızla ayet seçiyorsunuz.Surenin bütünlüğüne baktığınızda müşrikleri öldürmenin hangi şartlarda olacağı bellidir.Kaldıki sizde yazmışsınız "harb esnasında" diye.Harp esnasında üzerinize saldıran bir düşmanı öldürmenin ne gibi yanlış bir tarafı var?
"Öğüt ver" ilkesi genel bir ilkedir,canımıza kast edilmemişse,inancımız üzerine baskı yapılmıyorsa yapılacak olan öğütten öte birşey değildir.Hatta düşmana bile mümkünse savaşmadan önce nasihat edilir.Müşrikleri öldürmeyse bize karşı savaşan müşriklerle ilgilidir.Ayrıca şirk,insanlığı bölen,parçalayan sömürü sisteminin adıdır.Mesela ben özgürlük düşmanı,zorba,ırkçı sistemlerin kölelerine karşı mücadele etmeyi görev olarak görüyorum,bu sömürü sistemlerinin köleleri bizim özgürlüğümüzü yok ediyorsa Kuranın" fitne/zorbalık/inanca yönelik baskı öldürmekten kötüdür" hükmü ve "inanca yönelik baskı ortadan kalkıncaya kadar onlarla savaşın" ayeti gereği onlarla savaşırız,mesele heykele tapmaktan ibaret değil yani.Asıl mesela bu sömürü sistemini ayakta tutmak(bugün sömürü heykele tapmak yerine farklı şekillerde yapılıyor) ve bu sistemi kabullenmeyenlere baskı kurmak...Bu baskı ve zorbalık olmadıkça yani zulüm yokken savaş olmaz.
İslam ne zaman yaşandı diyorsunuz.İslam,yeryüzünü Cennete çevirme projesinin adıdır.İsa'nın "göklerin egemenliği" yeryüzüne indiğinde diyeceğiz ki:İslam artık dünyaya egemen olmuştur.Bu daha gerçekleşmedi.Ama bu projenin adımı olarak Medinede İslam cemaati Allah'ın elçisi önderliğinde kuruldu."Ey Allahın kulları kardeş olunuz!" çağrısıyla başlayan bu devrim daha sonra engellendi.İslamın adaletini,özgürlüğünü savunanlara zulmedildi.Bunun örneğini Rebeze'ye sürülen Ebuzer'de,şehit edilen İmam Ali'de ve İmam Hüseyin'de görebilirsiniz.Derdimiz "bir kez daha!" diyebilmek.Muhammed!in mesajın anlamak,Ali gibi Kuranı Natık olmak,Ebuzer gibi haykırmak....Dini yalnız Allaha has kılmak ve inanca yönelik baskıyı sonlandırmak.Cenneti yeryüzünde kurmak...
Naziler komünistleri götürdüklerinde sustum. Çünkü ben komünist değildim... Sendikacıları götürdüklerinde sustum. Ben sendikacı değildim... Sosyalistleri içeri aldıklarında sustum. Ben sosyalist değildim... Yahudileri tutukladıklarında sustum. ...Çünkü ben yahudi değildim... Sonra benim için geldiler. Ve artık ses çıkaracak kimse kalmamıştı." - Martin Niemöller.
Alıntı Burak Kaya Demişki :
Cımbızla ayet seçiyorsunuz.Surenin bütünlüğüne baktığınızda müşrikleri öldürmenin hangi şartlarda olacağı bellidir.Kaldıki sizde yazmışsınız "harb esnasında" diye.Harp esnasında üzerinize saldıran bir düşmanı öldürmenin ne gibi yanlış bir tarafı var?
Cevap :
Ünlü İslâm âlimi/müfessir Fahreddin er Râzi der ki; "Sebeb-i nüzûlün husûsiliği, âyetin mânâsındaki genelliğe mâni değildir." Bunu size bir kez daha yazmıştım fakat ısrarla görmezden geliyorsunuz.
Bu güne kadar gelen ve bilinen "Yaşanan İslâm" var. Mezhep imamları var. Müfessirler, Muhaddisler, fâkihler var. Konuyu dağıtmama adına Tasavvuf erbâbını saymıyorum. İslâm peygamberinden günümüze bunların hiç bir İslâmı doğru anlayamadı; bir tek siz anladınız öyle mi ?
Fazla uzatmanın da bir anlamı olduğunu düşünmüyorum. Âyetleri ele alıp yorumlama biçiminizin hangi asla ve esâsa dayandığı hakkında en ufak bir açıklamanız yok. Sâdece, eleştirilere cevap vermek için gösterilmiş boş bir gayretten öte, hiç bir anlam ifâde etmiyor.
Yazdıklarının doğru olmadığını gösterme adına hadis aktarıyorum; 'uydurma' diyorsun. Müfessirlerin tefsirleriniden örnekler veriyorum; 'Yanlış' diyorsun. İslâm ulemasını kaale almıyor; yaşanmış İslâmı 'yok' sayıyorsun. Kendi fikirlerimi yazıyorum; "Senin dediğin yanlış, benimki doğru" diyorsun.
Bu şartlarda ciddi ve seviyeli bir münâkaşa gerçekleştirmek mümkün değil gibi.
Bu saatten sonra da, sizin tartışma ciddiyeti içinde olduğunuza inanmak, benim için zor görünüyor.
Alıntı Ârif Cemil Demişki :
Yaşanan İslâm var Mezhep imamları var Müfessirler Muhaddisler fâkihler var Konuyu dağıtmama adına Tasavvuf erbâbını saymıyorum İslâm peygamberinden günümüze bunların hiç bir İslâmı doğru anlayamadı bir tek siz anladınız öyle mi
Cevap :Bana bütün bunları sizin söylemeniz ilginç geliyor
Anladığım kadarıyla İncille ilgilenen ama Katolik/Ortodoks/Protestan yorumların dışında bir kişisiniz.Şuana kadar Hristiyan bir akımın savunusu içinde görmedim sizi.Peki beni Sünni orotodoksinin dışında olmam üzerinden nasıl eleştirebiliyorsunuz?
Alimler diyorsunuz,kimi alim gördüğümüze bağlı.Daha önce Raci el Farukiden söz ettim.Daha da sayabileceğim çok sayıda İslam alimi var.C.Efgani,Fazlur Rahman,A.Şeriati,Abduh vs.Daha eski İslam düşünürleri arasındanda Mutezili düşünürler var(Nazzam vs.).Bu insanlarda zamanının "aykırı Müslümanları" arasındaydı.Siz İslam tarihinde egemenlerin söylemi dışında bir şey göremiyorsanız diyecek birşeyim yok.İslam tarihi muhafazakar Sünni ideolojisinden veya Şii imamet mitolojisinden ibaret değildir.
Naziler komünistleri götürdüklerinde sustum. Çünkü ben komünist değildim... Sendikacıları götürdüklerinde sustum. Ben sendikacı değildim... Sosyalistleri içeri aldıklarında sustum. Ben sosyalist değildim... Yahudileri tutukladıklarında sustum. ...Çünkü ben yahudi değildim... Sonra benim için geldiler. Ve artık ses çıkaracak kimse kalmamıştı." - Martin Niemöller.
Şimdiye kadar benim belirttiğim hususlarla alâkalı hiç bir şey yazmadınız; sorularıma cevap vermediniz. Yazdığınız her mesajda konuyu başka bir mecrâya çektiniz. Size hangi âlimleri örnek aldığınızı sormadım: Kaldı ki ismini yazdığınız şahsiyetler, süreç içerisinde yaşanan islamdan kendillerine göre "yanlış" olarak algıladıkları hususları eleştirmişler, İslami mirası sizin gibi tümüyle reddetmemişlerdir. Gelenksel islâm'cılar Abduh'u "mason, Efgani'yi ingiliz ajanı olarak niteler. Genellikle de bu insanlar "mezhepsiz" olarak bilinir. Günümüzün sizin ifadenizle "aykırı" ilâhiyatçıları Mutezilenin aklı ön plânda tutmasını benimser ama tüm İslâmi düşüncelerini kabul etmez. Siz kendinizi 'mutezile" olarak tanımlayabilirsiniz tabii.
Ben, an itibâriyle bilinçli bir mezhep tercihi yapacak konumda değilim. Benimle sizin aranızdaki en önemli fark bu. Diğeri; benim imanla kabul ettiğim kitap; "elçi" yalnız başınayken "sen ancak bir öğütçüsün" deyip, siyasi kudret kazanınca "vurun-öldürün" diye çelişkili emirler vermiyor. Kültür dindarlığını gerçek imandan ayırdetmeye muaffak olmuş durumdayım. Bu itibarla, egemen kültürlere eklemlenmiş ve imansal özelliğini yitirerek kurumsallaşmış mezhepleri tasvip etmiyorum. Diğer taraftan benim elimde ilkesel anlamda tartışmaya açık bir Kutsal kitap yok. Ortodoks ve Katolik mezhepleri İncil'in farklı yorumlanmasından çok, siyasi şartlara bağlı olarak oluşmuştur. Protestanlık ise, siyasal erk'in kontrolüne girmiş ve hattâ bir zamanlar siyasal erk ile nüfuz kavgasına girmiş mezheplere tepki olarak doğmuştur. Fakat maalesef Protestanlık da şimdi egemen güçlerin kontrolünde. Zâten, bu hâliyle de, büyük bir rant kapsı oluşturmaktadır. İman asla kurumsallaşmamalı. Kurumsallaştığında, devlet otoritesinin kontrolüne girmesi kaçınılmazdır.
Kur'anda her durum için söylenmiş biribirine zıt emirler veren ayetlerden ötürü bir yığın mezhep türemiştir. Bunların bir kısmı tarihsel süreçte yok olup gitti. Geriye kalanlarında ne halde olduklarını sanırım siz de görmektesiniz.