islamiyet

Din patentli dinsizlik

  • Promete ..
    Promete ..
    dunyadinleri.com/promete5216e
    buradaydı
    Cinsiyet : Bay
    Şehir : İçel
    Meslek : Mühendis
    Giriş : 55
  • Yazan : Promete .. Tarih : Kategori : islamiyet Cevaplar : 0 Okunma : 4675 Beğeniler : 0
    Din patentli dinsizlik

    ‘Din patentli dinsizlik’ kavramını insanlığa tanıtan, Kur’an’ın Mâûn suresidir. Kur’an, ilk bakışta bir ‘din kitabı’dır ama işte böyle bir din kitabıdır. Kur’an kadar din eleştirisi yapan, din sınıfının sergilediği namussuzlukları ortaya seren, din bezirgânlarını iğrenç ve âdi mahluklar olarak yerden yere çalan ikinci bir kitap yok. Karl Marx’ın o ‘ağır’ eleştirileri de dahil, dinle ilgili tüm eleştiriler Kur’an’ınkilerin yanında ancak ‘zeyl’ olabilir. Kur’an, dinci alçaklığı, damardan, malın gerçek sahibinin ağzından eleştiren, tüm kahpelikleri milimetrik hassasiyetlerle deşifre eden mucizeler kitabıdır. Lütfen, bu satırların yazarının, alanında birer ilk olan ‘Kur’an’ın Yarattığı Mucize Devrimler’, ‘Allah ile Aldatmak’ ve ‘Mâûn Suresi Böyle Buyurdu’ adlı eserlerini okumak zahmetine katlanın.


    Kur’an’a göre, insanoğlunun bütün mutsuzluklarının, kanlarının, kavgalarının, haset ve kinlerinin besleyici ekibi, dini temsil ettiğini söyleyen dincilik sınıfıdır. Bakara suresi 213 mucizesi, işte bu gerçeğin eşsiz duyurusudur.


    Din adı altında dinsizliğin en alçağını pazarlayan şeytanî kadro, din ve Allah adına ortaya fırlayıp insanları ahiret müfettişi edasıyla hesaba çeken melunlardır. Bunu, bütün gür sesinizle haykırabilirsiniz. Çünkü dinin gerçek sahibi olan Cenabı Hakk’ın kitabı size bu hakkı ve yetkiyi veriyor. Dahası, o kitap size bu görevi veriyor. Aydın olmak, bir anlamda da bu görevi yerine getirmektir.


    Aynı zamanda muhteşem bir dindar olan Alman filozofu Kant (ölm. 1804), gerçek müminlerin oluşturduğu ‘Tanrı Sitesi’ni şöyle tanımlıyor: “Erdem bağıyla birbirine bağlı bireylerin vücut verdiği ahlak toplumu.” İşte, Kur’an’ın anladığı ve anlattığı Tanrı Sitesi ve daha doğrusu din budur.


    Kant, putperestliği, Tanrı’yı ahlak dışında yol ve araçlarla kabul ettirmeye kalkmanın ürünü olarak görüyor. Bu anlamda dincilik, bir numaralı putperestlik kurumudur. En alçak ve en kahpe putperestlik kurumu.


    Tam bu noktada, Kur’an’ın en büyük düşman olarak putperestliği gösterdiğini anımsayalım. Ve Hz. Muhammed’i en yüce ahlak üzerinde olmakla nitelediğini de buna ekleyelim. Peki, Hz. Muhammed’i, insanlığın önüne en yüce ahlakın temsilcisi olarak değil de en koyu bedevi kıyafetinin sembolü olarak çıkaranların dinle ilgileri ne olabilir?


    ALLAHSIZLIK SİTESİ


    Erdemsizlik, ikiyüzlülük, talan gibi temel kötülüklerle kitleyi aldatıp soyan, köleleştiren ve bunu ‘Allah rızası için’ diye propaganda eden kişilerin vücut verdiği toplumun adı ne olmak gerekir? Gayet açık: Allahsızlık Sitesi.

    Allahsızlık Sitesi’nde her üçyüz metrede bir cami görebilirsiniz ama ahlak ve erdem göremezsiniz. O camiler, ahlaksızlık ve erdemsizliği kamufle etmek için kurulur. Aksi olsaydı bu kadar bol olmazlardı.

    Peki, bu siteyi kotaranlar bir de kendilerini Allah ve din maskesiyle gizliyorlarsa buna ne demek lazım? ‘En sefil Allahsızlık Sitesi’ demek lazım. Kur’an’ın Mâûn suresi, din adına pazarlanan bu ‘en sefil Allahsızlık sitesi’nin aktörlerini tanıtıyor ve onları lanetliyor. Ve biz, Müslüman kitlelerden bin küsur yıldır saklanan bu gerçeği ‘Mâûn Suresi Böyle Buyurdu’ adlı eserimizle insanlığın ve halkımızın önüne koymuş olmanın mutluluk ve onurunu yaşıyoruz.


    Erdemliler sitesi nasıl doğar? Filozof Kant bunun için özgürlük şartını öne çıkarıyor. Yani hür iradeyi. Ona göre, özgürlük, saf aklın ideallerinden biridir. Kant’ın bu tespitleri, Kur’an ayetlerinin bir filozof diliyle tekrarından ibarettir.


    Kant, aydınlanmanın öncü filozoflarının başında gelir. Bu haklı unvanı nasıl kazanmıştır? Aklı ve özgürlüğü öne çıkararak. Peki, Gazalî (ölm. 1111) denen ‘saray sığıntısı, akıl düşmanı adam’ın yaklaşık bin yıldan beri aklı mahkûm eden ve tarikat hezeyanlarını aklın üstüne bindiren tahribatı sürüp giderken Müslüman Doğu, aydınlanmayı nasıl sağlayacaktır? Tarih, bu ‘olmaz’ görüneni ‘olur’ yapan bir adam gönderdi İslam dünyasına: Mustafa Kemal. O, akıl ve özgürlük adına gerekeni yapıp aydınlanmanın önünü açtı. Ne yazık ki, saray sığıntısı, akıl düşmanı Gazalî’nin ‘şeytan evliyası’ (tabir Kur’an’ındır) ekipleri Mustafa Kemal’i din dışı ilan ederek etkisiz kıldılar. İslam dünyası denen ‘Allah ile aldatılmış kitle’ de Mustafa Kemal’i değil, saray sığıntısı akıl düşmanını tercih etti. Hükmü Kur’an versin: “Allah, aklını işletmeyenler üzerine pislik atar.” (Yunus, 100)


    İslam dünyasının, o arada Türk halkının üstüne pislik atılmış bulunuyor. Hem de haçlı emperyalizm kürekleriyle ve yoğun biçimde.

    Varsın hayrını görsünler!

    İmza