islamiyet

Alıntı Bahattin Ergezen Demişki : Kuran ve Tevrat…

  • Ârif Cemil
    Ârif Cemil
    dunyadinleri.com/murat83871
    buradaydı
    Cinsiyet : Bay
    Şehir : Manisa
    Meslek : Serbest
    Giriş : 2174
    İnandığınız Din : Belirtmiyor
    İnançlı Birimisiniz? : İnançlıyım
  • Yazan : Ârif Cemil Tarih : Beğeniler : 0

    Alıntı Bahattin Ergezen Demişki :
    Kuran ve Tevrat kendilerine ait bir bütünlüğe sahip olmalarının yanında birbirini tamamlayarak yeni bir bütünlük oluştururlar...


    Cevap :

    sn. Ergezen;

    "Bir bütünlüğü sâhip" kitaplar, kendi içinde çelişki oluşturmazlar değil mi ?

    "Benim katımda söz değiştirilmez ve Ben kullara zulmedici değilim." Kaf: 29

    "...Allah’ın kanununda asla değişme bulamazsın." Ahzab: 62

    "Allah’ın öteden beri işleyip duran kanunu (budur). Allah’ın kanununda asla bir değişiklik bulamazsın." Fetih: 23

    Bu âyetleri referans alırsak; Allah'ın bir kitapta başka, diğer kitapta başka hüküm vermemesi gerektiği ortaya çıkar.

    Çünki "katımda söz değişmez" deniyor

    Peki "ahvâl ve şerâit" böyle mi; bir bakalım.

    Kur'an: Bakara: 230

    "Bundan sonra kadını boşarsa, kadın başka birisiyle evlenmedikçe bir daha kendisine helal olmaz. Eğer ikinci koca da onu boşarsa, Allah'ın yasalarını koruyacaklarını sanırlarsa eski karı kocanın birbirlerine dönmelerine bir engel yoktur. Bunlar, bilen kimseler için Allah'ın açıkladığı yasalardır."

    Tevrat: Tesniye; 24

    1 -"Eğer bir adam evlendiği kadında yakışıksız bir şey bulur, bundan ötürü ondan hoşlanmaz, boşanma belgesi yazıp ona verir ve onu evinden kovarsa,

    2 -kadın adamın evinden ayrıldıktan sonra başka biriyle evlenirse,

    3 - ikinci kocası da ondan hoşlanmaz, boşanma belgesi yazıp verir, onu evinden kovarsa ya da ikinci adam ölürse,

    4 -kadını boşayan ilk kocası onunla yeniden evlenemez. Çünkü kadın kirlenmiştir. Bu RAB'bin gözünde iğrençtir. Tanrınız RAB'bin mülk olarak size vereceği ülkeyi günaha sürüklemeyin.

    Görülme kolaylığı olsun diye birbirine tezat teşkil eden âyetleri renklendirdim.

    RAB Tanrı, Tevrat'ta "iğrenç" dediği husûsu Kur'anda neden tavsiye etsin ?

    Bu hususda bir cevâbınız olablir mi ?

    Olacaksa; lütfen ilgisiz/alâkasız âyetleri zorlama tevillerle "cevap" diye buraya getirmeyin.

    Ben dirket/net sordum.

    Siz de aynı şekilde cevap verin.

    Araya "reenkarnasyon sistemi"ni sokuşturmayın.

    İlgisi yok çünki...

    __________________________

    Önceki sorum da hâlen cevap bekliyor.

    Bırakın, başka forumlara astığınız yazıları buraya copy/paste etmeyi.

    Sorulara mâkul/mantıklı cevap vermezseniz, diğer forumlarda ne elde ettiyseniz, burada bulduğunuz da öncekilerden farklı olmayacaktır.

    İmza

Sn. Arif Sorunuzu cevaplamadan önce şu açıklamayı…

  • Bahattin Ergezen
    Bahattin Ergezen
    dunyadinleri.com/bahattinec236
    buradaydı
    Cinsiyet : Bay
    Şehir : DiğerYerler
    Meslek : Memur
    Giriş : 128
  • Yazan : Bahattin Ergezen Tarih : Beğeniler : 0

    Sn. Arif

    Sorunuzu cevaplamadan önce şu açıklamayı yapmam gerek; Kaf suresinde vermiş olduğunuz ayet Ahiret hayatına ait bir ölçüdür...

    KAF SURESİ

    28- Allah buyurdu: “huzurumda çekişmeyin. Ben size uyarıyı çok önceden göndermiştim.

    29- Benim huzurumda söz değiştirilmez ve ben kullara asla zulmetmem.”

    30- O gün cehenneme: “doldun mu?” deriz. O ise: “daha yok mu?” der.

    Benim huzurumda söz değiştirilmez” ifadesi ne anlama gelir?

    NEBE SURESİ

    37- Göklerin, yerin ve bu ikisi arasındakilerin rabbidir O. Rahman’dır. O’nun huzurunda söze cüret edemezler.

    38- O gün, ruh ve melekler saf bağlayıp kıyama geçerler. Rahman’ın izin verdiği dışındakiler konuşamazlar. O izin verilen, doğruyu söyler.

    1. Yorum: Ahirette; Allah’ın huzurunda konuşmasına izin verilen kişi doğruyu söyler ve değiştirilecek bir söz söyleyemez…

    Bu durumda Allah’ın huzurunda söz değiştirilmez…

    FUSSİLET SURESİ

    24- Şimdi eğer dayanabilirlerse, barınakları ateştir. Yok, eğer özür dileyip hoşnutluk sağlamak istiyorlarsa, özürleri kabul edilmeyecektir.

    2. Yorum: Ahirette; Allah’ın “barınağı ateştir” dediği kişiler, özür dileyip hoşnutluk sağlamak isteseler bile kabul edilmeyecektir.

    Allah’ın “barınağı ateştir” dediği kimseler için söz değiştirilmez… Allah kullara asla zulmetmez…

    İmza
    Doğrularım en doğrusuna ulaşana dek geçerlidir...

Sn. Arif Kuran ve Tevrat’ta boşanma ve tekrar evli…

  • Bahattin Ergezen
    Bahattin Ergezen
    dunyadinleri.com/bahattinec236
    buradaydı
    Cinsiyet : Bay
    Şehir : DiğerYerler
    Meslek : Memur
    Giriş : 128
  • Yazan : Bahattin Ergezen Tarih : Beğeniler : 0

    Sn. Arif

    Kuran ve Tevrat’ta boşanma ve tekrar evlilik konusunda farklı hükümlerin verildiği doğru…

    MAİDE SURESİ -1-

    inne allâhe

    : muhakkak ki Allah

    yahkumu

    : hükmeder, hüküm verir

    mâ yurîdu

    : ne dilerse, dilediği şey

    Muhakkak ki Allah dilediği gibi hükümverir

    AHZAP SURESİ -62

    1.

    sunnete allâhi

    : Allah'ın sünneti, kanunu

    2.

    : konusunda, hakkında

    3.

    ellezîne

    : onlar, o kimseler

    4.

    halev

    : gelip geçti

    5.

    min kablu

    : önceden

    6.

    ve len tecide

    : ve asla bulamazsın

    7.

    li sunneti allâhi

    : Allah'ın sünnetinde, kanununda

    8.

    tebdîlen

    : bir değişiklik

    Allah’ın kanununda bir değişiklik asla bulamazsın…

    yahkumu: Hüküm

    sunnete allahi: Allah’ın kanunu

    Hüküm ve kanun farklı kavramlardır…

    Allah’ın kanunları değişmez; Allah’ın hükümleri zamana, şartlara ve imkânlara göre değişir…

    Bu konuda birçok örnek verilebilir…

    NİSA SURESİ 23- İki kız kardeşi birlikte almanız da haram kılınmıştır. Eskide kalanlar müstesna.

    Ayet indirilmeden önce iki kız kardeşle evlenmek helal iken; ayet indirildikten sonra haram kılınmıştır…

    İçki içmek Tevrat’ta haram değilken; Kuran’ın indirilmesi ile haramlaşmıştır…

    Bu durumda Allah’ın kanunları değişmiş mi oldu?

    ALİ İMRAN SURESİ 93- Tevrat indirilmeden önce İsrail’in kendi nefsine haram kıldığı şeyler dışında tüm yiyecekler İsrail oğullarına helaldi.

    ENAM SURESİ 146- Yahudilere tüm tırnaklı hayvanları haram kıldık. Onlara ayrıca sığır ve koyunun yağlarını da haram kıldık. Sığır ve koyunun sırtlarının ve bağırsaklarının taşıdığı yağlarla, kemiklerle karışan yağlar bunun dışındadır. Bunu onlara azgınlıkları yüzünden bir ceza olarak yaptık. Biz elbette sözünde duranlarız.

    Tevrat indirilmeden helal olan şeyler daha sonra azgınlıkları yüzünden haram kılınmış…

    Bu durumda Allah’ın kanunu değişmiş mi oldu?

    MAİDE SURESİ 48- Sana da kitabı hak olarak indirdik. Kitaptan onun yanında bulunanı tasdikleyici ve onu denetleyip güvenilirliğini sağlayıcı olarak… O halde onlar arasında Allah’ın indirdiğiyle hükmet, haktan sana gelenden uzaklaşıp onların keyiflerine uyma! SİZDEN HER BİRİ İÇİN BİR YOL YÖNTEM BELİRLEDİK. Allah dileseydi sizi elbette bir tek ümmet yapardı. Ama size vermiş olduklarıyla sizi imtihana çeksin diye öyle yapmamıştır,

    Kuran; Tevrat’ı tasdikleyici denetleyici ve güvenilirliğini sağlayıcı olarak indirilmiştir…

    Kuran; Tevrat üzerinde otoritedir…

    Kuran ve Tevrat birlikteliğinde esas olan ölçü şudur: Tevrat’a ait bir ölçü Kuran tarafından değiştirilmişse Kuran’a ait ölçü geçerlidir…

    İmza
    Doğrularım en doğrusuna ulaşana dek geçerlidir...

sn. Ergezen; Muahatabımın kelimelerle oynadığını f…

  • Ârif Cemil
    Ârif Cemil
    dunyadinleri.com/murat83871
    buradaydı
    Cinsiyet : Bay
    Şehir : Manisa
    Meslek : Serbest
    Giriş : 2174
    İnandığınız Din : Belirtmiyor
    İnançlı Birimisiniz? : İnançlıyım
  • Yazan : Ârif Cemil Tarih : Beğeniler : 0

    sn. Ergezen;

    Muahatabımın kelimelerle oynadığını farkettiğimde bende şu düşünceler oluşur.

    1- Vatandaş ciddi konularda yazıyor görünse de; kendisi samimi değil. "Saf" zannettiği kişilerle "beyin jimnastiği" yapmaktadır.

    2- İleri sürdüğü hususlarda çok iddialı konuşmasına rağmen, savunduğu mevzûya vâkıf değilir.

    Bunlardan hangisi sizi betimler bilemem. Siz kendinizi ve niyetinizi, daha iyi bilirsiniz. Ben ihtimâlleri belirttim; "Niyet okuyucu" değilim. Kaf suresi için âhiret'te geçenleri kasdederek "Ahiret hayatı ile ilgili" demişsiniz. İslâm âleminin en meşhur müfessirlerinden Fahreddin Er Râzi der ki, "Sebeb-i Nüzûlün hususiliği, ayetteki anlamın genelliğine mâni değildir." Kur'an 23 yıl gibi uzun bir sürede tamamlanır ve geçen süre zarfında birbirinden kopuk/farklı hâdiseler için, o an geçerli olan konjonktür'e göre âyet iner. Şeklen ayrı gibi görünen gelişmelerde bulunması gereken anlam/mantık birlikteliği için cevap aranınca da aynı kitap/ayet hakkında birbirini tutmayan yığınla tefsir yapılır.

    Kur'anda bulunan "Nâsih/Mensuh" ayetler hakkında bilginiz yoksa, sebeb-i nüzul bilmezseniz; ayetlerin anlamlarını, iniş sebebindeki husûsiliğe hapseder ve her farklı duruma göre iddinıza mesned oluşturması için Kur'andan bir veya birkaç âyet "copy/paste" etmeye kalkarsanız, bir müddet sonra "kıyamet tarihi" vermenizde olduğu gibi çuvallarsınız.

    Kur'an da ikibin küsûr âyette "Allah hüküm ve hikmet sahibidir" der. Hüküm ve hikmet kavramları sürekli yan yana kullanılmıştır. Ayrıca Allah Rad: 37 de Kur'an için;

    "Ve kezâlike enzelnâhu hukmen arabiyyâ(arabiyyen), ve le initteba’te ehvâehum ba’de mâ câeke minel ilmi mâ leke minallâhi min veliyyin ve lâ vâk(vâkın)."

    Meali;

    "Ve işte Biz o Kur'an'ı Arapça bir hüküm olmak üzere indirdik. Andolsun ki eğer sen, sana vahiyle gelen bu ilimden sonra onların arzularına uyacak olursan, sana Allah'tan ne bir dost vardır, ne de bir koruyucu"

    Görüldüğü üzere, âyetle sâbit olarak, Kur'anın bizatihi kendisi de hüküm olarak nitelenirken; siz kendinizi haklı çıkarma adına, kafanıza göre "tefsir" yapmaktasınız.

    Tanrı'nın sözü/hükmü/kanunları değişmez. Çünki O'nun sözü ve hükmü kendi yüceliğinin ve değişmezliğini yansımasıdır. Kendi sözleri "Yaz-boz tahtası değildir. Ama Kur'an her dönem için gerçerli ilkelsel yaklaşım sunmak yerine, duruma göre değişen emirler yağdırır. Muhammed'in çevresindeki insanlar, bu gün kimi müslümanlara yutturulduğu gibi "cahiliye" döneminin 'ahmak' insanları değillerdi. Âyetler arasındaki tutarsızlığı farkedince "Muhammed dün söylediğini bu gün değiştiriyor" demeye başladılar.

    ________________________________________________

    "Biz, bir âyetin yerine başka bir âyet getirdiğimiz zaman, Allah ne indirdiğini gayet iyi bilirken onlar: "Sen sadece uyduruyorsun. " derler. Hayır, tam aksine onların çoğu bilmezler." Nahl: 101

    İbn Abbâs'tan gelen bir rivayette de müşriklerin: "Vallahi Muhammed ashabıyla alay ediyor..." dedikleri ayrıntısına yer verilmektedir

    İbnu'l-Cevzî, Zadu’l-Mesir, 4/491.

    ___________________________________________________

    Sadece bu kadar olsa ne gam!...

    "Herhangi bir ayetin hükmünü yürürlükten kaldırır veya unutturursak, onun yerine daha hayırlısını veya onun benzerini getiririz. Allah'ın her şeye kadir olduğunu bilmez misin?" Bakara 106

    " Allah dilediğini siler, dilediğini bırakır; Ana Kitap O'nun katındadır." Rad: 39

    Sildiği nedir ?

    Kendi sözü/hükmü değil mi.

    Bu söz yada hükmün dayandığı bir temel yok mu ?

    Bizim gibi "İşkembe-i kübrâ"dan sallıyorsa, silmesinde bir mahzur oılmadığı gibi; benim de ne ilgim, ne de itirâzım olur.

    RAB Tanrı'nın sözü ve hükmü kendi yüceliğinin bir yansıması ise - ki, ben böyle olduğuna inanırım - o zaman, "Sildim" diyen kendini silmiş olur.

    Her şeyin üzerinde, erişilemez/güç yetirilemez bir yaratıcı varsa eğer; bu yaratıcı bizim gibi zayıf canlıların korku ve zaafları üzerinen "iman" devşirmez. Kur'anı dikkatle okuyan kişi, Allah adı verilen ve yaratıcı olduğunu iddia eden bir varlığın, insanları sürekli tehdit ettiğini; kendisine tabi olanlar için Cennet'te köşk ve huri dağıttığını görür. Hayyam bunu çok nefis bir ironi ile anlatır.

    Irmaklarından şaraplar akacak diyorsun.

    Cennet-i âlâ meyhane midir ?

    Her mü'mine iki hûri diyorsun.

    Cennet-i âlâ kerhâne midir ?

    ***

    RAB Tanrı gözle görülmez. O'nu ancak yarattığı mükevvenâtta geçerli olan prensipleriyle bilmek mümkündür. Kur'anda ise, RAB'bin kendi yüceliğinin yansımaları olup, insanların O'nu bu ilkelerle tanımasına/bilmesine vesile olacak açıklamalardan çok; sürekli kendi yüceliği ile övünen, ama ne hikmetse bu yüceliğine güvenmeyip, insanları devamlı tehdit eden, onların korku ve zaafları ile oynanayan Allah karşımıza çıkıyor.

    E, tabii, böyle bir "yaratıcı" da dilediğni silip dilediğini bırakıveriyor.

    Kur'anda her durum için bir âyet vardır.

    Müslümanların henüz yeterince güçlenmediği, Muhammed'in tüm Arap yarımadasına hakim olamadığı zaman şu âyet iner.

    "Allah, din uğrunda sizinle savaşmayan, sizi yurdunuzdan çıkarmayan kimselere iyilik yapmanızı ve onlara karşı adil davranmanızı yasak kılmaz; doğrusu Allah adil olanları sever.Allah, ancak sizinle din uğrunda savaşanları, sizi yurtlarınızdan çıkaranları ve çıkarılmanıza yardım edenleri dost edinmenizi yasak eder; kim onları dost edinirse, işte onlar zalimdir" Mümtehine: 8/9.

    "İnananlara en şiddetli düşman olarak, insanlardan yahudileri ve Allah'a eş koşanları bulursun. Onlardan, inananlara sevgice en yakın "Biz hıristiyanız" diyenleri bulursun. Bu, onların içinde bilginler ve rahibler bulunmasından ve büyüklük taslamamalarındandır." Mâide:82

    Ama Hicretin dokuzuncu yılında inen tevbe suresindaki bazı âyetler barış ve sevgi öğütleyen tüm önceki ayetleri siler/nesheder.

    "Hürmetli aylar çıkınca, puta tapanları bulduğunuz yerde öldürün;" Tevbe:5

    "Kitap verilenlerden, Allah'a, ahiret gününe inanmayan, Allah'ın ve Peygamberinin haram kıldığını haram saymayan, hak dinini din edinmeyenlerle, boyunlarını büküp kendi elleriyle cizye verene kadar savaşın" Tevbe:29

    Bende Hayyam gibi sorayım.

    Kur'an, şaşmaz/değişmez Tanrısal prensipler vazeden bir kitap mıdır;

    Yoksa, Muhammed'in 23 yıl boyunca değişen şartlara göre oluşturduğu siyaset ve taktikleri içeren bir kitap mı ?

    Mehdi misin/deccal mı/dabbe mi, bilemem de; okuduğunu dikkatli oku.

    Tevrat 24/4'te müslüman mantığıyla "anlamlı"(!) görünen ve zaman ve mekâna göre değişmesi "tabii"(!) karşılanan bir hükümden söz etmiyor.

    "Bu RAB'bin gözünde iğrençtir" deniyor.

    Sanırım bu defâ aradaki farkı kavramışsındır.

    Siz müslümanlar Yahudinin binlerce yıldır elinde tuttuğu Tevrat'ı Yahudiye yeniden öğretmekte bir beis görmezsiniz de; başkası Kur'an hakkında biraz aykırı konuşsa ortalığı velveleye veririsiniz. (*)

    _________________________

    (*) Ben Yahudi değilim.

    İmza