Diğer Dinler ve Dini Konular

Ana Sayfa Forum Din ve İnançlar Diğer Dinler ve Dini Konular Yaratıcıya Olan Güveniniz Sarsıldı mı?

Yaratıcıya Olan Güveniniz Sarsıldı mı?

  • merkür merkür
    merkür merkür
    dunyadinleri.com/m71500
    buradaydı
    Cinsiyet : Bayan
    Şehir : İzmir
    Meslek : DiğerMeslekler
    Giriş : 28
    İnandığınız Din : Diğer
    İnançlı Birimisiniz? : Belirtmiyor
  • Yazan : merkür merkür Tarih : Kategori : Diğer Dinler ve Dini Konular Cevaplar : 0 Okunma : 965 Beğeniler : 0
    Yaratıcıya Olan Güveniniz Sarsıldı mı?

    “NEDEN BEN?

    Tanrı bunu yaşamama neden izin verdi?”

    Bu sorular Brezilya’da yaşayan 24 yaşındaki Sidnei’nin aklını kurcalıyor. O, su kaydırağında yaşadığı bir kaza

    sonucu kalıcı olarak tekerlekli sandalyeye bağlı hale geldi.

    Kazalar, hastalıklar, sevilen birinin ölümü, doğal afetler ya da savaşlar sonucu yaşanan

    acı, insanların

    Tanrı’ya olan güveninin sarsılmasına ve hayal kırıklığına uğramalarına neden oluyor. Bu yeni bir durum değil.

    Geçmişte yaşamış Eyüp peygamberin başına art arda felaketler gelmişti. O, şu sözlerle Tanrı’yı haksız yere

    suçladı: “Yardımıma yetiş diye feryat ediyorum, karşılık vermiyorsun; dikkatini çekebilmek için dikilip

    duruyorum. Bana karşı değiştin, zalim oldun; tüm gücünle vurup düşmanlığını gösteriyorsun” (Eyüp 30:20, 21).

    Eyüp yaşadığı sıkıntıların kaynağını ve bu sıkıntıların başına neden geldiğini bilmiyordu. Ancak Kutsal Kitap

    bizlere acıların neden yaşandığını açıklar ve bu olaylar karşısında nasıl doğru bir tutuma sahip olabileceğimizi

    gösterir.




    TANRI’NIN AMACI İNSANLARIN ACI ÇEKMESİ MİYDİ?


    Kutsal Kitap Tanrı hakkında şöyle söyler:

    “İşleri kusursuzdur, çünkü her yolu adalettir. Sadakat Tanrısıdır, hiç haksızlık etmez;

    dürüst ve doğru olan O’dur” (Tekrar 32:4).

    Eğer Yaratıcımız ‘dürüst ve doğruysa’ insanların acı çekmesini amaçlaması ya da onları cezalandırmak veya

    terbiye etmek için başlarına felaketler getirmesi tutarlı bir davranış olur muydu?

    Tabii ki hayır, Kutsal Kitap bu konuda şunu der: “Bir sınavla karşılaşınca kimse ‘Tanrı

    beni sınıyor’ demesin.

    Çünkü Tanrı kimseyi kötü şeylerle sınamaz, Kendisi de böyle şeylerle sınanamaz” (Yakup 1:13).

    Kutsal Kitap bize Tanrı’nın insanları yarattığında her şeyin kusursuz olduğunu öğretir. Yaratıcımız, ilk insan

    çifti Âdem ve Havva’ya güzel bir ev, doyum veren bir iş ve ihtiyaç duyabilecekleri her şeyi verdi.

    Onlara: “Çocuklar sahibi olun, çoğalın, yeryüzünü doldurun ve onu denetiminiz altına alın” dedi. Âdem ve

    Havva’nın Tanrı’ya olan güvenlerini yitirmeleri için hiçbir nedenleri yoktu (Başlangıç 1:28).

    Ancak bugünkü şartlar mükemmellikten çok uzakta. Aslında insanlar tarih boyunca büyük acılar çekmiştir. Bu

    durumu anlatan şu sözler ne kadar doğru: ‘Tüm yaratılanlar şimdiye dek hep birlikte

    inleyip acı çekiyor’

    (Romalılar 8:22). Peki bu duruma nasıl geldik?


    NEDEN ACI ÇEKİYORUZ?


    Neden acı çektiğimizi anlamak için her şeyin başladığı zamana geri dönmeliyiz. Tanrı Âdem ve Havva’ya “İyiyi

    kötüyü bilme ağacının meyvesinden” yememeleri gerektiğini söyleyerek doğru ve yanlış konusunda

    standartları olduğunu göstermişti. Ancak sonradan İblis Şeytan olarak adlandırılan asi bir melek onları

    etkiledi ve bunun sonucunda Âdem ve Havva Tanrı’nın bu standartlarına uymayı reddetti. Şeytan Havva’ya,

    Tanrı’ya itaatsizlik etseler bile ölmeyeceklerini söyledi, böylelikle aslında Tanrı’yı yalancı olmakla suçlamış

    oldu. O ayrıca Tanrı’nın, insanları neyin iyi neyin kötü olduğu konusunda karar verme hakkından mahrum

    bıraktığını iddia etti (Başlangıç 2:17; 3:1-6). Yani insanların Tanrı’nın yönetimi olmadan daha iyi durumda

    olacaklarını ileri sürdü. Sonuç olarak tüm bu iddialar çok önemli bir sorunun doğmasına neden oldu: Tanrı

    insanları yönetmek konusunda yeterli midir?


    Şeytan başka bir iddia daha ortaya attı. O, insanların Tanrı’ya kendi çıkarları için hizmet ettiklerini öne sürdü.

    İmanlı bir peygamber olan Eyüp hakkında Tanrı’ya şunları söyledi: “Onun çevresine, evinin ve sahip olduğu

    her şeyin çevresine Sen çit çevirmedin mi? . . . . Şimdi elini uzatıp nesi varsa hepsine dokun da bak, yüzüne

    karşı Sana nasıl lanet edecek” (Eyüp 1:10, 11). Şeytan burada Eyüp peygamberden bahsediyor olsa da o,

    bütün insanların Tanrı’ya kendi çıkarları için hizmet ettiğini ima etmiş oldu.


    TANRI NASIL BİR ÇÖZÜM SAĞLADI?


    Tüm bu meselelere kökten bir çözüm getirmenin yolu neydi? Üstün hikmete sahip olan Tanrı bizi asla hayal

    kırıklığına uğratmayacak bir çözüm yolu sağladı (Romalılar 11:33). O, insanların bir

    süreliğine kendi kendini yönetmesine izin verdi. Böylelikle onlar kimin yönetiminin üstün olduğunu

    göreceklerdi.


    Dünyanın bugünkü içler acısı durumu insan yönetimlerinin tamamıyla başarısızlığa uğradığının açık bir

    göstergesidir. Dünyadaki yönetimler sadece barış,

    güvenlik ve mutluluk getirmek konusunda başarısız

    olmadı, onlar aynı zamanda dünyayı büyük bir yıkımın eşiğine getirdi. Bu durum Kutsal Kitaptaki şu

    sözlerin bir kanıtıdır: “Adımlarına yön vermek insana düşmez” (Yeremya 10:23). Sadece Yaratıcımızın

    yönetimi insanlara kalıcı bir barış, mutluluk ve refah sağlayabilir çünkü bu, başlangıçtan beri O’nun amacıdır (İşaya 45:18).

    Peki Tanrı insanlarla ilgili amacını nasıl yerine getirecek? İsa takipçilerine şöyle dua etmelerini

    söylemişti: “Krallığın gelsin. Gökte olduğu gibi yerde de Senin isteğin gerçekleşsin” (Matta 6:10). Evet

    Yaratıcı, acılara neden olan her şeyi en doğru zamanda Krallığı aracılığıyla ortadan kaldıracak (Daniel 2:44).

    Yoksulluk, hastalık ve ölüm artık geçmişte kalacak. Kutsal Kitap Tanrı’nın “yardım için

    feryat eden yoksulu”sıkıntıdan çıkaracağını söyler (Mezmur 72:12-14). Hasta kişiler için ise “Orada oturan hiç

    kimse ‘Hastayım’ demeyecek” vaadini verir (İşaya 33:24). Hatta Kutsal Kitapta, ölmüş olan ve Tanrı’nın

    hafızasında bulunan kişiler hakkında İsa’nın şu sözleri yer alır: ‘Mezarlarda olan herkesin çıkacağı zaman

    geliyor’ (Yuhanna 5:28,29). Bu vaatler bize sevinç vermiyor mu?



    HAYAL KIRIKLIĞININ ÜSTESİNDEN GELMEK


    Makalenin başında adı geçen Sidnei geçirdiği kazadan yaklaşık 17 yıl sonra şunları söyledi: “Yaşadığım kaza

    yüzünden Tanrı’yı asla suçlamadım, ama kabul etmeliyim ki ilk başta hayal kırıklığına uğradım ve

    O’na olan güvenim sarsıldı. Bazı günler kendimi çok üzgün hissediyorum ve fiziksel engelim hakkında

    düşündüğümde gözyaşlarıma hâkim olamıyorum. Ancak geçirdiğim kazanın Tanrı’nın bana verdiği bir ceza

    olmadığını Kutsal Kitap sayesinde anladım. Kutsal Kitabın söylediği gibi hepimiz

    ‘beklenmedik zamanda beklenmedik olaylarla’ karşılaşıyoruz. Yehova’ya dua

    etmek ve O’nun Sözünü okumak beni ruhen güçlendirdi, ayrıca olumlu bir bakış açısına sahip olmama yardım

    etti” (Vaiz 9:11; Mezmur 145:18; 2. Korintoslular 4:8, 9, 16).

    Tanrı’nın acılara neden izin verdiğini akılda tutmak ve bu acıların etkilerinin yakında ortadan kaldırılacağını

    bilmek Tanrı’ya olan güvenimizi güçlendiriyor ve hayal kırıklıklarının üstesinden gelmemize yardım ediyor.

    Bizler Tanrı’nın “Kendisini ciddiyetle arayanları ödüllendirdiğine” eminiz. O’na ve İsa Mesih’e iman eden hiç

    kimse hayal kırıklığına uğramayacak (İbraniler 11:6; Romalılar 10:11).

    İmza