Alevilik

Ana Sayfa Forum Din ve İnançlar islamiyet Alevilik Hz.Alinin oglu Hz Husynin Faziletleri

Hz.Alinin oglu Hz Husynin Faziletleri

  • Ceyhun Ahmedov
    Ceyhun Ahmedov
    dunyadinleri.com/ceyhuncad58
    buradaydı
    Cinsiyet : Bay
    Şehir : DiğerYerler
    Meslek : Öğrenci
    Giriş : 3
  • Yazan : Ceyhun Ahmedov Tarih : Kategori : Alevilik Cevaplar : 2 Okunma : 2843 Beğeniler : 0
    Hz.Alinin oglu Hz Husynin Faziletleri

    İMAM HÜSEYİN (A.S)’IN FAZİLETLERİ

    İmam Hüseyin (a.s) ın Makamı

    Resulullah (s.a.a) buyurmuştur ki :

    “Hüseyin bendendir; o benim oğlum ve evladımdır, kardeşinden sonra insanların en üstünüdür; o müslümanların İmamı, müminlerin mevlası, alemlerin Rabb’inin halifesidir; yardım dileyenlerin yardımına koşan, sığınak arayanların sığınağı ve Allah’ın yaratıklarına olan hüccetidir; o, cennet gençlerinin efendisi ve ümmetin babıdır (kapısıdır); onun emri benim emrimdir; ona itaat bana itaattir; ona uyan bendendir; ona isyan eden ise benden değildir.” [1]

    İmam Hüseyin (a.s) buyurmuştur ki:

    “Resulullah (s.a.a)’in yanına gittim, Ubey bin Ka’b da oradaydı. Resulullah (s.a.a) bana şöyle buyurdular: “Hoş geldin ya Eba Abdullah; ey göklerle yerin ziyneti!” Ubey bin Ka’b; Ya Resulellah, senden başka göklerle yerin ziyneti nasıl olabilir?! Resulullah (s.a.a) cevaben şöyle buyurdular:

    “Ey Ubey! Beni hak olarak peygamberliğe seçene ant olsun ki, Hüseyin bin Ali’nin göklerdeki makamı yeryüzündeki makamından daha büyüktür. Allah’ın arşının sağ tarafına şöyle yazılmıştır: Hüseyin, hidayet kandili ve kurtuluş gemisidir...” [2]

    İmam Hüseyin (a.s)’ın Siyadeti

    Allah-u Teala buyurmuştur ki:

    “Bilin ki, Hüseyin, dünya ve ahirette bütün şehitlerin seyyidi (efendisi) ve cennet gençlerinin efendisidir.” [3]

    İmam Hüseyin (a.s)’ın Sevgisi

    Resulullah (s.a.a) buyurmuştur ki:

    “Hüseyin bendendir, ben de Hüseyin’denim; Hüseyin’i seveni Allah sever.” [4]

    İmam Hüseyin (a.s)’ın Mahbubiyeti

    Resulullah (s.a.a) buyurmuştur ki:

    “Kim, gök ehli yanında yeryüzü ehlinin en sevilenine bakmak istiyorsa, Hüseyin’e baksın.” [5]

    İmam Hüseyin (a.s)’ın Halkı Hidayet Etme Yöntemi

    İbn-i Şehraşub Menakıb kitabında Ruhayni’den şöyle nakl ediyor:

    “İmam Hasan ve İmam Hüseyin (alehim’es selam) abdest almakla meşgul olan yaşlı bir adamın yanından geçerken onun doğru abdest almadığını gördüler, onu rahatsız olmayacak bir şekilde hidayet etmek için abdest konusunda tartışmaya başladılar, onlardan her biri diğerine; senin abdest alman doğru değildir diyordu. Yaşlı adama: “Kimin doğru abdest aldığına sen karar ver” deyip abdest almaya başladılar. “Hangimizin abdesti daha doğrudur?” dediklerinde yaşlı adam şöyle dedi: “Sizin ikiniz de güzel abdest aldınız, ama bu cahil ve yaşlı kişi doğru abdest almadı.” Böylece yaşlı adam rahatsız olmaksızın doğru abdest almayı öğrenmiş oldu.[6]

    İmam Hüseyin (a.s)’ın Tevazusu

    İbn-i Asakir, Tarih-i Dimaşk kitabında şöyle nakl ediyor: “Bir gün İmam Hüseyin (a.s), abalarını yere sermiş kuru ekmek yemekle meşgul olan bir grup fakir ve yoksulların yanından geçerken onlar İmam (a.s)’ı yemeğe davet ettiler. İmam (a.s) atından inerek; “Allah mütekebbirleri sevmez” deyip onlarla birlikte yemek yemeğe başladı.

    Sonra onlara; “Ben sizin davetinizi kabul ettiğim gibi siz de benim davetimi kabul edin “ buyurdu. Onlar da bu daveti kabul ettiler. İmam (a.s) onları evine götürüp cariyesi Rubab’a şöyle dedi: “Azık olarak topladığın şeyleri misafirlere getir.” İmam (a.s) onları iyice ağırladıktan sonra bir takım hediyelerle onları uğurladı.[7]

    İmam Hüseyin (a.s)’ın Hilmi

    İmam Hüseyin (a.s)’ın hizmetçisi, cezalandırılmayı hakkeden bir suç işledi. İmam (a.s) onun tembih edilmesini emretti. Hizmetçi; Ey mevlam: “Ve’l kazimin’el ğayz” (Öfkelerini yenenler) dediğinde, İmam (a.s); “Ondan vazgeçin” buyurdu. Hizmetçi; Ey mevlam: “Ve’l afîne an’in nas” (İnsanları affedenler) dediğinde, İmam (a.s); “Seni affettim” buyurdu. Hizmetçi; Ey mevlam: “Vallahu yuhibb’ul muhsinin” (Allah ihsan edenleri sever) dediğinde de İmam (a.s); “Sen Allah rızası için serbestsin, sana bağışladığım miktarın bir kaç katı daha senin içindir” buyurdu.[8]

    İmam Hüseyin (a.s)’ın Şecaati

    İmam Hüseyin (a.s)’ın Aşura günü sergilediği şecaat ve cesaretin eşini hiç kimse görmeyip ve görmeyecektir de. İmam (a.s) Aşura günü, karşısına çıkan herkesi kılıçtan geçiriyordu, böylece düşmandan çok sayıda insanlar öldürdü. Ömer bin Sa’d bu durumu görünce; “Tek tek onun karşısına çıkmayın, hep birlikte ona saldırın” diye emretti.

    Bazı raviler şöyle demiştir: “Ashabı, evladı ve bütün aile fertleri ölüp de onun gibi şecaatli savaşan biri vallahi görülmemiştir. İmam Hüseyin (a.s) susuz olmasına rağmen düşman ordusunun hangi semtine saldırıyorduysa adeta çekirgeler gibi onun önünden kaçıyorlardı... Nihayet uzaktan İmam (a.s)’ı ok yağmuruna tutup ne kadar korkak olduklarını kanıtladılar.[9]

    İmam Hüseyin (a.s)’in Müminlerin Kalbindeki Aşkı

    İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur:

    “Bir gün Peygamber (s.a.a), Hüseyin (a.s)’ı kucağına alarak şöyle buyurdu: “Hüseyin’in şahadeti için müminlerin kalbinde bir aşk vardır, o aşk asla soğumaz.”

    Sonra buyurdular ki: “Babam, her gözyaşın maktulü olana (Hüseyin’e) feda olsun.”

    Ey Resulullah’ın torunu, her gözyaşın maktulü nedir? dediklerinde; “Onu anan her mümin, mutlaka ağlar” buyurdular.[10]

    İmam Hüseyin’e Aşura Günü Ağlamak

    İmam Rıza (a.s) buyurmuştur ki:

    “Babam (İmam Kazım) Muharrem ayı girdiğinde, güler görülmezdi¸ on gün geçene kadar gam ve hüzün ona galip olurdu; Aşura günü (Muharrem ayının onu) olduğunda, o gün onun musibet, hüzün ve ağlamak günü olurdu; işte o gün Hüseyin (a.s)’ın öldürüldüğü gündür.” [11]

    Aşura Gününün Musibet Günü Oluşu

    Abdullah bin Fazl el-Haşimî diyor ki:

    “İmam Sadık (a.s)’a dedim ki; “Ey Resulullah’ın torunu! Aşura günü, nasıl musibet, gam ve ağlama günü oldu da Resulullah (s.a.a)’in vefat günü, Fatıma (a.s)’ın ölüm günü, Emir’ul- Muminin Ali (a.s)’ın katledildiği gün ve Hasan (a.s)’ın zehirle öldürüldüğü gün musibet günü olmadı?”

    İmam (a.s) cevaben şöyle buyurdular:

    “Hüseyin (a.s)’ın musibet günü, diğer günlerin musibetinden daha büyüktür. Çünkü Kisa ashabı, Allah katında yaratıkların en üstünleri idiler; bunlar beş kişi idi. Onların arasından Resulullah (s.a.a) vefat ettiğinde, Emir’ul- Muminin Ali, Fatıma Hasan ve Hüseyin hayatta idiler; halk için bir teselli ve gönül rahatlığı vardı. Fatıma (a.s) dünyadan göçtüğünde, Emir’ul- Muminin, Hasan ve Hüseyin halk için bir teselli ve gönül rahatlığıydılar. Emir’ul- Muminin de şehit olduğunda, Hasan ve Hüseyin halk için bir teselli ve gönül rahatlığıydılar. Hasan (a.s) da öldürüldüğünde, Hüseyin (a.s) halk için bir teselli ve gönül rahatlığı idi. Hüseyin (a.s) katledildiğinde artık Kisa ashabından, halka teselli ve gönül rahatlığı olacak bir kimse kalmadı. Öyleyse onun ölmesi hepsinin ölmesi demekti. Nitekim onun baki kalması hepsisinin baki kalması gibi idi. İşte bundan dolayı İmam Hüseyin (a.s)’ın musibet günü diğer musibet günlerinden daha büyüktür.” [12]

    İmam Rıza (a.s) şöyle buyurmuştur:

    “Kim Aşura günü, ihtiyaçları için çalışmayı terk ederse, Allah Teala onun dünya ve ahiret ihtiyaçlarını karşılar. Aşura günü kimin musibet, hüzün ve ağlama günü olursa, Allah Teala kıyamet gününü, onun mutluluk ve sevinç günü kılar ve cennette gözü bizimle aydınlanmış olur. Kim Aşura gününü bereket günü adlandırır ve o gün evi için bir şey stok ederse, stok ettiği şey onun için mübarek olmaz ve kıyamet günü cehennemin en alt tabakasında Yezid, Ubeydullah bin Ziyad ve Ömer bin Sa’d ile haşır olur.” [13]

    İmam Hüseyin’in Katline Lanet Etmek

    İmam Rıza (a.s) İbn-i Şebib’e şöyle buyurdular:

    “Ey Şebib, eğer cennette yapılmış olan odalarda Peygamber ve Ehl-i Beyt’i ile beraber olmak istiyorsan, Hüseyin’in katillerine lanet etmelisin.” [14]

    Davud-u Rıkkî diyor ki:

    İmam Sadık (a.s)’ın yanında durmuştum, su istedi, suyu içtiğinde gözlerinin yaşla dolduğunu ve ağladığını gürdüm. Sonra şöyle buyurdu:

    “Ey Davud! Allah, Hüseyin’in katiline lanet etsin; Hüseyin’i anmak hayatı gamlı kılır (karartır). Ben her soğuk su içtiğimde Hüseyin’i anıyorum; kim su içip de Hüseyin’i anar ve onun katiline lanet ederse, Allah Teala ona yüz bin hasene (sevap) yazar, yüz bin günahı onun amel defterinden siler, yüz bin derece onun makamını yüceltir, yüz bin köle azat etmiş gibi olur ve Allah Teala onu, kıyamet günü güler yüzlü olarak haşır eder.” [15]

    İmam Hüseyin (a.s)’ı Anmanın Niteliği

    Hasan bin Ebu Fahite şöyle diyor:

    İmam Sadık (a.s)’a dedim ki;”Canım sana feda olsun! Hüseyin bin Ali (a.s)’ı anıyorum, onu andığımda ne söyleyeyim?” İmam (a.s) buyurdular ki şöyle de: “Sallallahu aleyke ya Eba Abdullah” (Allah’ın selamı sana olsun ey Eba Abdullah) ve bu sözü üç defa tekrarla” [16]

    İmam Rıza (a.s) buyurmuştur ki:

    “Ey İbn-i Şebib, Hüseyin (a.s)’la şahadete erişen kimsenin sevabı kadar sen de sevap elde etmek istiyorsan, onu andığında şöyle de: “Ya leyteni kuntu meahum fe efuze fevzen azima” (Keşke ben de onlarla olsaydım ve büyük bir makama - şahadete- erişseydim.) [17]

    İmam Hüseyin’in Musibetini Anmak

    İmam Rıza (a.s) buyurmuştur ki:

    “Kim bizim musibeti anıp da ağlar veya başkalarını ağlatırsa, gözlerin ağladığı gün onun gözü ağlamaz. Kim bizim emrimizin (velayetimizin) ihya edildiği bir mecliste oturursa, kalplerin öldüğü gün onun kalbi ölmez.” [18]

    Şair olan Ebu İmare şöyle diyor:

    İmam Sadık (a.s) bana: “Ey Ebu İmare! Hüseyin (a.s) hakkında bir şiir oku” diye buyurdu. Ben şiir okudum, o da ağladı. Sonra yine şiir okudum, yine ağladı. Allah’a ant olsun ki, ben okudukça o da ağlıyordu, hatta evdekilerin de ağlama seslerini duydum.

    İmam (a.s) bana buyurdular ki:

    “Ey Ebu İmare! Kim Hüseyin bin Ali hakkında bir şiir okur da elli kişiyi ağlatırsa, cennet ona farz olur; kim Hüseyin (a.s) hakkında bir şiir okur da kırk kişiyi ağlatırsa cennet ona farz olur; kim Hüseyin (a.s) hakkında bir şiir okur da otuz kişiyi ağlatırsa cennet ona farz olur; kim Hüseyin (a.s) hakkında bir şiir okur da yirmi kişiyi ağlatırsa cennet ona farz olur; kim Hüseyin (a.s) hakkında bir şiir okur da on kişiyi ağlatırsa cennet ona farz olur; kim Hüseyin (a.s) hakkında bir şiir okur da bir kişiyi ağlatırsa cennet ona farz olur; kim Hüseyin (a.s) hakkında bir şiir okur da kendisi ağlarsa cennet ona farz olur; kim Hüseyin (a.s) hakkında bir şiir okur da ağlar görünmeye çalışırsa cennet ona farz olur.” [19]

    İmam Hüseyin (a.s)’a Ağlamak

    İmam Rıza (a.s) şöyle buyurmuştur:

    “Ey İbn-i Şebib! Birine ağlayacak olursan, Hüseyin bin Ali’ye ağla. Çünkü o bir koçun boğazlandığı gibi boğazlandı ve onun ailesinden yeryüzünde eşleri bulunmayan on sekiz kişi öldürüldü. Onun ölümü için yedi gökle yerler ağladı.” [20]

    Ebu İmare Şöyle diyor:

    İmam Sadık (a.s)’ın yanında Hz. Hüseyin (a.s) anıldığı gün, İmam (a.s) o gün akşama kadar kesinlikle güler yüzlü görülmezdi ve; “Hüseyin her müminin göz yaşıdır.” buyuruyordu.[21]

    İmam Rıza (a.s) buyurmuştur ki:

    “Ağlayanlar Hüseyin gibisine ağlamalıdırlar; çünkü ona ağlamak büyük günahları döker (silip yok eder).” [22]

    İmam Hüseyin (a.s)’ın Ziyareti

    İmam Sadık (a.s) buyurmuştur ki:

    “Hüseyin (a.s)’ın ziyareti en üstün amellerdendir.” [23]

    İmam Bakır (a.s) buyurmuş ki:

    “Kim yerinin cennet olmasını istiyorsa, mazlumun ziyaretini terk etmemelidir.” Mazlum kimdir? denildiğinde; “Kerbela sahibi Hüseyin bin Ali’dir.” buyurdular.[24]

    İmam Sadık (a.s) buyurmuştur ki:

    “Hüseyin (a.s)’ı ziyaret ediniz, ona cefa etmeyiniz (bu hususta kusur etmeyiniz). Çünkü o, yaratıklardan cennet ehli gençlerinin efendisi, şehitlerin ise serveridir.” [25]

    Yine İmam Sadık (a.s) buyurmuştur ki:

    “Allah-u Teala, kime hayır vermek isterse, İmam Hüseyin ve ziyaretinin sevgisini onun kalbine yerleştirir.” [26]

    İmam Hüseyin’i Uzaktan Ziyaret Etmek

    İmam Sadık (a.s) Sudeyr’e şöyle buyurmuşlardır:

    “Ey Sudeyr! Neden Hüseyin (a.s)’ın kabrini her Cuma günü beş ve her gün bir defa ziyaret etmiyorsun?” Ben; “Sana feda olayım, bizimle onun arasında fersahlarca mesafe vardır” dediğimde şöyle buyurdular:

    “Evin üzerine çık, sonra sağa ve sola bak, sonra başını göğe doğru kaldır, daha sonra Hüseyin (a.s)’ın kabrine doğru yönelerek şöyle de: “Es-Selamu aleyke ya Eba Abdillah! Es-Selamu aleyke ve rahmetullahi ve berekatuh” ( Selam olsun sana ey Eba Abdullah! Allah’ın selam, rahmet ve bereketi senin üzerine olsun). Böyle yaptığında bir ziyaretin sevabı sana yazılır, bu ziyaretin sevabı da bir hacla umredir.”

    Sudeyr diyor ki: Ben (İmam’ın sözünü duyduktan sonra) her gün yirmi defadan fazla bu ziyareti okurdum.[27]

    İmam Hüseyin (a.s)’ın Suresi

    İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur:

    “Farz ve müstahap namazlarda Fecr suresini okuyun. Çünkü o sure, Hüseyin bin Ali’nin suresidir. O sureyi okumaya rağbet edin, Allah size rahmet etsin.”

    Mecliste hazır olan Ebu Usame; “Bu sure nasıl sadece Hüseyin (a.s)’a mahsus olur?” dediğinde İmam (a.s) şöyle buyurdular:

    “Allah’ın şu ayetini: “Ey mutmain (tatmin olmuş) nefs! Dön rabbine, O’ndan razı olarak ve rızasını kazanmış bulunarak. Artık kullarımın arasına katıl ve gir cennetime” işitmedin mi? Allah Teala bu ayetten Hüseyin bin Ali (a.s)’ı kastetmiştir. Çünkü onun nefsi tatmin bulmuş, razı olmuş ve rabbinin rızasını kazanmıştır. Muhammed (s.a.a) ailesinden olan ashabı ise kıyamet günü rablerinden razıdırlar, O da onlardan razıdır.

    Bu sure, Hüseyin bin Ali, onun şiaları ve Muhammed Ehl-i Beyti’nin şialarına mahsustur. Kim Fecir suresini sürekli okursa, cennette İmam Hüseyin’le birlikte ve onun derecesinde olur. Allah Teala aziz ve hekimdir.” [28]

    İmam Hüseyin (a.s)’ın Duası

    “Allah’ım! Kelimelerinin, arşının düğüm (bağlantı) yerlerinin, göklerinin sakinleri, Peygamber ve elçilerinin yüzü suyu hürmetine, duamı icabete eriştir; şüphesiz işimde zorluk beni kuşatmıştır. Öyleyse Muhammed ve âl-i Muhammed’e salat etmeni ve işimde benim için bir kolaylık kılmanı senden istiyorum.”

    Resulullah (s.a.a)’in buyurduğuna göre bu dua, Allah-u Tebarek ve Teala tarafından kendisine ilham edilen Hüseyin (a.s)’ın duasıdır. Kim bu duayı namazdan sonra oturduğu halde okursa, Allah Teala onu İmam Hüseyin (a.s)’la haşreder ve İmam (a.s) kıyamet günü onun şefaatçisi olur, Allah Teala onun gamlarını giderir, borcunu öder, işlerini kolaylaştırır, yolunu açık kılar, onu düşmanlarına güçlü eder, onun ayıplarını açmaz, göğsünü (ilim ve marifetle) genişletir ve ölüm anında “La ilahe illellah” şehadetini ona telkin eder.[29]

    * * *


    [1] - Emali-yi Saduk, s. 101.

    [2] - El-Uyun-u Ahbar’ur- Rıza, c. 1, s. 59.

    [3] - Kamil’uz- Ziyarat, s. 70.

    [4] - A.K. s. 52 ve 53.

    [5] - Menakıb-i İbn-i Şehraşub, c. 4, s. 73.

    [6] - Menakıb-i İbn-i Şehraşub

    [7] - A’yan’uş- Şia, c. 1, s. 580

    [8] - A’yan’uş- Şia, c. 1, s. 580.

    [9] - Bu konudaki tarih kitaplarına bakabilirsiniz.

    [10] - Müstedrek’ul- Vesail, c. 10,s. 318.

    [11] - Emali-yi Saduk, s. 111.

    [12] - İlel’uş- Şerayi, s. 225-227.

    [13] - Emali-yi Saduk, s. 112.

    [14] - A.K. s. 113.

    [15] - A.K. s. 122.

    [16] - Emali-yi Tusi, c. 2, s. 53.

    [17] - Emali-yi Saduk, s. 113.

    [18] - Uyun-u Ahbar’ur- Rıza, c. 1, s. 294. Emali-yi Saduk, s. 68.

    [19] - Sevab’ul- A’mal, s. 109 ve 110.

    [20] - Uyun-u Ahbar’ur- Rıza, c. 1, s. 299.

    [21] - Kamil’uz- Ziyarat, s. 108.

    [22] - Emali-yi Saduk, s. 111.

    [23] - Kamil’uz- Ziyarat, s. 147.

    [24] - A.K. s. 141.

    [25] - A.K. s. 109.

    [26] - A.K. s. 142.

    [27] - A.K. s. 287. Men La Yahzuruh’ul- Fakih, c. 2, s. 599.

    [28] - Te’vil’ul- Ayat, c. 2, s. 796.

    [29] - Uyun-u Ahbar’ur- Rıza, c. 1, s. 60. Kemal’ud- Din, c. 1, s. 265.

    İmza

“Hüseyin bendendir, ben de Hüseyin’denim; Hüseyin’…

AMIN YA REBBIM