Lusiferciler’in, Adonay (Eski Ahid’de Tanrı ismi olarak kullanılmıştır. On Emir’de, “Allah’ın ismini boş yere ağzına almayacaksın” denildiğinden Yahudiler, Yahve yerine Adonay ismini söylerler) veya Yahve’nin karşıtı ve düşmanı olan Lusifer’e tapındıkları söylenmektedir. Latince “ışık-taşıyıcısı” veya “ışık-getirici” gibi manalara gelen Lusifer, sabah yıldızı olarak bilindiği sıralarda Venüs gezegenine verilmiş olan bir isimdir. Genellikle Şeytan olarak kabul edilmiştir. Çünkü M.S. 3. asırda, İsa’nın Luka, 10/18’de geçen: "Şeytan’ı gökten şimşek düşer gibi düşerken gördüm" şeklindeki sözü, yanlışlıkla İşaya, 14/12’ye bir atıf olarak farzedilmiş olduğundan, Lusifer’in, Şeytan’ın Tanrı’nın huzurundan kovulmadan önceki ismi olduğu varsayılmıştır.
Halbuki Vulgate,(Kitab-ı Mukaddes’in, Papa Damasus’un emriyle, St. Jerome tarafından 4. Yüzyılda yapılan Latince tercümesinin adıdır) İşaya, 14/12-14’de geçen şu ifadelerde bu sıfatı Babil Kralı Nabukadnezar’a atfeder: "Ey parlak yıldız, seherin oğlu, göklerden nasü düştün! Sen ki, milletleri devirirdin, nasıl yere yıktın! Ve kendi yüreğinde derdin: Göklere çıkacağım, tahtımı Allah’ın yıldızları üzerine yükselteceğim ve şimalin sonlarında, cemaat dağında oturacağım: Bulutların yüksek yerleri üzerine çıkacağım, kendimi Yüce Allah gibiedeceğim...” .'M
Şu halde, St. Jerome (St. Jerome, Strido’da doğmuş olup takriben 342-420 yılları arasında yaşamıştır. Seçkin bir Hıristiyan bilim adamı olduğu kadar, İbranice’yi ve Yunanca’yı çok iyi bilmesi onun, Kitab-ı Mukaddes’in Latince tercümesini yapmasını sağladı. Vulgate, Batı Kilisesi’nin Vulgate adıyla bilinen resmi çevirisi haline geldi) ve diğer Kilise Babaları, İşaya, 14/12-14’te geçen bu sıfatı Luka, 10/18 ile irtibatlandırarak, Lusifer ismini Şeytan karşılığında kullanmışlar ve burada yapılan yanlış yorum sebebiyle Şeytan, Lusifer’le özdeşleştirilmiştir. Lusifer aynı zamanda, Arianizm karşıtı Cagliari Piskoposu’nun (öl. 370 veya 371) da adı idi.1’6 Milton, "Yitik Cennet”te Lusifer’i, günahkar kibirli şeytanın ismi olarak kullanmıştır.
Ayrıca Lusifer, sabah yıldızı Phosphoros’un Latince adı ve Hıristiyan edebiyatında Şeytan’ın bir adı diye de tanımlanmıştır.
Lusifer’e tapınanlara göre o; Aydınlığın Tanrısı, iyi prensip; Adonay da Karanlığın Tanrısı, kötü prensipti. Bu ibadet düalistik bir felsefe üzerine kurulmuş olup Hıristiyanlığın karmakarışık bir çeşidi veya altüst edilmiş şekli olarak ifade edilmiştir.
Modern Satanizm’in kurucusu olan Anton Szandor LaVey, "The Satanic Bible” isimli eserinin, “The Book of Lucifer (Lusifer’in Kitabı)” bölümünde Lusifer hakkında biraz bilgi verdikten sonra şu yorumu yapmıştır: “Eski Romalılar’ın tanrısı Lusifer; ışığın taşıyıcısı, havanın ruhu ve aydınlığın simgesi idi. Hıristiyan mitolojisinde o, varlığı tamamen belirsiz tanımlamalar ve sahte değerlerle devam ettirilen bir dinden beklenmekte olan kötü ile eşanlamlı hale getirilmiştir. Kaydı doğru koymanın zamanıdır. Sahte ahlâk öğretileri ve okkült (sır, gizem) yanlışlıkları düzeltilmelidir. Şeytan ibadeti konusundaki pek çok eğlence ve oyunun, olabildiğince eğlenmek için sahnelenmiş mutlak saçmalıklar olduğu kabul edilmelidir. Hakikatin insanları özgür yapacağı söylenmiştir. Hakikat, herhangi bir kimseyi tek başına asla özgür yapmaz. Zihinsel özgürlüğü sağlayacak olan sadece ‘şüphe’dir. Şüphenin hârikülade öğesi olmadan, kendisi vasıtasıyla hakikate geçilecek olan kapı aralığı binlerce Lusifer’in son derece yorucu sesinden etkilenmeyecek şekilde sımsıkı kapanacaktır.
Kutsal Kitab’ın, kötü bir hükümdara ‘yalanların babası’ olarak işaret etmiş olduğu nasıl anlaşılabilir? Bu, karakter değiştirmenin fevkalade güzel bir örneğidir. Eğer bir kimse, Şeytan’ın yanlışı temsil ettiği şeklindeki bu teolojik suçlamaya inanacak olursa, o zaman -Tanrı’nın değil de- o kimsenin tüm ruhani dinleri ihdas etmiş ve Kutsal Kitaplar’ın tamamını yazmış olduğu fikri rahatlıkla ortaya atılabilir. Bir şüphe bir başkası tarafından da benimsendiğinde balon, yanlış inanışlarla uzun süre doldurularak daha da genişler ve patlamakla tehdit eder hale gelir. Varsayıma dayalı hakikatlerden hali hazırda şüphe edenler için bu kitap (LaVey’in söz konusu kitabı) bir açıklayıcı mesabesindedir. O zaman Lusifer yeniden doğmuş olacaktır. Şimdi şüphe etmenin tam zamanıdır. Yanlışın balonu patlıyor ve onun sesi dünyanın gürlemesidir”.
Bazıları da, Şeytan’a tapanları Satanistler; Demiurg’a tapan maniheistleri ve gnostikleri Lusiferciler şeklinde nitelendirmek suretiyle Satanistler’le Lusiferciler’i birbirinden ayırmışlardır. Bu tasnifi yapanlara göre Lusiferian “iman”, çarpıtılmış bir Hıristiyan ahlakıdır. Bu iman: Özgür, zevkine düşkün ve kendi kaderinin mutlak hâkimi insan-tanrıya imandır. Bu, bizzat kendiliğinden olan ve Şeytan’ın, ona inananların hizmetine sunacağı karanlık güçlerin iktidarına olan imandır.
Lusifer’e iman ikrarının -Batı’nın Satanik dini büyücülüğe intisap eden adayın giriş âyinine atfen- şöyle belirlenmiştir:
“Lusifer, Tanrım ve Efendim, seni Tanrım olarak, en yüce Varlık olarak tanıyorum. Yaşadığım sürece sana itaat ve hizmet etmeye söz veriyorum. Diğer bütün tanrılardan; İsa Mesih’ten, onun aziz ve azizelerin- den ve vaftizden vazgeçiyorum”.
Şu halde Lusiferci dinlerin âyini, genel olarak Katolik Âyini’nin çarpıtılmış şekli olup bu âyin; tersine çevrilmiş haç, siyah masa örtüleri ve mumlar, tersine okunan Latince formüller ve dualar, teke başı şeklinde veya teke kuklası biçimli ayna ve toplantının sonunda cinsel birleşmeden ibarettir.
Bırakın Fikirleriniz Özgür Kalsın ! https://www.alternatifforum.org
Dunyadinleri.Com Yöneticisi
Yorumlar : 1
Satanistlere karşı duran MetadinistlerYorumlar : 0
Mukaddes kitaplarda Şeytan nedir, kimdir, hangi adlarla anılmaktadırYorumlar : 0
Paladist SatanistlerYorumlar : 0
Lusiferci Satanistler