Konfüçyüsyanizm

Konfüçyüsçü Felsefede Altı Erdem

Konfüçyüsçü Felsefede Altı Erdem
Yazan : @Dünya Dinleri Tarih : Kategori : Konfüçyüsyanizm Yorumlar : 0 Okunma : 6478 Beğen : 0

Konfüçyüsçülüğü daha iyi anlamak için değişik düzeyde dürüstlük temeline dayandığını göz önünde tutmalıdır. Pratikte bu felsefenin parçaları zamanla birikerek şu altı erdem başlıklarında toplanmıştır.

1- Âyin

Âyin kelimesi, Konfüçyüsçülük'te daha geniş kapsamlı tutularak kısa zamanda dünyevî tören davranışları da içine almış, daha sonra görgü kurallarını ve güleryüzlülük de bu kavramla anlaşılmıştır. Âyinler sistemleştirilerek kapsamlı bir ölçü sistem olarak görünür. Konfüçyüs, bizzat eski hânedanlıklar zamânında geçerli olan görgü kurallarını tekrar uygulamaya koymaya çalışmıştır. Ölümünden sonra insanlar onu âyinlerde alınacak tavırlar konusunda büyük bir otorite olarak bilirdi.

Burada âyin kavramının Konfüçyüsçülük'te birçok dinde bilhassa 21. yüzyılda taşıdığı anlamından başka bir anlam taşıdığına önemle işâret etmek isteriz. Konfüçyüsçülük, insanların günlük yaşamlarında yapageldikler hareketler de âyin olarak sayılır. Âyinler, belli bir şekil almış ya da rastgele yapılagelen hareketler (yâni bütün âdetler) olmaktan öte insanların bilerek veyâ şuuraltı yapageldikleri hareketlerdir. Bu âyinlere şekil vererek memnûniyet içinde yaşayan sağlıklı bir toplum ve dolayısıyla hayatlarından memnun ve sağlıklı kişiler oluşturacak şekle getirmek, Konfüçyüsçülük'ün hedeflerindendir.

İlişkiler

Konfüçyüsçülük'ün önemli konularından biri, insânî ilişkilerle değişik toplumsal statüye sâhip kişiler arasında oluşan farklı yükümlülüklerdir. Kişiler, değişik statüdeki insanlarla birçok ilişki içinde olmaya teşvîk edilir. Örnek olarak bir gencin anababası ve büyükleriyle olan ilişkileriyle bir büyüğün küçük kardeşleri, öğrencileri ve diğer insanlarla olan ilişkileri verilebilir. Gençlere büyüklerine karşı büyük saygı göstermek ve hizmet etmek düşerken büyüklerin de küçüklere karşı iyiliksever olması ve ilgi göstermesi gerekmektedir. Bu konu, Doğu Asya'nın birçok yönlerinde, meselâ çocukların anababaya karşı çok olan görevlerinde ve büyüklerin çocuklarına karşı büyük ilgisinde kendini bugüne kadar gösterirmeye devâm etmektedir.

2.Anababaya Sevgi

Anababaya sevgi ya da anababaya karşı içten sadâkat (Çince: 孝; pinyin: xiào; düz olarak "evlâda âit"), en büyük erdem olarak görülür ve sağ olsa da, olmasa da bütün büyüklere karşı gösterilmelidir (ecdâd). Evlâda âit olan bu kavram, çocuğun – önceleri oğulun – ebeveynine karşı göstereceği saygıya işâret eder. Bu ilişki, daha sonraları beş ilişkiye genişletildi (Çince: 五倫; pinyin: wǔlún; düz olarak "beş temel ilişki"):

  1. Hükümdarın tebaaya
  2. Anababanın çocuğa
  3. Ağabeyin erkek kardeşine
  4. Kocanın karısına
  5. Yaşça büyük dostun genç dostuna

Bu ilişkiler kapsamında değişik görevler tespît edilmiştir. Görevler, ölüleri de içine alacak şekilde genişletilerek yaşayanlar, ölülerin oğulları olarak görülür. Bu şekilde atalara tapınmaya başlanıldı.

3.Sadâkat

Sadâkat (Çince: 忠; pinyin: zhōng), anababaya sevginın değişik bir düzeydeki şeklidir. Özellikle Konfüçyüsçü öğrencilerin çoğunun dâhil olduğu toplumsal sınıf için önem taşıyan erdemlerdendir. Çünkü azimli genç bir öğrenci adayının Konfüçyüs Çin çevrelerine girebilmesi için hükümdarın sivil devlet mêmuru olması dışında bir imkân yoktu. Anababaya sevgi erdemi gibi sadâkat erdemi de otokratik rejimler tarafından sık sık çarpıttırılırdı. Konfüçyüs, o zamanlar mevcut sınıf ilişkilerine karşı duyarlılığı tavsiye etti. Kendisi "hakkı güç tanımlar" esâsını değil, gökten yetki almış üste ahlâkî dürüstlüğünden dolayı uyulması esâsını önerdi.

İleri yaşlarda hükümdarın tebaasına karşı olan yükümlülüklerinden ziyâde halkın hükümdara karşı olan görevlerine ağırlık verdi.

Sadâkat, aynı zamanda kişinin dostlarına, ailesine ve eşine karşı olan yükümlülüklerin genişletilmiş şekliydi. Kişinin önderine sadâkati en başta gelmeliydi. Daha sonra ailesine, eşine ve en sonunda dostları gelirdi. İnsanın önemli erdemlerinden sayılırdı.

4.İnsancıllık (Hümanizm)

Konfüçyüs, insanların bireysel gelişmelerinin insânî ilişkilerle olduğu görüşündeydi. Âyinle ve anababaya sevgiyle ilgili erdemler, diğerlerine karşı insancıllıktan dolayı yapılmalıydı. Konfüçyüs'ün insancıllık kavramı (Çince: 仁; pinyin: rén) muhtemelen en iyi şekilde onun ahlâkî karşılıklılık prensibi üzerine kurulmuş "Kendin için istemediğini başkalarına yapma" Altın Kuralı'yla ifâde edilebilir.

Rén'in aynı zamanda politik bir boyutu da vardır. Konfüçyüsçülük'e göre hükümdarda rén yoksa tebaası için insancıl davranmak zor, hattâ imkânsızdır. Rén, Konfüçyüs politik kuramının temelidir ve tebaasına karşı insancıl olmayan davranışlardan uzak durması öğütlenmiş otokrat hükümdarın vâr olduğuna dayanır. İnsancıl olmayan hükümdarın "Gök aldığı yetki"yi, yâni hükmetme yetkisini kaybetme tehlikesi vardır. Bu yetkiyi kaybetmiş bir hükümdara uymaya artık gerek yoktur. Fakat insancıl olarak hükmeden ve tebaasının problemleriyle ilgilenen hükümdara harfiyyen uymak şarttır. Çünkü cömert hâkimiyetin, göğün ona hüküm yetkisi verdiğine işârettir. Konfüçyüs'ün insanların irâdesi konusunda söyledikleri azdır. Fakat önde gelen müritlerinden Mensiyüs, bir vesîlede bâzı önemli konularda halkın seçimine başvurulmasını tavsiye etti.

5.Kibarlık

"Jūnzǐ" kavramı (Çince: 君子; pinyin: soylu), klâsik Konfüçyüsçülük için çok önemli bir noktadır. Kibarlı ya da efendilik, Konfüçyüsçülük'ün herkese önemle tavsiye ettiği şeydir. İdeal insanın kısa tanımı, "ermiş, bilgin ve centilmen özelliklerini kendinde birleştiren kişi"dir (Catholic Encyclopedia). Kalıtsal elitizm düşüncesi, bu kavramla berâber kullanılır ve kibarların topluma ahlâkî örnek olacakları beklenirdi.

Kibarlar,

  • Kendilerini ahlâken geliştirmek
  • Uygun yerlerde anababaya sevgi ve sadâkat göstermek
  • İnsanlığı veyâ iyilikseverliği geliştirmek.

Mükemmel centilmenin simgesi Konfüçyüs'ün kendisidir. Hayâtının belki de en büyük trajedisi, hiçbir zaman ümîdettiği yüksek mevkîye sâhip olamamasıydı. O mevkîde yöneterek devletin insancıl kişiler tarafından yönettildiğinde prensiplerin uygulanmaya konmasıyla prensiplerinin geçerliliğini göstermek ve ortaya çıkacak genel mutluluğu görmek isterdi.

Jūnzǐ´nin tersi Xiǎorén´dir (Çince: 小人; pinyin: xiǎorén; düz olarak "küçük kişi"). 小 karakteri, bu bağlamda dar kafalı, menfaatçi, açgözlü, yüzeysel, veyâ maddeci demektir.

6.Adların Düzeltilmesi

Konfüçyüs, toplumsal karışıklıknın sebebini insanların gerçeği görememesi, anlayamaması veyâ gerçekle uğraşmayı becerememesine bağlar. Temelde toplumsal karışıklığın kaynağı, ona göre şeyleri uygun adlarıyla çağırmamaktan kaynaklandığını ileri sürüp çözüm olarak Zhèngmíng´i (Çince: 正名; düz olarak "adların düzeltilmesi") gösterir. Bir müritine zhèngmíng erdemini şöyle açıklar:

Tsze-lu dedi ki: "Wei'in hükümdarı seni beklemekte, seninle hükûmeti yönetmek istemektedir. Göz önüne alacağın ilk şey ne olacaktır?" Usta, "Önemli olan isimlerin tashîhidir" şeklinde cevap verdi. "Yâ! Öyle mi? Hedefe isâbet ettiremedin! Niçin böyle bir tashih gereklidir ki?" diye Tsze-lu sorunca Usta: "Ne kadar kültürsüzmüşsün, Yu!" dedi. "Âmir insan, bilmediği şeyler konusunda daha ihtiyatlı ve çekingence sorar.

  • İsimler düzgün değilse dil, gerçek şeylere uygun olmaz.
  • Eğer dil, gerçek şeylere uygun değilse maslahat başarılı olamaz.
  • Eğer maslahat başarılı olmazsa mülkiyet ve müzik gelişemez.
  • Eğer mülkiyet ve müzik gelişmezse cezâlar uygun şekilde taktîr edilemez.
  • Eğer cezâlar uygun şekilde taktîr edilmezse insanlar nasıl hareket edeceklerini bilmezler.

Bu yüzden âmir insan, kullandığı (şeylerin) adları(nı) uygun şekilde konuşmanın ve konuştuklarının da uygun şekilde uygulanmasının önemini bilir. Âmir insanın için en önemli şey, söylediklerinden hiçbir şeyin yanlış olmamasıdır."
(Analects XIII, 3)

Xun Zi, "Adların düzeltilmesi konusunda" isimli 22. bölümünde eski zamânın bilge kralının kullandığı adların (Çince: 名; pinyin: ming) doğrudan gerçekle uyuşan adlar olduğunu (Çince: 實; pinyin: shi), fakat sonraki nesillerin terim bilgisini karıştırıp yeni adlandırmalar türettiklerini, dolayısıyla doğruyu yanlıştan ayırd edemez olduklarını yazar.



Yazar Hakkında

  • @Dünya Dinleri

    @Dünya Dinleri

    Bırakın Fikirleriniz Özgür Kalsın ! https://www.alternatifforum.org

    Dunyadinleri.Com Yöneticisi

İlgili Sayfalar

Yorum Yaz


Yazdığınız yorumların genel ahlak kurallarına uygun olmasına özen gösteriniz. Ayrıca yazdığınız yorumlarda isminiz e postanız eksik yanlış olmamalıdır aski halde yorumlarınız onaylanmaz dikkate alınmaz cevap verilmez.