İlk çıkan tarikatlardan biri olan Rufaiyye’nin (Rifaiyye) kurucusu, asıl ismi Ahmed bin Ali el-Mekki bin Yahya olan Ahmed er-Rufai’dir. Aktab-ı Erbaa (dört kutup) dan biri sayılan Ahmed er-Rufai’nin tarikat silsilesi Hz. Ali’ye dayanır.
Ahmed er-Rufai, 512/1118 senesinde Basra’da doğmuştur. Nesli Hz. Hüseyin vasıtasıyla Hz. Ali’ye dayandığından seyyiddir. Yedi yaşında iken babası Sultan Ali vefat edince, bir şeyh olan dayısı Ebu Bekir el-Ensari el-Vasiti’nin terbiyesi altında büyüdü. Fıkıh, hadis ve tefsir ilimlerinde önemli bir yere geldi, bu ilimlerden icazet aldı.
Rufai hazretleri Şeyh Aliyyü’l Kari el-Vasiti’den hırka giydi. Bu zat kendisine zahir ve batın ilimleri bildiğine işaret olarak “Ebu’l Alemeyn” ünvanı verdi. Bu lakap aynı zamanda “kutupluk ve gavslık” mertebelerine sahip olduğunu da gösteriyordu. Sonra köyüne dönerek babasına ait tekkeye yerleşti. 539/1144 yılında şeyhinin vefatı üzerine dayısı Mansur el- Bataihi’nin irşad halkasına devam etti. Bu zat yeğenine “Şeyhler şeyhliği” ve kendisine ait “bütün zaviyelerin şeyhliği” ünvanıyla hilafet verdi ve Ümmü Abide’deki zaviyesine yerleşmesini söyledi.
Müridlerinin sayısının her geçen gün artmasını hazmedemeyen hased ehli, zikir meclislerinde erkek ve kadınların karışık bulunduğu suçlamasıyla onu Abbasi halifesi el-Muktefi li-Emrillah’a şikayet ettiler. Halife derhal müfettiş görevlendirdi. Teftişle görevlendirilen zat, yaptığı inceleme sonucunda şöyle bir rapor düzenledi:
“Eğer bu seyyid ve müridleri sünnetten başka bir yol üzere iseler, yeryüzünde sünneti takip eden bir topluluk kalmamış demektir.”
Raporu inceleyen Halife, Şeyh’e bir mektup yazarak kendisinden özür diler.
RASULULLAH’IN KABRİNDEN ELİNİ UZATMASI
Ahmed el-Rufai, yedi defa hacca gitti. İlk ziyaretini yanına birçok müridini de alarak 555/ 1160 yılında gerçekleştirdi. Peygamberimizin (s.a.v.) kabrine geldiğinde “Ey dedem, Allah’ın selamı üzerine olsun” diye selam verdiğinde kabirden “senin de üzerine olsun ey oğlum” cevabının geldiği bildirilir.
Sonra şu manada bir dörtlük söyledi:
“Ey Allah’ın Rasulü, cismen uzak olduğum zamanlar mübarek kabrine toprağını öpmesi için ruhumu gönderir idim. Mübarek saadetli elini ver öpeyim ki, dudaklarım sefa bulsun.”
Bunun üzerine kabirden bir el uzandığı, Rufai Hazretlerinin o eli öptüğü, bu olayı Şeyh Hayat bin Kays Harrani, Şeyh Adiyy bin Müsafir, Abdülkadir Geylani ve şeyh Ukayl Menbici’nin gördüğü rivayet edilir.
“Oldu ol gavs-ı muazzam mazhar-ı bezm-i kabul,
Destini sundu ana kabri şerifinden Rasul,
Yed be yed iras-ı feyz itdi Muhammed Ahmed’e
Olmadı bir ferde layık böyle ali vusul.”
Ahmed er-Rufai Hazretleri, şehvetten uzak, şikayetsiz bir sabır, takva ehli, açlığı ibadet, tokluğu kanaat olan, eline bir şey geçmezse sabreden, geçtiğinde onu başkalarına veren, rahat bilmez, istirahat düşünmez, çok oruç tutup , çok namaz kılan, az uyuyan, çirkin sözlerden dilini koruyan, rıza hırkasını giymiş, başına gelenlere sabırla göğüs geren, insanlara eliyle, dili ile, malıyla faydası dokunan, safa kasesinden içmiş, takva gömleğine bürünmüş biri idi.
Huşu ve tevazu sahibi, çok ağlayan, nefsini ve kalbini mağfiretle eğitmeye çalışan, oturmasında, ağlamasında, yemesinde, içmesinde, uyumasında, kalkmasında edebe dikkat eden, ihtiyaçlarını kendisi karşılayan birisi idi.
ESERLERİ
Şerhü’t- Tenbih, El-Hikem er-Rufaiyye, El-Burhanü’l Müeyyed, El- Mecalisü’s- Seniyye, El-Erbaune Hadisen, Haletü Ehli’l- Hakika Maallah, En-Nizamü’l-Has li Ehli’l İhtisas, El- Eş’ar, El- Ahzab ve’l –Evrad.
Halka gelecek olan büyük bir bela karşısında “Allah’ım,halka gelecek bela için beni tavan yap, gelen bela bana gelsin” diye dua etti. Kalan ömrü ile belayı satın aldı. Hastalanarak yatağa düştü. Yıllar önce “Rabbim bana vaad etti, ona dünya eti ile gitmeyeyim. Hatta kabre bile.”Gerçekten de öyle oldu. Hastalık sebebiyle vücudunda hiç et kalmadı, hatta ilikleri dahi aktı. 578/1182’de vefat etti.Bağdat, Hankah’a defnedildi.
RUFAİ TARİKATI SİLSİLESİ
Hz. Muhammed (s.a.v.)
Hz.Ali
Hasan el-Basri
Habib A’cemi
Davud et-Tai
Ma’ruf el- Kerhi
Seriyü’s- Sekati
Cüneyd-i Bağdadi
Ebu Bekir Şibli
Ali el-A’cemi
Ebu Aliyi Ruzbari
Ebu Ali Gulam bin Türkan
Aliyyü’l-Kari el- Vasiti
Tarikat sahibi , Seyyid Ahmed er-Rufai
TARİKATIN ESASLARI
Rufai Hazretleri tarikatın esaslarını şöyle açıklar.
“yolumuz üç şey üzerine bina edilmiştir:
“Benim yolum, içinde bidat bulunmayan din, tembellik bulunmayan amel, fesat bulunmayan niyet, yalan bulunmayan doğruluk, riya bulunmayan hal, iddia ve makam isteği düşüncesi bulunmayan makam ve Allah’a tamamen tevekkül etmekten ibarettir.”
Samarrai, Rufai tarikatının şu esaslara dayandığını yazar:
Mustafa Kara ise bu tarikatın esaslarını şöyle açıklar:
Mürşidin müride verdiği ilk zikir, “Lailahe illallah” zikridir. Sonraları Rahman, Rahim, Vehhab, Kuddüs, Hakk, Halim, Hannan, Hayy, Hafız, Hamid isimleri verilir.
Ahlakı güzelleştirmek gayesiyle biri hilafet, diğeri de muharremiyye olmak üzere iki çeşit halvete girilir. Bu halvette mürid oruç tutar. Rufailer siyah sarık sararlar.
ŞİŞ BATIRMA, KILIÇLA KESME ADETİ
Ahmed er-Rufai Hazretleri, peygamberimizin mübarek elini öpünce, müridleri de bu nimetten istifade etmek istemişler, ancak bu durum gerçekleşmeyince üzülmüşler ve ellerine geçirdikleri tahta parçası, bıçak ve demirle vücutlarına vurmaya başlamışlar. Bir kısmı da ateşle vücudunu dağlamaya çalışmış. Şeyh çadıra girince bu durumu görünce hayret etmiş. Bunun üzerine şöyle dua etmiş,
“ Ya Rab, tarikatıma girenlere, bu sırrı bahşeyle!”. Ve bu hal tarikat mensublarında baki kalmıştır.Buna “Bürhan” denilir.
kaynak: Tarikatlar 1- İsmail Mutlu
Bırakın Fikirleriniz Özgür Kalsın ! https://www.alternatifforum.org
Dunyadinleri.Com Yöneticisi
Yorumlar : 1
Nimetullahi Tarikatı / Nimetullahiyye, NimetallahilikYorumlar : 0
Rufai ( Rufaiyye ) TarikatıYorumlar : 0
Kadiri Tarikatı (Kadirilik, Kadiriyye)Yorumlar : 0
Mu'tezile MezhebiYorumlar : 12
Işıkçılık / Işık Aleviliği / Chinarisme / ÇınarizmYorumlar : 7
Sühreverdilik TarikatıYorumlar : 0
Müşebbihe MezhebiYorumlar : 0
Davudi İsmaililik veya Davudi İsmailiyye