Halvetiyye tarikatının Dede Ömer Ruşeni’ye (ö. 892/1487) nisbet edilen ana kollarından biri. Kurulduğu Azerbaycan’dan Anadolu’ya, Anadolu’dan Balkanlar, Suriye, Mısır, Kuzey Afrika, Sudan, Habeşistan ve Güney Asya’ya yayılan Halvetiyye tarikatı, özellikle ikinci pir Seyyid Yahya-yı Şirvani’den sonra çeşitli kollara ayrılarak İslam dünyasının en yaygın tarikatı haline gelmiştir. Yahya-yı Şirvani’nin halifesi Dede Ömer Ruşeni tarafından kurulan Ruşeniyye, Halvetiyye’nin ilk ana koludur. Tarikatın silsilesi Dede Ömer Ruşeni, Seyyid Yahya-yı Şirvani, Sadreddin-i Hıyavi, Hacı İzzeddin Türkmani, Ahi Mirem Halveti vasıtasıyla Halvetiyye tarikatının piri Ömer el-Halveti’ye ulaşır.
Aydın ilinden olduğu için şiirlerinde “Ruşeni” mahlasını kullanan Dede Ömer, Anadolu’daki ilk Halveti şeyhlerinin önde gelenlerinden ağabeyi Alaeddin Rumi’nin (Ali Halveti) tavsiyesiyle Bakü’ye giderek Yahya-yı Şirvani’ye mürid oldu, kısa sürede sülukünü tamamlayıp hilafet aldı, Şirvani kendisini irşad göreviyle Anadolu’ya göndermek istediyse de mürşidinden uzak kalmamak için yine onun rızasıyla Karabağ, Berdea ve Gence gibi civar bölgelerde irşad faaliyetine başladı. Şeyhinin vefatından sonra onun yerine geçen Ruşeni, Akkoyunlu Hükümdarı Uzun Hasan’ın Tebriz’i başşehir edinmesinin ardından kendisini davet etmesi üzerine Tebriz’e gitti ve sultanın hanımı Selçuk Hatun’un yaptırdığı dergaha yerleşti. Uzun Hasan’ın sarayında cuma günleri alim ve sanatkarlarla yapılan toplantılarda daima en büyük saygıyı gören şeyh oldu. Uzun Hasan’ın vefatından sonra oğulları Sultan Halil ve Sultan Yakub zamanında da aynı itibarı gördü. Sultan Yakub ona çeşitli ihsanlarda bulundu ve Cihan Şah’ın eşi olan kızının yaptırdığı hankahı (Cihan Şah Hankahı) ona tahsis etti.
Yahya-yı Şirvani’nin halifelerinden bazısının marifetullaha, bazısının cezbe-i ilahiyyeye, bazısının zühd ve takvaya mazhar olduğu belirtilirken Dede Ömer Ruşeni’nin aşk-ı ilahiye mazhar olduğu kaydedilmiştir (Yusuf b. Ya‘kūb, s. 15). Nitekim onun birçok manzumesinde samimi yakarışlarla ilahi aşk ve Allah’a yakınlık duygularını işlediği görülür. Ruşeni, Muhyiddin İbnü’l-Arabi’nin çizgisini takip etmiş, özellikle Fuśuśü’l-ĥikem’deki bazı görüşlerine yapılan itirazlara cevap vermiştir (Muhyi-i Gülşeni, s. 90). Onun tasavvuf anlayışında Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin de ciddi etkisi vardır. dunyadinleri.com Neyname adlı mesnevisi Mevlana’nın Meŝnevi’sinin ilk on sekiz beytinin tercümesi ve kısmen şerhi, Çobanname’si de Meŝnevi’deki “Musa-Çoban” hikayesinin serbest bir çevirisidir. Dede Ömer’in Mevlana’nın görüşlerini benimsemesi, Ruşeniyye’den ayrılan Gülşeniyye şubesiyle Mevleviyye tarikatı arasında daha sonra meydana gelen yakınlığın temelini oluşturmuştur.
Ruşenilik daha çok Azerbaycan çevresiyle Tebriz ve civarında yayılmıştır. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’ya da geldiği ve Erzurum, Diyarbekir gibi şehirlerde yayıldığı kaydedilmektedir (Sarı Abdullah Efendi, s. 142). Halvetiyye’de seyrü süluk yedi isimle (la ilahe illallah, Allah, hu, hak, hay, kayyum, kahhar) yapılırken Ruşeniyye’de Dede Ömer’in beş isim daha (vehhab, fettah,vahid, ahad, samed) ilavesiyle on iki isimle yapılmaktadır. Bazı kaynaklarda bu on iki isim “la ilahe illallah, Allah, hu, hak, hay, kayyum, samed, basir, gafur, kahhar, vedud, vehhab” şeklinde kaydedilmiştir (dunyadinleri.com Haririzade, II, vr. 68b). Halvetiyye tarikatında on iki isimle seyrü sülukü ilk defa Dede Ömer Ruşeni tamamlamış, müridlerini de bu usulle yetiştirmiştir.
Önde gelen halifelerinden İbrahim Gülşeni ile oluşan Gülşeniyye ve Muhammed Demirtaşi ile meydana gelen Demirtaşiyye kollarında da bu usul takip edilmiştir. Sıkı bir zühd ve riyazet esasına dayanan ve Halvetiyye gibi Sünni bir çizgiyi takip eden Ruşeniyye’de on iki isimle seyrü sülük yapılmasını J. Spencer Trimingham’ın Şii İsnaaşeriyye ile irtibatlandırma gayretinin ilmi bir dayanağı yoktur.
BİBLİYOGRAFYA:
Lamii, Nefehat Tercümesi, s. 576; Taşköprizade, eş-Şeķāǿiķ, s. 264-265; Yusuf b. Ya‘kūb, Menakıb-ı Şerif ve Tarikatname-i Piran ve Meşayih-i Tarikat-ı Aliyye-i Halvetiyye, İstanbul 1290, s. 15-16; Muhyi-i Gülşeni, Menakıb, s. 51, 90-91, 169, 171, 180-181, 315; Hulvi, Lemezat-ı Hulviyye, Süleymaniye Ktp., Halet Efendi, nr. 281, vr. 243a-246a; Sarı Abdullah Efendi, Semeratü’l-fuad, İstanbul 1288, s. 142; Haririzade, Tibyan, II, vr. 67b-69a; Hüseyin Vassaf, Sefine-i Evliya (haz. Mehmet Akkuş - Ali Yılmaz), İstanbul 2006, III, 141-143; Tomar-Halvetiyye, s. 26-27, 35-42; J. S. Trimingham,dunyadinleri.com , The Sufi Orders in Islam, Oxford 1971, s. 75; Mustafa Uzun, Dede Ömer Ruşeni’nin Hayatı, Eserleri ve Miskinnamesi (doktora tezi, 1982), MÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü, s. 10-37; a.mlf., “Dede Ömer Ruşeni”, DİA, IX, 81-83; Mehmet Rıhtım, Seyid Yahya Bakuvi va Xalvatilik, Bakı 2005, s. 159-160; Mustafa Kara, “Gülşeniyye”, DİA, XIV, 256-259; Süleyman Uludağ, “Halvetiyye”, a.e., XV, 393-394; Nihat Azamat, “İbrahim Gülşeni”, a.e., XXI, 302-303; Muhammed Seyyid el-Celyend, “Muhammed Demirtaşi”, a.e., XXX, 517.
Bırakın Fikirleriniz Özgür Kalsın ! https://www.alternatifforum.org
Dunyadinleri.Com Yöneticisi
Yorumlar : 0
Mustalilik (Mustâlîlik, Must'aliyya, Most'alī )Yorumlar : 0
Vefaiyye TarikatıYorumlar : 0
Birelvi TarikatıYorumlar : 0
Derkaviyye TarikatıYorumlar : 0
Medyeniyye (Şuaybiyye) TarikatıYorumlar : 0
Şazeliyye TarikatıYorumlar : 0
Kalenderilik Kalenderiyye TarikatıYorumlar : 0
Ruşeniyye Tarikatı