İngiltere’de Müslümanların ibadetlerini sokağa taşımaları ve bir belediye meclisi toplantısına duayla başlanmasıyla ilgili hukuki süreç bir tartışma başlattı. Sunday Telegraph gazetesi “İngiltere’nin inanç dünyasının geleceğini neler bekliyor?” başlıklı haberde yaşanan tartışma gündeme taşındı.

Gazete geçtiğimiz günlerde çoğu kentin finans bölgesi City’de çalışan 500 kadar genç Müslümanın Spitalfields Pazarı bölgesinde sokakta topluca namaz kıldığı fotoğrafa yer verdi. Gazeteye konuşan Adem isimli müslüman genç, “Bir şey ispatlamaya çalışmıyoruz. Burası işyerimize en yakın yer. Camiye sığmadığımız için sokakta namaz kılıyoruz” dedi.Gazete “Aslında bunca genç adamın omuz omuza daracık sokakta, park halindeki arabaların evlerin arasında namaz kılmaya çalışmaları son derece duygulandırıcı bir görüntü, ama bu göüntü bazıları içinse bir meydan okuma şeklinde algılanıyor” yorumunu yaptı.

Telegraph “Bu görüntüler birçok kişi tarafından Müslümanlar’ın giderek büyüyen kendine güveni olarak görülüyor. Bir yandan da devlet dini olan Hıristiyanlığın içine düştüğü kimlik bunalımının bir göstergesi olarak kabul ediliyor” denildi.

Dua tartışması

İngiltere’deki tartışmanın bir diğer boyutu da İngiliz Yüksek Mahkemesi’nin bazı Belediye Meclisi toplantılarına dua ile başlanmasının “kanunlara aykırı olduğu” yönündeki kararı... Bideford Belediyesi’nde Müslüman üyelerin toplantılara dua ile başlanması uygulamasının mahkemeye götürülmesi üzerine Yüksek Mahkeme uygulamanın laik toplumun kurallarına aykırı olduğuna karar verdi.

Ancak bazı çevreler Yargıç’ın kararını liberalliğe aykırı olarak değerlendiriyor. Azınlıklardan sorumlu Bakan Yardımcısı Eric Pickles yasağın kalkması için acil düzenleme istediklerini söyledi. "Burası hala hristiyan bir ülke. Başında Kraliçe'nin olduğu bir Kilisemiz var, bu tür törenler uzun zamandır var ve saygı gösterilmesi gerektiğini düşünüyorum" diyen Pickles, "ibadet özgürlüğü zor kazanılmış ve önemli bir Britanya özgürlüğü" dedi.

İngiliz kilisesi de yasağa tepkili..

"Laikliğin" din özgürlüğünü tehdit ettiğini savunan Canterbury başrahibi Lord Carey "bir sonraki adım ne olacak" diye sorarken, haç takmaları yasaklanan kamu görevlilerinin hakları için mücadele veriyor. Müslümanlar ise, tüm dinlere ve inançlarını yaşamak isteyenlere saygı gösterilmesi gerektiğini belirtiyor.