yabani bir varlıģı kurban edemiyoruz. onu uysallaştırsak bile yine olmuyor.
o varlık, uysal bir varlık ile birleşicek ; ondan gelen kabul ediliyor.
kurban kesmek vacip.
peygamber için kurban kesmek farz. bizler için , kurban olmak farz.
biz kurban olduktan sonra ; etimiz , kanımız , kemiğimiz tanrı' ya ulaşmaz.
oğul, nefsin simgesidir. nefs, kendinsini bilince, gerçeği olan ruh' a dönüşür.
bıçak, burada işe yaramaz.
kurban ile ilgili bir kaç anlam söylenebilir.
bir tanesi :
oğul : baba'nın nefsi anlamındadır.
baba : avam denilen, sıradan bir dinci düşünceye sahip kişi.
baba, rüyasında ... bildiğimiz rüya değil; dinci düşüncenin dışında,
gerçek bir düşünce olduğunu duymuş, yaşamaktan uzakta kalmış;
ancak "sen bunu rüyanda görürsün" gibiymiş.
gerçeği bildiğini söyleyen dincilerin peşinde koşmuş. burada ki bıçak, işte bu
dinci büyükler anlamındadır.
bıçak : şeyhler, papaslar, dinci önderler filan demek. yani kesmeyen bıçak.
baba, bu paslı bıçaklarla düşmüş - kalkmış bir süre. bıçaklar nefsini/kendisini
uyandırmamış: sadece taşı kesmiş.
taş : dış yön; maddi anlayış/dış görünüş.
sonra oğul'un / nefsin gözünü örtmüş. dincilerin anlayışına gözünü yummuş demektir.
bundan sonra,
gerçek beklemediği yönden kendisine görünmüş : vahdet-i vücut.