Hıristiyanlık

Ana Sayfa Forum Din ve İnançlar Hıristiyanlık Secilmemis kisilerin iman etmesi imkansizdir

Secilmemis kisilerin iman etmesi imkansizdir

  • Ozan Gnosis
    Ozan Gnosis
    dunyadinleri.com/amethystium
    buradaydı
    Cinsiyet : Bay
    Şehir : Ankara
    Meslek : Bilişim
    Giriş : 963
    İnandığınız Din : Belirtmiyor
    İnançlı Birimisiniz? : Belirtmiyor
  • Yazan : Ozan Gnosis Tarih : Kategori : Hıristiyanlık Cevaplar : 4 Okunma : 4637 Beğeniler : 0
    Secilmemis kisilerin iman etmesi imkansizdir

    Hristiyanlikta Kalvinizm denilen bir kol ya da mezhep vardir bu mezhep Kutsal Kitaptaki cesitli ayetleri iyice inceledikten sonra TULIP seklinde kisaltilan cesitli sonuclara ulasmistir. Bunlardan bazilarinin ozeti kisaca sudur:

    -Yeryuzunde hickimse, eger dogmadan once Tanri tarafindan secilmediyse kurtulamaz.

    - Eger bir insan dogmadan once Tanri tarafindan secildiyse asla sapamaz yani kesinlikle kurtulur, kurtulmama ihtimali yoktur.

    -Dunyada Isa`ya iman etmek/Tovbe etmek secilmenin sonucudur, Tanri tarafindan secilmemis insanin iman etmesi ya da tovbe etmesi mumkun degildir. Ayni sekilde secilmis insanin da iman etmemesi mumkun degildir.

    -Butun bu secme islemi dunyadaki islere, dunyadaki yapilanlara/imana gore falan degil, kisi dogmadan once Tanri tarafindan yapilmistir

    -Dolayisiyla butun bu konularda ozgur irade falan yoktur.

    Evet, Tanri kimin cehenneme gidecegini ve kimin kurtulacagini cok onceden belirlemis Kutsal Kitaba gore ve bizim yapabilecegimiz hicbir sey yok. Bu konuda ana mantik sudur: Orijinal gunahtan dolayi (Adem havva olayi) insan soyu yani yeryuzunde dogan istisnasiz her insan otomatik olarak gunahkar dogar, seytanidir ve gunahkardir. Dolayisiyla hicbir sey yapmasa bile, her insan dogdugunda cehennemde sonsuza kadar iskence gormeyi hak etmis olarak dogmaktadir. Tanri ise bizler daha dogmadan once zamanin basinda kendine gore bir secim yapmis ve kurtulacak kisileri belirlemistir yani eger talihliyseniz secildiniz yok Tanri siz daha dogmadan, sizi kafasina gore secmediyse sansiniza kusun, yapabileceginiz hicbir sey yok, cehennemde sonsuz aciya hazir olun!

    Simdi konuyla alakali Kutsal Kitap ayetlerini gorelim:

    Romalilar 8:29-30 "Çünkü Tanrı önceden bildiği kişileri Oğlu`nun benzerliğine dönüştürmek üzere önceden belirledi.Tanrı önceden belirlediği kişileri çağırdı, çağırdıklarını akladı ve akladıklarını yüceltti."

    Yorum: Ayette dendigi gibi, Tanri onceden seciyor, sectigi insanlari dunyadayken yasamlarinin bir doneminde “cagiriyor” yani iman etmelerini sagliyor ve iman ettirdikten sonra da akliyor yani kurtariyor.

    Romalilar 9:11-12 "Çocuklar henüz doğmamış, iyi ya da kötü bir şey yapmamışken, Tanrı Rebeka`ya, “Büyüğü küçüğüne kulluk edecek” dedi. Öyle ki, Tanrı`nın seçim yapmaktaki amacı yapılan işlere değil, kendi çağrısına dayanarak sürsün.

    13 Yazılmış olduğu gibi, “Yakup`u sevdim, Esav`dan ise nefret ettim.”

    18 Demek ki Tanrı dilediğine merhamet eder, dilediğinin yüreğini nasırlaştırır."

    Yorum: Bu ayetleri Kur`an`dan sanmistim yillar once karsima ilk defa ciktiklarinda.

    Efesliler 1:4-5 "O kendi önünde sevgide kutsal ve kusursuz olmamız için dünyanınkuruluşundan önce bizi Mesih`te seçti. Kendi isteği ve iyi amacı uyarınca İsa Mesih aracılığıyla kendisine oğullar olalım diye bizi önceden belirledi."

    2. Selanikliler 2:13 "Ama biz, ey Rab`bin sevdiği kardeşler, sizler için her zaman Tanrı`ya şükran borçluyuz. Çünkü Tanrı, Ruh aracılığıyla kutsal kılınıp gerçeğe inanarak kurtulmanız için sizi ta başlangıçtan seçti."

    Matta 24:24 "Çünkü sahte mesihler, sahte peygamberler türeyecek; bunlar büyük belirtiler ve harikalar yapacaklar. Öyle ki, ellerinden gelse, seçilmiş olanları bile saptıracaklar."

    Yorum: Ayette “ellerinden gelse” sozu cok onemli… Secilmis kisilerin saptirilamayacagi yani kurtulmalarinin garanti oldugu soyleniyor. Onlarin iman etmemeleri, kurtulmamalari mumkun degildir.

    Romalilar 11: 7-8 "Sonuç ne? İsrail aradığına kavuşamadı, seçilmiş olanlar ise kavuştular. Geriye kalanlarınsa yürekleri nasırlaştırıldı.Yazılmış olduğu gibi: “Tanrı onlara uyuşukluk ruhu verdi; Bugüne dek görmeyen gözler, duymayan kulaklar verdi"

    1. Selanikliler 5:9 "Çünkü Tanrı bizi gazaba uğrayalım diye değil, Rabbimiz İsa Mesih aracılığıyla kurtuluşa kavuşalım diye belirledi."

    Evet arkadaslar, siz bu konuda ne dusunuyorsunuz? Siz secildiniz mi? Secildiyseniz sevinin sevincten cosun cunku kurtulmamaniz imkansizdir, secilmediyseniz sansiniza kusun cunku kurtulmaniz imkansidir. Kutsal kitap, bunu ogretir.

    Sevgilerimle,

    İmza

    http://mistikfelsefe.blogspot.com.tr/ Işığın ancak üzerinde yansıyacak bir şey olduğunda aydınlatma niteliğine sahip olması gibi,sonsuz gizem ışığı Tanrı da sonsuz evren şeklinde tezahür ederek sonsuz sayıda canlı bilincinin üzerinde yansıyıp aydınlanan ışık oldu.

http://www.gotquestions.org/Turkce/Kalvinizm-Armin…

  • Ârif Cemil
    Ârif Cemil
    dunyadinleri.com/murat83871
    buradaydı
    Cinsiyet : Bay
    Şehir : Manisa
    Meslek : Serbest
    Giriş : 2174
    İnandığınız Din : Belirtmiyor
    İnançlı Birimisiniz? : İnançlıyım
  • Yazan : Ârif Cemil Tarih : Beğeniler : 0

    http://www.gotquestions.org/Turkce/Kalvinizm-Arminyanizm.html

    Bu sayfada sorunuz ille alâkalı olduğunu düşündüğüm bir makâle bulunuyor. Ben 2009 yılı başlarında MESİH'e iman etme lütfuna ulaşabilmiş bir kişiyim. Yaşadığım yerde Hristiyan var mı onu da bilmiyorum. Ne kilise gördüm, ne de pastör. Henüz vaftiz olmuş da değilim. Vaftiz olmayışım, bu ritüel'in önemine inanmamdığımdan değil, içinde bulunduğum sosyal yapı itibariyle imkân bulamayışımdandır. İnternet üzerinden takip edebildiğim bazı protestan kiliselerinin pastörlerinde gördüğüm tavırlar, her kilise önderine güvenilme hususunda bende tereddütler uyandırdı. Misâl; kamera karşısına geçip vaaz verirken son derece mülâyim, güleç yüzlü; insanlara manevi açıdan desteğe hazır bir görüntü çizen bu zât-ı muhteremlere bir soru soruyorum; ya en erken iki-üç ayda cevap geliyor ya da hiç yanıtlanmıyor.

    Anadolu protestan kilisesi önderi Levent KINRAN her vaazine "sizlerden gelen sorular" diye başlarken, ben sorduğum soruya bir aydır cevap alamadım. Bir diğer pastör, Kiliseye ondalık toplamakla meşgûl. Çok inandığım, güvendiğim bir pastör aracılığyla vaftiz olmayı da isterim tabii. Ama şimdiye kadar buna fırsat bulamadım.Henüz bir Kilisye gidememiş olmam, bir Pastörle tanışamamış bulunmam aslında benim için bir avantaj oldu. Kiliselerde verilen öğretiler yalın incil öğretisi değil. Her mezhep, İncil'e ait kendi yorumunu öğretir. İnancımı kilisede öğrenmiş olsaydım; İncil'i değil, bana öğretmenlik edecek papaz veya râhip'in İncil algısını öğrenecektim. Takdir edersiniz ki, ikisi çok farklı hususlar. İncil okuyup anlamadan, nasıl bir mezhebi tercih edebilirim ki ? Şu an öğrendiklerimden yola çıkarak, protestanlığa daha yakın olduğum düşüncesindeyim. Ama tam karar verebilmek için henüz erken.

    MESİH inancıyla alakalı bilgileri tümüyle İncil üzerinden ve kendi çabalarımla edindim. Açık olmak gerekirse, Matta/Markos/Luka ve Yuhanna İncillerindeki o eşsiz güzellik ve derinliği Pavlus'un mektuplarında bulamadım. Hattâ, Kadın-erkek eşitliğine dair bağnazlık, seçilmişliğe dâir Pavlus öğretileri Matta/Markos/Luka ve Yuhanna İncillerinde yoktur.

    Matta: 22 de sorunuzla alâkalı ilginç bir benzetme vardır

    Düğün Şöleni Benzetmesi

    1-2 İsa söz alıp onlara yine benzetmelerle şöyle seslendi: ‹‹Göklerin Egemenliği, oğlu için düğün şöleni hazırlayan bir krala benzer.
    3 - Kral şölene davet ettiklerini çağırmak üzere kölelerini gönderdi, ama davetliler gelmek istemedi.
    4 - ‹‹Kral yine başka kölelerini gönderirken onlara dedi ki, ‹Davetlilere şunu söyleyin: Bakın, ben ziyafetimi hazırladım. Sığırlarım, besili hayvanlarım kesildi. Her şey hazır, buyrun şölene!›
    5 - ‹‹Ama davetliler aldırmadılar. Biri tarlasına, biri ticaretine gitti.
    6 - Öbürleri de kralın kölelerini yakalayıp hırpaladılar ve öldürdüler.
    7 - Kral öfkelendi. Ordularını gönderip o katilleri yok etti, kentlerini ateşe verdi.
    8 - ‹‹Sonra kölelerine şöyle dedi: ‹Düğün şöleni hazır, ama çağırdıklarım buna layık değilmiş.
    9 - Gidin yol kavşaklarına, kimi bulursanız düğüne çağırın.›
    10 - Böylece köleler yollara döküldü, iyi kötü kimi buldularsa, hepsini topladılar. Düğün yeri konuklarla doldu.
    11 - ‹‹Kral konukları görmeye geldiğinde, orada düğün giysisi giymemiş bir adam gördü.
    12 - Ona, ‹Arkadaş, düğün giysisi giymeden buraya nasıl girdin?› diye sorunca, adamın dili tutuldu.
    13 - ‹‹O zaman kral, uşaklarına, ‹Şunun ellerini ayaklarını bağlayın, dışarıya, karanlığa atın!› dedi. ‹Orada ağlayış ve diş gıcırtısı olacaktır.›
    14 - "Çünki çağrılanlar çok ama seçilenler az dır"
    Benzetmedeki çağrılan ilk davetliler İsrâil halkını temsil etmektedir. Daha sonra bu "dâvet"e tüm dünya ulusları çağrılmıştır. 14. âyet ise, Tanrı'nın egemenliğine herkesin çağrıldığını ve fakat seçilenlerin az olduğunu vurgular. İlgili âyetler bu yönüyle Calvinizm'e değil, Arminiyanizm'e daha yakın görünmektedir. Burada her ne kadar bir "Kral emri"nden bahsolunsa da, dâvete mâzeret bildirip gelmeyenler olmuştur. Yani kral askerlerini kullanarak davetlileri zorlamamıştır. İkinci dâvette ise herkes çağrılmıştır. Yani MESİH'in çarmıhta ödediği kefâret herkes içindir. Ama insanların da hür irâdeleriyle bunu kabul etmeleri gerekir. Bu itibarla seçilme eylemi Tanrı'nın kendi irâdesiyle zorlamasından çok, insanların tercihine bırakılmıştır. Aksi takdirde Yaratılış 1:27'de belirtilen;
    27 - Tanrı insanı kendi suretinde yarattı.
    hükmü, havada kalmış olurdu.
    Halbuki Calven, seçilmişlik öğretisini ağırlıklı olarak Pavlus'un mektuplarından alır. Kalvinistler içerisinde dahi, bu mezhebin beş temel şartından dördünü kabul edip, seçilmişliği reddedenler de bulunmaktadır. Sizin yazınızda belirttiğiniz bu öğreti, tüm MESİH inanlılarınca kabul edilmiş bir "gerçek" ve "imanın temel şartı" değildir.

    Ben henüz Hristiyan öğretişi verebilecek düzeyde bir yetkinliğe sahip değilim. "Durumdan vazife" de çıkarmadım. Sâdece bildiğim kadarıyla başlıkta bulunan husûsa müdâhil oldum.

    Saygıyla.

    İmza

Isterseniz yazdigim ayetlerden gidelim, tek tek o…

  • Ozan Gnosis
    Ozan Gnosis
    dunyadinleri.com/amethystium
    buradaydı
    Cinsiyet : Bay
    Şehir : Ankara
    Meslek : Bilişim
    Giriş : 963
    İnandığınız Din : Belirtmiyor
    İnançlı Birimisiniz? : Belirtmiyor
  • Yazan : Ozan Gnosis Tarih : Beğeniler : 0

    Isterseniz yazdigim ayetlerden gidelim, tek tek o ayetleri nasil yorumlarsiniz baska sekilde?

    İmza

    http://mistikfelsefe.blogspot.com.tr/ Işığın ancak üzerinde yansıyacak bir şey olduğunda aydınlatma niteliğine sahip olması gibi,sonsuz gizem ışığı Tanrı da sonsuz evren şeklinde tezahür ederek sonsuz sayıda canlı bilincinin üzerinde yansıyıp aydınlanan ışık oldu.

O ayetlerde iman edip secilmeyle ilgili bir ozgur…

  • Ozan Gnosis
    Ozan Gnosis
    dunyadinleri.com/amethystium
    buradaydı
    Cinsiyet : Bay
    Şehir : Ankara
    Meslek : Bilişim
    Giriş : 963
    İnandığınız Din : Belirtmiyor
    İnançlı Birimisiniz? : Belirtmiyor
  • Yazan : Ozan Gnosis Tarih : Beğeniler : 0

    O ayetlerde iman edip secilmeyle ilgili bir ozgur irade gozukmekte midir?

    İmza

    http://mistikfelsefe.blogspot.com.tr/ Işığın ancak üzerinde yansıyacak bir şey olduğunda aydınlatma niteliğine sahip olması gibi,sonsuz gizem ışığı Tanrı da sonsuz evren şeklinde tezahür ederek sonsuz sayıda canlı bilincinin üzerinde yansıyıp aydınlanan ışık oldu.

sn. fırat; Bu başlığa eklediğim makalede de yazdığ…

  • Ârif Cemil
    Ârif Cemil
    dunyadinleri.com/murat83871
    buradaydı
    Cinsiyet : Bay
    Şehir : Manisa
    Meslek : Serbest
    Giriş : 2174
    İnandığınız Din : Belirtmiyor
    İnançlı Birimisiniz? : İnançlıyım
  • Yazan : Ârif Cemil Tarih : Beğeniler : 0

    sn. fırat;

    Bu başlığa eklediğim makalede de yazdığı gibi, İncilden hem Kalvinist, hem de Arminiyanist sonuçlar çıkarmak mümkündür. "O ayetlerde iman edip secilmeyle ilgili bir ozgur irade gozukmekte midir?" demişsiniz. İncil'i bir bütün olarak ele alıp değerlendirmek gerekir. Sizin seçip buraya alıntıladığınız âyetleri ölçü alırsak, dediğiniz gibi bir "özgür irâde" sonucuna varmak biraz zor görünmekte.

    Calven'in ileri sürdüğü bu seçilmişlik, ağrılıklı olarak Pavlus'un mektuplarına dayanmaktadır. Bildiğim kadarıyla İncil'in ilk dört bölümünden - cımbızlama müstesnâ - böyle bir sonuç çıkarmak bence mümkün görünmüyor.

    "Tek tek gidelim" önerinize uyup pavlus'un Romalılar'a mektubunda yer alan şu pasajı örnek vermek isterim.

    Romalilar 11: 7-8 "Sonuç ne? İsrail aradığına kavuşamadı, seçilmiş olanlar ise kavuştular. Geriye kalanlarınsa yürekleri nasırlaştırıldı.Yazılmış olduğu gibi: “Tanrı onlara uyuşukluk ruhu verdi; Bugüne dek görmeyen gözler, duymayan kulaklar verdi"

    Aslında Tanrı tarafından seçilen ilk halk İsrail halkıdır. Eğer burada Celven'in seçilmişlik yorumunu haklı çıkaracak bir sonuca ulaşılacaksa; İsrail'in MESİH'e inanmamış olmasını nasıl açıklayabiliriz ? Çünki ilk seçilenler İsrailoğullarıdır. Eğer Calven'in yorumu doğru olsaydı, İsrailoğullarının istisnasız MESİH'e iman etmeleri gerekirdi.

    Matta İncil'i 22 bölümde yer alan "şölen" benzetmesi İsrail'in durumunu daha net bir şekilde açıklamaktadır.

    Ben buradaki "seçim" anlayışını şöyle yorumlamaktayım. Henüz yürümeyi öğrenememiş ve fakat artık yürüme çağına gelmiş beş çocuk düşünün. Bunlardan üçü yürümek için çabalıyor. Düşünce, cesaretini kaybedip ağlıyor. Fakat bir süre sonra tekrar deniyor. Ama diğer iki çocuk yürüme adına hiç gayret sarfetmiyor. Bunları izlemekte olan bir kişi evvelâ hangi çocuklara yardım eder ? Burada yardım ederken yaptığımız seçimde etkili olan nedir ?

    Romalılar: 8/29'da "Önceden bildiği" şeklinde bir tanım getirmiş.

    Efesliler: 1/5' te ise "Önceden belirledi" denmekte.

    Ben bunu 1-) bilmek, 2-) belirlemek şeklinde anlıyorum. Tabî, takdir edeceğiniz gibi bu yorumlar biraz zorlama olmakta. Burada paylaştıklarım, bir "Hristiyan öğretişi" değildir. Yazdıklarım sâdece beni bağlar. Sizin buraya açmış olduğunuz başlıktaki ana mevzû, Hristiyan ilâhiyatçılar tarafından dahi kesin bir sonuca bağlanabilmiş değildir. Bu itibarla, benim gibi Hristiyan teolojisini yeni öğrenmekte olan bir imanlının, teologların başaramdığını başarıp kesin ve net cevaplar verebilmesi mümkün değil. Dolayısıyla ben, MESİH inancındaki "kurtuluş" anlayışına, Arminiyanist perspektiften bakmayı daha doğru bulmaktayım.

    İmza