Günümüzde sabiilere harraniler deniyor. Oysaki tarihi gerçekler harranilerin yada harran sabiilerinin gerçekte sabii değil putperest süryanilel olduğu ortaya çıkıyor. Gerçek sabiiler den Kur'anı Kerimde üç yerde bahsedilir. Bakara suresinin 62. ayetinde, "İman edenlerle, Musa dinini kabul edenler, Nasraniler, Sabiler içinde Allaha ve ahiret gününe inananlar ve yararlı işler işleyenler, nezdi İlahideki mükafatlarına erecekler ve hiçbir korkuya uğramıyacaklar, hiç de mahzun olmıyacaklardır".
Maide suresinin 72. ayeti de, yukarki ayetle aynı anlamdadır. Yalnız "Sabiller" kelimesi "vav" harfi ile merju ve "nasraniler' kelimesile yer değiştirmiştir. Hac Suresinin 17. ayetinde, "İman edenler, Yahudi olanlar, Sabiiler, Nasraniler, Mecusiler, Müşrikler yok mu, Hak Tafıla her şeye hakkile şahittir" diye buyrulmaktadır
Harranilik nerden çıkmıştır ?
Harran, putperest olan SüryanileI'in merkezi idi. Islam devrinde bile burası, veseni diyanetle Yunan Kültürünün merkezi olarak kalmış, orada felsefe, riyaziye ve astronomi tedris edilmişti. Sabiiler hakkında, İslam yazarlarının en çok bahsetttikleri de bunlardır. Halbuki bu bölge halkının Sabii ismini alması Me'mun (170-2181786-833) zamanına tesadüf eder.
Harran sabiileri hakkında, İbnu'n-Nedim (Ö. 3851995) şu bilgileri vermektedir: Ebu Yusuf en-Nasrani, Fi'l-Keşfi an mezahibi'l Har-raniyyin adlı eserinde, zamanımızda Sabii diye maruf olan sınıf şudur: Me'mun Bizanslılarla muharebe için Mudar diyarından geçerken Harrani ve Harranilerden bir grubla karşılaşır. Onların saçları uzun ve elbiseleri başka idi. Memun
Onlara ehli zimmet misiniz diye sorduğunda, Harraniyiz diye cevap verirler.Bunun üzerine, Nasrani, Yahudi, Mecusi misiniz diye sorduğunda, hayır cevabını alınca, onlara Kitabınız ve Nebiniz var mıdır, sualini tevcih eder. Bu suale de müsbet bir cevap veremezler. Me'mun, onlara, o halde siz putlara tapan zındıklarsınız, sizi öldürmek helaldır der. Kendilerinin cizye verdiklerini söyleyince, Me'mun, Cizye Allah'ın, Kur'an-ı Kerim'de gösterdiği ehli kitabdan alınır, o halde sizin yapacağınız şey, ya Kur'anda adı geçen ehli kitabdan birini seçecek veya ölümü tercih edeceksiniz, size dönünceye kadar müsaade ediyorum dedi. Onlar saçlarını kesip, elbiselerini değiştirdiler, birçoğu Hristiyan oldu. Bir kısmı da müslüman oldular, pek azı da eski hallerinde kaldılar.
Diğer bir rivayette de onlar, Me'muna "biz Sabiiyiz, bu bir din ismidir, Kur'anda da adı geçmektedir," dediler. Me'munun ölümünden sonra ekserisi irtidat edip saçlarını uzattılar. İşte o zamandan beri kendilerine Sabii denir.
Demek oluyor ki, Harran Sabiileri, Me'mun zamanında imtiyaz elde etmek ve bekalarını temin için Sabiiyiz demişlerdi . İslam yazarları gibi Avrupalı müsteşrikler de onların putperest olduğunu söylerler. Abdu'l -Kahir el-Bağdadi (Ö. 429/1038), "Harran Sabiileri, dinlerini gizlerler ve onu, ancak kendilerinden olanlara izhar ederlerdi." demektedir.
El-Mes'udi (Ö. 346/957) ise "Harran Sabilleri, Yunanlıların avam tabakasıdır ve felsefeleri ise Mütekaddimun felsefesinin haşeviyye kısmı olduğunu" söylemektedir. ) Ebu Bekr el-Cassas (Ö. 370/980), "kendilerine Sabi adı veren bir grup vardır ki,onlar Harran bölgesinde otururlar, Putperesttirler,hiçbir peygambere intisab ve Allahın kitabından hiçbirini intihab etmezler, ehli kitab değillerdir. Kestikleri yenmez ve kadınları nikah edilmez" demektedir. Bunların dua dilleri Süryanice idi. İbadetleri hakkında bize kadar ulaşan malutmat şöyledir:
"Her gün üç vakitte namaz kılarlar.
Birincisi, her rekatta üç secde ile, 8 rekatlık bir namaz, güneş doğmadan önce; ikinci, her rekatta üç secde ile, beş rekat, zevval vaktinde; üçüncüsü, güneş battıktan sonra beş rekattır. Bunlardan başka nafile namazları da vardır. Namaz taharetle sahih olur. Onlar 30 gün oruç tutarlar, kurban keserler. Ekseri kurban ettikleri hayvan horozdur. Kurbanlarını yemezler, yakarlar. Onlar, domuz, köpek, eşek, yırtıcı kuş,fasulye, lahana, mercimek gibi şeyleri yemekten men olunmuşlardır. Sünnet olmazlar, boşanma ancak hakim kararile olur . . İbn Nedim'in, bu hususları Harran Sabiilerine tahsis etmesi pek doğru olmasa gerek, çünkü onlar, oruç adetini terketmişlerdi. Müslümanlarla komşu olmalarından dolayı, Ramazanın ilk gününde oruç tutarlardı. Hatta onlardan meşhur bir zat olan Ebu İshak (Ö. 384/994), Halifenin zoru ile oruç tutardı denilmektedir.
Sanki orjinal sabiiler senin allahına iman ediyorduda çakmalarını eleştiriyorsun, islamiyet gelişirken verilen tavizlerden biridir sabiiler boşa kıvırmayın.
İnsanlık henüz gelişmedi, ve biz henüz işçilerin,tarım emekçilerinin,köylülerin,asker temsilcilerinin sovyetlerinden daha üstün ve daha iyi bir hükümet şekli bilmiyoruz.