Sabiilik / Mandeanizm

İslami Kaynaklarda Sabiiler

İslami Kaynaklarda Sabiiler
Yazan : @Dünya Dinleri Tarih : Kategori : Sabiilik / Mandeanizm Yorumlar : 0 Okunma : 5535 Beğen : 0

Kuranda sabii kelimesi çoğul şekliyle (sabiun / sabiin) üç ayette geçmekte (el-Bakara 2/62; el-Maide 5/69; el-Hac 22/17), bazı hadis metinlerinde de bu kelimeye rastlanmaktadır (Wensinck, el-Mucem, “sb” md.). Kurandaki Sabiilerle kimlerin kastedildiği konusunda çeşitli görüşler ileri sürülmüştür. Bazı Batılı araştırmacılar bununla Güney Arabistandaki Sebeli hıristiyanların kastedildiğini (Bell, s. 60), bazıları da bunun Suriye, Irak ve Kuzey Arabistanda yaşayan bütün gnostik ve Helenistik gruplar için kullanılan genel bir isim olduğunu söylemiştir

Sabii teriminin kimleri ifade ettiği hususunda Abbasi Halifesi Memun döneminden önceki İslam alimleriyle sonrakilerin görüşleri arasında önemli farklılıklar bulunduğu dikkati çekmektedir. Öncekiler Sabiiliğin Hıristiyanlık, Yahudilik ve Mecusiliğe benzer veya bunların arasında bir din olduğunu belirtmiş ve yaşadıkları bölge olarak Iraka işaret etmişlerdir. Mesela Abdullah b. Abbas, Sabiiliğin bir hıristiyan mezhebi olduğunu, ancak onların kestiklerinin yenilemeyeceğini ve kadınlarıyla evlenilemeyeceğini (İbnül-Cevzi, Zadül-mesir, I, 92; Kurtubi, I, 434), Mücahid b. Cebr ise Sabiilerin dinlerinin Yahudilik ve Mecusilik arasında yer aldığını söylemiştir (Taberi, Camiul-beyan, I, 319). Ziyad b. Ebih, Sabiilerin peygamberlere inandığını ve günde beş vakit namaz kıldığını ifade eder. Hasan-ı Basrinin rivayetine göre Ziyad, Sabiilerle karşılaştığında onlardan cizyeyi kaldırmayı düşünmüş, fakat daha sonra meleklere taptıklarını öğrenince bundan vazgeçmiştir (a.g.e., I, 319; İbn Kesir, Tefsirül-Ķuranil-ažim, I, 104).

Ata b. Ebu Rebah, Sabiilerin Sevadda (Hz. Ömer döneminde fethedilen Irak toprakları) yaşadıklarını belirterek onların yahudi, hıristiyan ve Mecusi olmadıklarına dikkat çekmiştir. İbn Cüreycin de bu görüşe katıldığı rivayet edilmektedir. Ebüz-Zinad, Sabiilerin yaşadıkları yerin Kusa, Abdurrahman b. Zeyd ise Musul civarı olduğunu ifade eder. Sabiilerin dinleriyle ilgili olarak ilk dönem İslam alimlerinden Katade b. Diame onların meleklere taptıklarını, Zebur okuduklarını, beş vakit namaz kıldıklarını ve güneşe tazimde bulunduklarını söyler (Taberi, Camiul-beyan, I, 319; İbn Kesir, Tefsirül-Ķuranil-ažim, I, 104). Ebu Hanife de Sabiilerin Ehl-i kitaba mensup oldukları ve Zebur okudukları görüşünü kabul etmektedir. Ona göre Sabiilerin kestiği hayvanların eti yenebilir ve kadınlarıyla evlenilebilir. Ebu Yusuf ve Muhammed b. Hasan eş-Şeybani ise yıldızlara taptıkları için bunların Ehl-i kitap sayılamayacağı, dolayısıyla kestiklerinin yenemeyeceği ve kadınlarıyla evlenmenin caiz olmayacağı görüşündedir. Evzai ve İmam Malik, Sabiilerin müşrikler ve hıristiyanlardan bir grup olduğunu, kutsal kitaplarının bulunmadığını söyler (Cessas, III, 113; Ebül-Leys es-Semerkandi, I, 124-125). Ahmed b. Hanbel de Sabiiliğin Yahudilik veya Hıristiyanlığın bir mezhebi olabileceğine işaret eder (İbn Kudame, X, 568). I ve II. (VII ve VIII.) yüzyıllarda yaşayan İslam alimlerince yapılan Sabiilerle ilgili bu tanımlamaların hemen hepsinin günümüzde Güney Mezopotamyada yaşayan Mandenlerle bir şekilde bağdaştığı görülür. Ancak Sabiilerin meleklere taptıkları, Zebur okudukları veya güneşe tazimde bulundukları gibi iddiaların gerçeği yansıtmadığı söylenebilir. Sabiilerin kapalı bir toplum olması bu tür yanlış anlamalara yol açmış, muhtemelen bu yüzden onların kutsal metni, Zeburla karıştırılmıştır.

Halife Memundan sonraki İslam alimleri Sabiilerle ilgili olarak değerlendirmelerde bulunmuştur. IV. (X.) yüzyılın ortalarında vefat eden Hamza el-İsfahani, Keldanilerin Harran ve Ruhada (Urfa) yaşadıklarını, bunların Halife Memun döneminde Keldani ismini bırakarak Sabii ismini aldıklarını söyler (TariHu sini, s. 7). Aynı bilgileri tekrar eden Muhammed b. Ahmed el-Harizmi gerçek Sabiileri Harranilerden ayırır ve onların Hıristiyanlığın bir kolu olduğunu ileri sürer (Mefatihul-ulum, s. 36). İbnün-Nedim, Harranilerin Sabii ismini nasıl aldıklarına dair önemli bir rivayeti hıristiyan yazarı Ebu Yusuf İşa el-Katiinin kitabından nakleder. Buna göre Harrailer ya da Harnaniler diye adlandırılan putperest Harranlılar, Halife Memunun kendilerini tehdit etmesi üzerine Sabii ismini almışlar ve 833 yılından itibaren Harranlı Sabiiler diye isimlendirilmişler, böylece kitabi din mensubu statüsünü kazanmışlardır. Ebu Yusuf, bu tarihten önce Harran ve civarında Sabiiler adıyla bilinen herhangi bir grup bulunmadığını vurgulamaktadır (el-Fihrist, s. 320). Biruni de Harranilerin Abbasiler devrinde Sabii ismini aldıklarına işaret eder (The Chronology, s. 315). Harranlıların Abbasilerden önceki dönemlerde putperest, Keldani veya Harrani diye adlandırıldığı ve Sabii ismiyle bir ilişkilerinin olmadığı bilinmektedir. Nitekim Ebu Yusuf, Harrandan bahsederken şehir halkının Nabatiler ve Rumlardan kaçıp buraya sığınanlardan oluştuğunu ifade etmektedir (Kitabül-Harac, s. 43).

Harranlıların Sabii adını almaları bir dönüm noktası olmuş, özellikle IX. yüzyılın ikinci yarısından sonra Sabii lakaplı ve Harran menşeli alimlerin tıp, felsefe, edebiyat ve tercüme sahalarında şöhret kazanmasıyla Sabiiler konusunda bütün gözler Harrana çevrilmiştir. Bu dönemde İslam alimleri, Harranlı Sabiiler olarak adlandırılan Harranilerle Irakta yaşayan gerçek Sabiilerin arasındaki farka dikkat çekseler de eserlerinde Sabiilik başlığı altında Harranlıların dini geleneklerini tanıtmışlardır. Mesela Ahmed b. Tayyib es-Serahsi, hocası Ya‘kūb b. İshak el-Kindinin Harranilerin inanç esaslarına ve ibadetlerine dair görüşlerini aktarır. Serahsinin ifadeleri İbnün-Nedim ve Makdisi tarafından nakledilmektedir (Makdisi, IV, 22-24; İbnün-Nedim, s. 318-319). İstahri, Harrandan Sabiiler şehri diye bahseder (el-Eķalim, s. 42). Taberi ise Sabii terimini genel anlamda bütün putperestler için kullanmış, ona göre Buda ilk dönemlerde halkı Sabiiliğe davet etmiştir; aynı alim Zerdüşt öncesi Perslerin de Sabii olduklarını söyler (TariH, I, 176; II, 683). Ebu Bekir er-Razi, Sabiileri Harraniler ve Kimariyyun şeklinde ikiye ayırarak Kimariyyunun Harranilerden farklı ve birçok noktada onlara karşı olduğunu ifade eder (Mes‘udi, Mürucüź-źeheb, IV, 68).

İslam alimleri arasında Sabiilerle ilgili ilk sistematik bilgi Mes‘udi tarafından verilmiştir. Mes‘udi de Taberi gibi Sabii terimini Çinden Mısıra, Suriyeden eski Yunana kadar bütün putperestler için kullanır ve özellikle Sabiiler adı altında geniş bilgi verir. Ayrıca Sabiilerin bir diğer grubu olarak yer verdiği Kimariyyunun Irakta Basra ile Vasıt arasındaki bataklık bölgede yaşadıklarını belirtir. Diğer bir eserinde ise Basra ile Vasıt arasında yaşayan halktan Keldaniler ismiyle bahseder ve onların ibadetlerinde kuzeye yöneldiklerini söyler (a.g.e., II, 112; IV, 61-71; et-Tenbih, s. 161). Ebu Bekir el-Cessas da kendi zamanında yaşayan Sabiilerin iki gruba ayrıldığını kaydeder. Bunlar Harran Sabiileri ile Vasıt civarında yaşayan Bataih Sabiileridir (Ahkamül-Ķuran, II, 401 vd). İbnün-Nedim de Sabiileri iki gruba ayırır. Birincisi Harranilerdir, ikinci grubu ise Sabat el-Bataih (bataklık Sabiileri) veya Mugtesile (vaftiz olanlar) şeklinde adlandırır. Daha önce Cessasın da söz ettiği Bataih Sabiileri hakkında İbnün Nedim, onların Bataih bölgesinde (diğer bir ifadesinde Basra ile Vasıt arasında yer alan Dustumasan civarında ve diğer sulak bölgelerde) yaşadıklarını, vaftiz olduklarını, tuz ve yağ dışında yedikleri şeyleri yıkadıklarını belirtir (el-Fihrist, s. 318-328, 340-341). Abdülkahir el-Bağdadi de Sabiileri Harraniler ve Vasıtiler olarak ikiye ayırır (el-Farķ beynel-fıraķ, s. 263, 348; Usulüd-din, s. 324-325). Öte yandan Biruni, gerek Harranilerle gerekse gerçek Sabiiler adını verdiği Güney Mezopotamyada yaşayan Vasıt bölgesi Sabiileriyle ilgili oldukça tutarlı bilgiler verir. Biruni, çağının diğer yazarları gibi Sabii ismini genelde bütün sapkın inanç mensupları ve putperestler için kullanır. Mesela o da Budanın halkı Sabiiliğe davet ettiğini söyler. Fakat özelde bu isim altında Harraniler ve Vasıt yöresi Sabiilerini inceler. Ona göre Harraniler gerçekte Sabii değildir, gerçek Sabiiler Sevad-ı Irakta Vasıt civarında yaşayan halktır (The Chronology, s. 186, 188, 314-318).

İbn Hazm, Sabiilerle ilgili tartışmalara yeni bir boyut kazandırmıştır. O da bütün putperestlerin Sabii olduğunu söyledikten sonra (el-Fasl, I, 35) bu isim altında özellikle Harranileri ele alarak inanç ve ibadet sistemleri hakkında bilgi verir. Kendisinden öncekilerden farklı olarak Sabiilerle Hz. İbrahim ve Haniflik arasında ilişki kurar. Buna göre Sabiilerin putlara ve yıldızlara tapmadan önceki dinleri yeryüzündeki en eski ve en yaygın dindi. Sabiiler dinlerini bozunca Allah onlara İslam ve Haniflik inancıyla Hz. İbrahimi göndermiş, Hz. İbrahime uyanlar Hanifler olarak adlandırılmıştır.

Sabiiliği genel anlamda puta tapıcılık olarak gören Şehristani, Sabiileri eski Sabiiler (ilk Sabiiler) ve Harranlılar diye ikiye ayırır. Ayrıca Hz. İbrahim dönemindeki Sabiilerden bahseder. Şehristani ilk Sabiilerle muhtemelen, Hz. İbrahim dönemindeki Sabiiler dediği ve hakkında geniş bilgi verdiği grubu kastetmiştir. Ona göre Hz. İbrahim zamanında Sabiilerin yanı sıra Hanifler denilen bir grup daha vardı. Şehristani, Hz. İbrahimin Sabiiler arasında yetiştiğini, önce onların yıldızlara tapan kolu olan Ashabül-eşhasa tabi olduğunu, sonra putperest kolu olan Ashabül-heyakile meylettiğini ve nihayet Sabiiliğin zıddı olan Hanifliği seçtiğini belirtir (el-Milel ven-nihal, s. 24-25, 180-181, 202-203, 246-248).

Zemahşeri, Ebül-Ferec İbnül-Cevzi, Fahreddin er-Razi, Mecdüddin İbnül-Esir ve Muhammed b. Ahmed el-Kurtubi, Sabii teriminin etimolojisi konusunda klasik İslam kaynaklarında yer alan görüşleri tekrar eder, Muvaffakuddin İbn Kudame ve Ebül-Fida, Sabiileri genel anlamda putperest diye tanımlar. Makrizi ise Sabiileri Babil Sabiileri ve Harran Sabiileri şeklinde ikiye ayırır ve özellikle Harranilerle ilgilenir. Nizameddin Hasan en-Nisaburi, Ebül-Fida İbn Kesir, İbn Haldun ve Ebüssuud Efendi de önceki İslam alimlerinin görüşlerini tekrar ederek Sabiilerin yıldızlara ve bunları temsil eden putlara taptıklarını, Sabii teriminin “kendi dinini terkeden kimse” anlamına geldiğini ileri sürer. Bütün bunlardan Harranlıların Sabii ismini benimsemeleri sonrasında dikkatlerin onların üzerine çevrildiği ve Harranilerdeki yıldız ve gezegen tapıcılığına dayalı paganizmin Sabiilik olarak tanımlandığı anlaşılmaktadır.



Yazar Hakkında

  • @Dünya Dinleri

    @Dünya Dinleri

    Bırakın Fikirleriniz Özgür Kalsın ! https://www.alternatifforum.org

    Dunyadinleri.Com Yöneticisi

Yorum Yaz


Yazdığınız yorumların genel ahlak kurallarına uygun olmasına özen gösteriniz. Ayrıca yazdığınız yorumlarda isminiz e postanız eksik yanlış olmamalıdır aski halde yorumlarınız onaylanmaz dikkate alınmaz cevap verilmez.