Hıristiyanlık Tarihi

Hıristiyanlığın Doğduğu Zamanda Mevcut Dünya

Hıristiyanlığın Doğduğu Zamanda Mevcut Dünya
Yazan : @Dünya Dinleri Tarih : Kategori : Hıristiyanlık Tarihi Yorumlar : 0 Okunma : 4243 Beğen : 0

Hıristiyanlığın ortaya çıktığı Filistin, milattan önce I. yüzyıldan itibaren hızlı bir şekilde Helenleşme’ye başlamıştı. Münzevi bir hayat sürerek Ortodoks yahudi inancına bağlı kalmayı hedefleyen mezhepler bile bu gücün etkisinden kurtulamamışlardı. Ancak bu Helenleşme’yi sadece bir Grekleşme olarak düşünmemek gerekir; çünkü Helenistik kültür Anadolu’dan Hindistan’a kadar uzanan geniş coğrafyanın bir sentezidir. Bundan dolayı Hıristiyanlık öncesi Kumran cemaati gibi münzevi yahudi grupları bu kültürel sentezin etkisini yansıtır. Hıristiyanlığın hemen öncesinde yahudi ülkesi olan Filistin de bu anlamda Helenleşmiş bulunuyordu.

1. Yahudilik
Bu dönemde Yahudilik, gerek ibadet şekli gerekse inanç çeşitliliği açısından Helenistik senkretizmin getirdiği bütün etkileri yansıtır. isa’dan önceki I. yüzyıl Yahudiliği bu etkileri geniş bir mezhepler prizmasında yansıtmıştır. Hıristiyanlığın hemen öncesindeki İsrailoğulları’nın mensup olduğu bu mezhepler Yahudilik için olduğu kadar onların arasında veya etki alanında doğan ve gelişen Hıristiyanlık için de önemlidir. Bu mezhepler şunlardır:

Ferisilik (Peruşim “ayrılanlar”).

Milattan önce 165-160 civarında Haşmoni isyanından bir müddet sonra ortaya çıkan bu mezhep, Tevrat ve yahudi ritüellerinin gözlenmesine özel bir önem veren daha önceki Hasidim mezhebinin devamıdır. Şifahi geleneği ön plana çıkaran Ferisiler meleklere iman, ölümden sonra dirilme, ruhun ölümsüzlüğü gibi düşünceleri benimsiyorlardı. Yeni Ahid’de Ferisiler’e çok sayıda atıf vardır (Matta, 3/7; 16/6; 15/1; Luka, 18/9). Yahudi kökenli ilk hıristiyanlardan büyük bir kısmının Ferisiler’den geldiği düşünülmektedir.

Sadukilik (Zedukim ; Zadok kişi adından türetilmiştir)

Milattan önce 200’lerde kurulmuştur. Genellikle zengin ve aristokrat yahudilerden oluşan Sadukiler tapınak görevlerinde ve Sanhedrin’de hakim durumdaydılar. Bedenen dirilmeye, meleklere, ruhun ölümsüzlüğüne ve Tevrat dışındaki geleneklere inanmıyorlardı. Sadukiler Yeni Ahid’de sıkça anılır (Resullerin İşleri, 4/15; 5/17; Matta, 3/7).

Zealot (Kannaim “savaşçılar”)

Milattan sonra 6 yılında kurulan bu mezhep, Romalılar’a karşı yahudilerin bağımsızlığını isteyen fanatik ve savaşçı bir harekettir. Hz. isa’nın şakirdlerinden biri olan Gayyur Simun’un bir Zealot olduğu düşünülmektedir. Öte yandan Markos (15/27) ve Yuhanna’da (19/18) çarmıha gerilme olayında isa’nın her iki tarafında çarmıha gerilen kişiler Lestai diye anılır; “haydut” anlamındaki bu kelime Zealotlar için de kullanılmıştır (EJd., XVI, 950).

Essenilik

Bunlar hakkındaki temel bilgiler yakın zamanlara kadar sadece Josephus ve Philo gibi yazarlara dayanıyordu. 1945’lerde Lut gölü civarında yaşayan bazı münzevi gruplara ait yazılı metinlerin keşfedilmesi Esseniler hakkındaki bilgileri genişletmiştir. Yarı gnostik ve münzevi bir hareket olan Esseni mezhebinin Hıristiyanlığa ciddi bir etkisinin olduğu anlaşılmaktadır. dunyadinleri.com Özellikle ilk kilisenin örgütlenmesiyle Esseniler’in örgütlenme biçimi arasında benzerlikler vardır. Öte yandan Vaftizci Yahya’nın Esseniler’le ilişkisinin bulunduğu düşünülmektedir. Herodcular. Roma idaresini destekleyen ve Herod’un krallığını savunan bürokratik gruplardır. Dini olmaktan çok siyasi bir hareketi temsil eden Herodcular, Yahudiliği Helenistik kültürle kaynaştırmayı amaç edinmişlerdi. Hıristiyanlığın ortaya çıktığı dönemde onun şekillenmesine katkıda bulunan en önemli unsurlar konumundaki bu mezheplerin yanında aynı dönemlerde Hıristiyanlığı etkilemesi muhtemel çok sayıda Mesihi hareket ortaya çıkmıştır. Bütün bu etkilere rağmen ilk Hıristiyanlık, doktrinin merkezine Hz. isa’yı alarak bu mezheplerin dışında bir inanç sistemi geliştirmiştir.


2. Diğer Kültürler

Hıristiyanlığın doğduğu coğrafyada Yahudilik dışında birbiriyle ilişkili başlıca dört kültürel model mevcuttu. Grek, Roma, Helenistik ve Pagan (politeist = çok tanrılı) kültürleri olarak adlandırılabilecek bu kültürler Hıristiyanlığın yayıldığı coğrafyada yaşıyordu. Bölgede şehirli bir medeniyet kurmuş olan Grek kültürünün temel hakimiyeti felsefe alanında kendini göstermiştir. Milattan önce I. yüzyıldan itibaren Yeni Eflatuncu felsefenin çatısı altında birleşmiş olan Aristocu, stoacı, Epikurosçu ve septik düşünceler bütün Grek hayatını etkisi altında tutuyordu. Bazı hıristiyan doktrinlerinin formüle edilmesinde bu felsefelerin büyük katkısı olmuştur. Aynı dönemde siyasi olarak bölgeyi hakimiyeti altında bulunduran Roma İmparatorluğu’nun dini ve felsefi bakımdan bu coğrafya üzerinde etkin bir rol oynadığı söylenemez. Geleneksel Roma dini umuma ait bir kült mahiyetindeydi ve şahsi niteliği yoktu. Romalı idareciler, imparatoru tanrılaştıran evrensel bir din kurmak istemişlerse de hiçbir zaman başarılı olamamışlar, fakat diğer dinlere karşı daima hoşgörülü davranmışlardır. Grek, Roma, Pagan ve Doğu kültlerinin sentezinden oluşan Helenistik kültürün en belirgin izi sanatta ve dini alanda görülebilir.dunyadinleri.com Helenistik din Attis, Kibele, Mithra gibi Doğu ve Ortadoğu kaynaklı ilahlar etrafında oluşmuş mistik bir yapıya sahipti. Bu dinlerin temel inançlarından olan, ölen ve yeniden dirilen tanrılarla kurtuluş doktrini Hıristiyanlık’taki bazı kavramlara tesir etmiştir. Ortadoğu bölgesinin yerli halklarının oluşturduğu, çoğu semitik kökenli paganların dini sistemleri de Hıristiyanlığın ortaya çıktığı sırada mevcuttu. Attis ve Kibele ile ilgili inançlar esas olarak büyük oranda pagan topluluklara aitti. Bununla birlikte Helenistik kültürün etkisiyle pagan dini sistemleri gnostik bir karaktere bürünmüştü.



Yazar Hakkında

  • @Dünya Dinleri

    @Dünya Dinleri

    Bırakın Fikirleriniz Özgür Kalsın ! https://www.alternatifforum.org

    Dunyadinleri.Com Yöneticisi