Hanefi Mezhebi Usulünde İstihsan 'ın Şeri Delil Hükmü

Hanefi Mezhebi Usulünde İstihsan 'ın Şeri Delil Hükmü
Yazan : @Dünya Dinleri Tarih : Kategori : Hanefi Mezhebi Usulü Yorumlar : 0 Okunma : 2284 Beğen : 0

Ebû Hanife’nin fıkhi meseleleri çözümlerken istihsan metodunu (İstihsan Nedir ? : İstihsan muctehidin birbirine benzer meselelerden biri hakkında genel hükmü almayarak daha kuvvetli bir neden bulduğu için ayrı bir hüküm vermesi) büyük bir ustalıkla kullandığı ve bu konuda kimsenin onunla boy ölçüşemediği (Hüseyin b. Ali es-Saymeri, s. 11-12), onun bu özelliğinin birçok fakih tarafından takdir, bazı muhaliflerince de itham ve eleştiri konusu yapıldığı bilinmektedir. Hatta birçok müellifin istihsanı sadece Hanefi mezhebince bilinen ve kullanılan bir metot olarak tanıtması, Hanefi müctehidlerinin istihsanı ilk defa telaffuz edip sıkça kullanmaları, sonraki dönem fakihlerinin ilk dönem mezhep müctehidlerine ait birçok farklı görüşü bu metotla açıklamış olmasından kaynaklanabilir. Halbuki prensip olarak istihsan kavramının Hanefiler’in yanı sıra Maliki ve Hanbeli doktrininde de önemli bir yer tuttuğu, diğer ekollerin muhalefetinin ise genelde adlandırmadan ibaret kaldığı ve metot olarak onlarca da değişik isim ve tarzlarda kullanıldığı söylenebilir.

İmam Muhammed’in eserlerinden itibaren Hanefi literatüründe, “Kıyasa göre şöyle hükmetmek gerekirken kıyası terkedip istihsana göre böyle hüküm verildi” tarzındaki ifadelere rastlanılır. Ancak ilk dönem literatüründe kıyas ve istihsanın tanımına veya çerçevesini belirleyen bir açıklamaya yer verilmeyişi, üstelik bu dönem literatüründe sıkça kullanılan bu iki terimle neyin kastedildiğinin de açık olmayışı, hem daha önce temas edilen tartışmaları başlatmış hem de Kerhi’den itibaren Hanefi fakihlerini istihsanı farklı tariflerle de olsa netleştirme gayretine sevketmiştir (İslam hukuk usulünde istihsan anlayışının doğuşu ve ilk dönemlerdeki gelişim seyriyle ilgili geniş bilgi ve tahliller için bk. Dönmez, s. 127-176).

Hanefiler’in istihsan anlayışını, “bir hukuki olayın benzerlerine bağlanan hukuki sonuçtan vazgeçip başka bir sonuca varma” şeklinde özetlemek, istihsan karşısında yer alan kıyası da birçok durumda “genel nitelikli şer‘i nas, yerleşik genel kural”, hatta bazan “dikkatlice düşünülmeden ilk önce hatıra geliveren çözüm” olarak tanımlamak mümkündür (Mustafa Şelebi, s. 337; Dönmez, s. 145-147 dnyadinleri.com). Öyle anlaşılıyor ki Hanefiler, külli kıyas anlayışları ile naslardan ve fer‘i çözümlerden tümevarım metoduyla birtakım genel sonuçlar ve ilkeler çıkararak değişik konulardaki farklı hükümler arasında ortak bağ ve bütünlük kurmaya, re’y ve ictihad faaliyetleri için hukuki bir alt yapı oluşturmaya çalışmışlar, istihsan metoduyla da hem genel çizgi ve kurala göre istisnai hüküm taşıyan ve sıhhat derecesi sabit olan naslara açıklama getirme, hem de günlük hayatın ihtiyaçları ve değişen şartlar karşısında dinin genel ilke ve amaçlarına uygun yeni çözümler üretme imkanı bulmuşlardır. Bundan dolayı Hanefi müctehidlerinin bu metotla, kuralların katılığı ve darlığı içinde sıkışıp kalmayarak ve bazan nasların lafızlarını zorlayarak nasların (kanunun) ruhunu araştırdıkları ve hakkaniyete uygunluğu sağlamaya çalıştıkları görülür.



Yazar Hakkında

  • @Dünya Dinleri

    @Dünya Dinleri

    Bırakın Fikirleriniz Özgür Kalsın ! https://www.alternatifforum.org

    Dunyadinleri.Com Yöneticisi